‘Kalekollar yaşam alanlarını gasp ediyor’
- 09:01 23 Temmuz 2024
- Güncel
Elfazi Toral
İSTANBUL - Kurdistan kentlerinde inşa edilen kalekollara tepki gösteren siyasetçi Serap Borucu, kalekolların asimilasyon ve özel savaş politikalarının bir parçası olduğunu ifade etti. Kalekolların, hem doğaya hem de topluma verdiği zarara işaret eden Serap, söz konusu politikalara karşı mücadele edeceklerini vurguladı.
AKP-MHP iktidarının Kurdistan’da sürdürdüğü savaş ısrarı ekolojik tahribatla birlikte burada yaşayan yurttaşların da yaşam alanlarını giderek daraltıyor. Kurdistan’ın birçok kentinde “güvenlik” adı altında inşa edilen kalekollar, doğa talanına neden olurken, sayısı her geçen gün giderek artmaya başladı. AKP-MHP iktidarının politikalarının bir parçası olan kalekol inşasına her yıl yenisi ekleniyor. 2018 itibariyle 68 kalekol tamamlandı. Bu kalekollardan biri de Şirnex’in (Şırnak) Hezex (İdil) ilçesine bağlı Hespit (Yerbaşı) köyünde yapıldı. Kalekol yapımıyla birlikte doğayı, üretimi ve kültürü işgal eden iktidar, savaş, yıkım ve asimilasyon politikalarını gittikçe derinleştiriyor.
Kurdistan kentlerinde yapılan kalekollara tepki gösteren Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadıköy İlçe Eşbaşkanı Serap Boru, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
‘Hem doğaya hem topluma zarar veriyor’
“Güvenlik” adı altında Kurdistan’da yürütülen politikalara dikkat çeken Serap, bu politikalardan biri de Kurdistan kırsalında yapılan kalekollar olduğunu söyledi. Serap, kalekolların özelliğine dair “Yüksek güvenlikli projeler yapılıyor. Bu kalekollar dayanıklı, çelikten kapıları olan ve kırılmaz camları olan yapılar” bilgisini paylaştı. Bu kalekolları inşa etmelerinin en önemli nedenlerinden birinin özel savaş olduğunu kaydeden Serap, “Buradaki amaç insanlar üzerinden savaş politikalarını devam ettirmektir. Bunu yaparken de orada bulunan tüm bölgenin doğasına zara veriyor. Doğa ile birlikte orada yaşam süren topluma da büyük bir zararı oluyor. Kalekollar genel de ormanlık alanlarda inşa ediliyor dolayısıyla oradaki ekosisteme de çok zarar veriyor. Köylülerin hem yaşamlarını değiştirmesine neden oluyor, hem de hayvancılık ve tarımla uğraşanların faaliyetlerini engelliyor” dedi.
‘Kalekol yapımına karşıyız’
“Milli Savunma Bakanlığı, TOKİ ile anlaşarak yaklaşık 300 kalekol yapımını projelendirdi; fakat şimdiye kadar sadece 68 kalekol yapıldı diye biliyorum” ifadesini kullanan Serap, kalekol yapımındaki artışa işaret etti. Kalekolların, iktidarın “güvenlikçi” ve “savaş” politikalarının bir sonucu olduğunu kaydeden Serap, şu sözleri kullandı: “Bingöl, Genç’te bir kalekol yapımı var. Muş’ta var, Şırnak’ta var. Bu kalekollar sadece, ‘biz sizinle savaşmak istiyoruz’ mantığıyla yapılan şeyler. Oradaki askerler, jandarmalar, kendilerini güvende hissetmiyor. Kendilerine güvenlik alanı yaratıp, halkı taciz etme amaçları var. Geçmişte de o karakollar yapıldığı zaman halk bayağı tepki gösterdi. Toplu olarak birçok yerde direnmeler oldu. Fakat jandarmalar ve polisler halkın direncini kırdı. Biz DEM Parti olarak, iktidarın savaş politikalarına karşı mücadele ediyoruz. Biz, savaşmak değil, barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Dolayısıyla kalekol yapımının durması gerektiğini savunuyoruz. Bunun için de mücadeleye devam edeceğiz.”
‘Kalekollar halkın toprağını gasp ediyor’
Kalekolların yapıldığı bölgelerde çocukların güvende olmadığını vurgulayan Serap, orada yaşayan tüm yurttaşların da yaşamının tehlikede olduğunu belirtti. Serap, “İnsanların toprakları, köyleri işgal edilmiş durumda. Halkın toprağını gasp ediyorlar. Onların oradaki yaşam alanları da yok ediliyor. Sürdürülebilir insan yaşamının yok edilmesi demek aslında. İnan yaşamının yok edilmesi ya da izin verildiği kadar insanlar yaşayabiliyor. Genel anlamda Kurdistan bölgesine baktığımız zaman sistematik bir şekilde politikalar yürütülüyor” dedi.
‘Hiçbir diktatörlük kalıcı değildir’
“Asimilasyon politikaları, kendisini sürdürebilmek için insanların yaşam alanlarını yok etmeye devam ediyor” diyen Serap, AKP-MHP iktidarının Kurdistan’da Kürt halkına geri adım attırmak ve onları kendi topraklarında yaşatmak istemedikleri için bu politikaları yürüttüğünü dile getirdi. Serap şu şekilde konuştu: “Türkleştirmek istiyorlar; asimilasyon politikasıyla tüm halkları Türkleştirmek istiyorlar. Özel savaş politikalarıyla birlikte bir takım rantlar elde ediyorlar. O bölgelere çok büyük yatırımlar yapılıyor ve her gün bombardımanlarla bu yürütülüyor. O paraları halka harcasalar çok ciddi bir kalkınma olur. O bölgede çocukların düzgün büyümesini ve düzgün beslenmesini istemiyorlar. Kendi iktidarlarını sürdürmek için Kürt halkını ve kendilerinden olmayan insanları yok etme politikasını yürütüyorlar. Şunu söyleyebiliriz ki hiçbir diktatörlük kalıcı değildir; halkların birlikte mücadelesi ve direnişiyle bu politikaları alt edeceğiz.”