Eren Keskin: İktidar ve muhalefet aynı anlayıştan besleniyor
- 09:05 1 Ağustos 2024
- Güncel
Rabia Önver
COLEMÊRG - İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin 90'lı yılların özel savaş politikalarının devam ettiğini belirterek, “Bizim bu coğrafyada temel meselemiz şu, iktidar ve muhalefet aynı anlayıştan besleniyor” dedi.
Kurdistan’da özel savaş politikaları kapsamında devletin geliştirdiği argümanlara her geçen gün bir yenisi eklenirken, kadına ve çocuğa yönelik suçlar da artış gösteriyor. Özel savaş politikalarının en yoğun yaşandığı Kurdistan kentlerinden biri de Colemêrg (Hakkari) oluyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel başkanı Eren Keskin, Kurdistan ve Türkiye'de yaşanan özel savaş politikalarını değerlendirdi.
Coğrafya çözümsüz hale getirildi
İnsan hakları savunucuları olarak 90’lı yıllardan beri özel savaş politikalarının ne kadar zararının dokunduğunu ve Kürt sorununun ne kadar çözümsüz hale geldiğini gördüklerini belirten Eren, “Biz örgüt olarak da yaşadık bu sorunu. Yöneticilerimiz katledildi, şubelerimiz bombalandı. Kaybedilen insanlarımız oldu ki bu coğrafya çok daha ağır yaşadı. Bu politikalarda diretilmesi, Kürt meselesinin çözümsüzlüğünü getiriyor. Bu coğrafyada gerçekten barış ve demokratik çözümün tartışılması fikri bile son derece önemli. Bunu barış sürecinde bu coğrafyada yaşadık. 1990 yılından beri insan hakları hareketi içinde olan bir kişi olarak ve birçok olaya yakından tanıklık etmiş bir insan olarak, ilk defa bu coğrafyada insanların yüzünün güldüğünü barış sürecinde gördüm. Demek ki bir çözüm mümkün. Bunu gördük ama tekrar eski yöntemlere dönülmesi tekrar aynı devlet aklı ve aynı devlet pratiğine dönülmesi coğrafyayı da şu anda çözümsüz hale getirdi” sözlerini kullandı.
‘Kürt politikasını tartışmadan açlığı tartışamayız’
Özel savaş politikalarının, kadına yönelik şiddet kayyım politikalarına kadar birçok şeyi kapsadığını söyleyen Eren, “Bu politikanın devamı Türkiye'de yaşayan tüm insanlara da açık olarak geri dönüyor. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürt politikasını, Kürdistan politikasını tartışmadan Türkiye'deki açlığı tartışamayız. Maalesef ki son derece yanlış Suriye politikası nedeniyle ve orada bir takım cihatçı örgütlerin beslenmesi nedeniyle coğrafya halkı açlığa mahkûm edilmiş durumda. Bu coğrafyada muhalefet dahi dile getirmiyor. Sendikalar da yeterince dile getirmiyor. O nedenle biz, insan hakları savunucuları olarak her zaman barışçıl çözümleri savunuyoruz. Kürt gençleri halay çektiler diye Kürtçe bir müzik ve politik slogan attıkları için tutuklandılar” şeklinde konuştu.
Muhalefete çözüm çağrısı
Eren, son günlerde halay çeken birçok yurttaşın tutuklanmasının da özel savaş politikalarının bir parçası olduğunu vurgularken, gözaltına alınıp tutuklanan birçok gencin ailelerinin geçimlerini sağlamak için batıya gidip çalıştıklarını ekledi. Eren, “Bu coğrafyanın yine çok tartıştığı bir cinayet davası var, bir ülkü ocakları eski başkanının öldürülmesi olayı var. Birçok delil ortadayken bu olaya karışmış birçok insan cinayete karışmış. İnsan hakkında bırakın tutuklama kararı vermeyi soruşturma bile yapılamıyor. Hukuk sisteminin olduğu coğrafyada bu hukuk sistemi de özel savaş politikası ile bağlı. O nedenle özellikle muhalefetin bir an önce gerçek anlamda çözüm talebini dillendirmeye başlaması gerekir” dedi.
‘Hepimiz için tehlike’
1997 yılından bu yana cinsel işkenceye uğrayan kadınların avukatlığını yapan ofisin (Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Ofisi) de yöneticisi olduğunu hatırlatan Eren, “Kadına yönelik şiddet, taciz bir savaş politikası. Tüm savaşların, çatışmalı ortamların hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşanan şeyler hepimizin bildiği gibi ama devlet kaynaklı şiddetin bir savaş politikası olarak kadınına yönelik yaşandığı ve üstünün hukuk tarafından örtüldüğü dönemler çok tehlikeli dönemler. Bizim bu coğrafyada yaşanan şiddet sonrasında Diyarbakır'da eşi tarafından ağır yaralanan bir kadının başvurusu sonucunda İstanbul Sözleşmesi imzalandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tüm Avrupa Konseyi üyelerine bir çağrı çıkarttı. O nedenle bütün bunlar birbirini etkileyen sebepler ve bu sebepler, bu politikalar var olduğu sürece de bu coğrafyada hem açlık hüküm sürecek, hem bu kadar otoriterleşme. Birbirine bu kadar karşı kutupların olması varlığını devam ettirecek. Bu hepimiz için tehlike” sözlerini kullandı.
‘İktidar ve muhalefet aynı anlayıştan besleniyor’
Eren, son olarak şunları söyledi: “Kürt sorununu çözümsüz hale getiren özel savaş politikalarına son verme değil ama en azından tartışılmaya başlanması için muhalefetin üstüne çok büyük bir görev düşüyor. Bizim bu coğrafyada temel meselemiz şu; iktidar ve muhalefet aynı anlayıştan besleniyor. Bunu ana muhalefet partisinin özellikle dile getirmesi gerekir ama ne yazık ki bu talepleri sadece dile getiren siyasi hareket kadın hareketi ve işte bazı sosyal hareketler. Onun dışında ana muhalefet bunu hiçbir zaman almadığı için bu sorunlar varlığını devam ettiriyor.”