'Colemêrg'de yaşanan ihlaller 90'lı yılları hatırlatıyor'
- 09:03 22 Ağustos 2024
- Güncel
Rabia Önver
COLEMÊRG - Colemêrg'deki baskı ve fiili OHAL uygulamalarının devam ettiğini belirten Colemêrg İHD Şube Yöneticisi Pınar Yılmaz, “Yüksekova’da 6 genci alıp GBT var deyip gözaltına alarak işkence yapmak ve Şemdinli yolu üzerine çıplak bir şekilde bırakmaları bize 90’lı yılları hatırlatıyor” dedi.
Colemêrg ve ilçelerinde, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen askeri darbe girişimi sonrası devreye sokulan Olağanüstü Hal (OHAL) fiili uygulamaları devam ediyor. 2016 yılından bu yana Gever’de şiddet, kötü muamele ve insan hakları ihlallerinde yoğun artış yaşandı. Gever merkezde bulunan Şahin Tepesi halka kapatılarak karakol yapıldı. Şemzinan’da daha önce 4 kontrol noktası varken, şimdi bu sayı 6’ya yükseldi. Bu noktalar, Şemzinan yolunda bulunan kontrol noktası, Mıciç (Örnek) köyü kontrol noktası, Haruna Geçidi kontrol noktası, Durak köyü kontrol noktası, Şapatan köyü kontrol noktası ve Şemzinan merkezde bulunan kontrol noktasıdır. Bu kontrol noktalarının bulunduğu yerlerde her tepede bir askeri üst karakol bulunuyor. Tarım ve hayvancılık için önemli olan yayla ve vadilerin çoğu "özel güvenlik bölgesi" adı altında yasaklandı. AKP-MHP dışındaki siyasi parti ya da sivil toplum örgütleri herhangi bir eylem ve etkinlik yapmak istediklerinde "izin" almak zorunda kalıyorlar.
Colemêrg, yoğun hak ihlallerinin yaşandığı kentlerden biri olmaya devam ediyor. Gün geçmiyor ki Colemêrg, bir ihlalle uyanmasın. En son, polislerce gece yarısı evlerine giden 6 genç gözaltına alındı, saatlerce işkenceye maruz bırakıldıktan sonra şehrin dışında çıplak bir şekilde bırakıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şube Yöneticisi Pınar Yılmaz, Colemêrg'de yaşanan ihlaller ve en son darp edilen 6 genç hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Gever’de yaşananlar 90’lı yılları hatırlattı
Colemêrg ve ilçelerinde hala OHAL’in devam ettiğini belirten Pınar, 8 yıldır karşılaştıkları ihlallerin 90’lı yılları hatırlattığını söyledi. Pınar, “Bizler hala Cumartesi eylemlerinde faili meçhulleri arıyoruz. Cenazeleri bulunamayan onlarca genç, baba, anne, kardeş, kadın erkek demeden faili meçhule maruz kalan binlerce insan var. Yüksekova’da 6 genci alıp GBT var deyip gözaltına alarak götürüp işkence yapmak ve Şemdinli yolu üzerine çıplak bir şekilde bırakmaları bize 90’lı yılları hatırlatıyor. Ailelere bilgi verilmeden ailelerin emniyete gitmesi, savcılığa gitmesi ve orada ailelere ‘Biz gözaltı yapmamışız’ cevabı verilmesi durumu var. Vali’nin, Emniyet müdürünün haberi yokmuş. Ama alan kişiler sosyal medyada görüntülerde gördüğümüz üzere bellidir. Çok açık bir şekilde araçları ve silahlarını gördük” diye konuştu.
‘Artık bir çözüm üretilmesi gerekiyor’
Bir ilçeden diğer bir ilçeye gitmek için halkın defalarca kontrol noktalarında bekletilip GBT’ye maruz bırakıldıklarını söyleyen Pınar, yapılan işkencenin ve baskıların bu coğrafyanın kaderi olduğunu gösterdiğini belirtti. Pınar, “Bu coğrafyada yaşamak, işkence göreceksin, OHAL’e maruz kalacaksın anlamına getiriliyor maalesef, bu, demokrasinin Türkiye'de işlemediğinin bir göstergesidir. Ben o gençlerin psikolojisini gerçekten ciddi anlamda anlıyorum. O yüzden de içim sızlıyor. Çünkü 99'da ben de Toroslar tarafından kaçırıldım, günlerce işkenceye maruz kaldım. Ölü olarak çöpe atıldım. Buradaki kirli siyaseti ortaya koyuyor. Tekrar acaba 99'lara mı dönüyoruz, yine faili meçhuller mi başlayacak düşünceleri kafamızda dolanıyor. Yetkililerin gerçekten buna dur demesi gerekiyor. Burada İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı, Vali; bunların hepsi artık bir çözüm üretmesi gerekiyor” dedi.
‘Çağrımız OHAL’in kaldırılması ve bu gençlerin özgürleştirilmesidir’
İnsan hakları savunucuları olarak, hak ihlallerini artık kabullenemediklerini dile getiren Pınar, “Her gün bir hak ihlaliyle karşı karşıya geliyoruz. Ya sınırda bir genç ölüyor ya da kaçakçı kolber deyip katlediliyor. Gençler gözaltına alınıyor, senin ifaden var deyip gözaltına aldırılıp işkence edilip bırakılıyor. Bunları kabul etmek mümkün değil. Gençlerin ifadeleri varsa emniyette veya savcılığa götürülüp ifadeleri alınır. İşkence edilerek bir yere atılarak gözaltı yapılmaz. Ama maalesef bizim bölgemiz Teksas olmuş, biz Teksas'ta yaşamıyoruz. Burası Yüksekova, Şemdinli ve Hakkari coğrafyası. Bu şekilde gençleri öfkelendirip daha çok düşman yaratma politikasıdır bu. Bir iç savaş mı çıkıyor acaba diye düşündürüyor bana şu anki OHAL sistemi. Bu uygulamanın bir an önce son bulması lazım. Bu insan haklarına aykırıdır. Her insanın yaşam hakkı, seyahat hakkı vardır. Bunları kısıtlamak, bunları engellemek demokrasinin işi değildir. Onun için çağrımız budur: Bir an önce OHAL’in kaldırılması ve bu gençlerin özgürleştirilmesidir” ifadelerini kullandı.