AMED - Ben û Sen Mahallesi’nde gençler arasında uyuşturucu kullanımının iktidar tarafından bilinçli olarak sistematik bir şekilde yaygınlaştırıldığını ve halkın yoksullukla yüz yüze bırakıldığını söyleyen kadınlar, “Artık yeter, çocuklarımızdan kirli ellerinizi çekin” diye seslendi. 

 

İktidarın Kurdistan’da başta kadın ve çocuklar olmak üzere halka yönelik yürüttüğü özel savaş politikası giderek derinleşiyor. Söz konusu politikaların yoğunlaştığı yerlerden biri de Amed’in Yenişehir ilçesinde bulunan Ben û Sen Mahallesi. Sûr’da yaşanan sokağa çıkma yasakları sürecinde bir çoğu evlerinden zorla çıkarılırken kalanlar da yoksullukla yüz yüze kaldı. Ben û Sen’de yaşayan gençler üzerinde uyuşturucu kullanımının iktidar tarafından yaygınlaştırıldığını söyleyen mahalledeki kadınlar, tepkilerini dile getirdi. 

 

‘Geceleri rahat uyuyamıyoruz’

 

Amed’in Karaz (Kocaköy) ilçesinden olan Kıymet Özgar, evlendikten sonra Ben û Sen’e yerleşti ve 33 yıldır da burada yaşıyor. Kıymet, mahalleye ilk geldiğinde huzurun olduğunu belirterek şunları dile getirdi: “Önceleri Ben û Sen çok güzel ve kalabalıktı. Sûr’da yaşanan çatışmalardan sonra evler yıkıldı. Komşularımız mecbur kalıp buradan göç etti. Şimdi biz yalnız kalmışız. Önceleri de yoksulluk vardı zorluk yaşıyorduk ama yine de korkmuyorduk. Hiç olmazsa geceleri evlerimizde rahatça uyuyabiliyorduk. Şimdi ise öyle değil, rahat uyuyamıyoruz ve korkuyoruz.”

 

 

‘Gençler arasında zehir yaygınlaştırılıyor’

 

40 yıldır Ben û Sen’de yaşayan Gozel Temircan, torununun uyuşturucu kullandığını ifade ederek, mahallede gençlerin devlet eliyle zehirlendiğini söyledi. Gozel şöyle konuştu: “İçimize girdiler ve gençlerimizin arasında zehir yaygınlaştırıyorlar. Ben û Sen’e ilk geldiğimde böyle bir şey yoktu.”

 

Uyuşturucu sistematik olarak yaygınlaştırılıyor

 

Zeynep Metin de, Ben û Sen’de bilinçli olarak yoksulluğun yaygınlaştırıldığını  kaydetti. Ben û Sen’de artık çocuklarını güvende hissetmediklerini dile getiren Zeynep, “Nereye baksan uyuşturucu kullanan var. Çocuklarımı bakkala göndermeye korkuyorum. Çünkü başlarına kötü bir şey gelip gelmeyeceğini bilemiyorum. Bu uyuşturucu belası bir anda çıkmadı, sistematik bir şekilde yaygınlaştırıldı. Sûr’daki çatışmalardan sonra ortaya çıktı” sözlerini kullandı.

 

Evlerinin önünde oturmaya korkuyorlar

 

Temizlik konusunda da çok zorluk yaşadıklarını paylaşan Zeynep, kayyım belediyesinin mahalleyi temizlemek için hiçbir adım atmadığını sözlerine ekledi. Zeynep, şöyle devam etti: “Belediye çalışanları sadece haftada iki ya da üç gün çöpleri alıyor. Hizmetleri bu kadar. Bir haftadır suyumuz kesik. Bir gün su var bir gün yok. Aradığımızda da ‘barajda su az o yüzden kesiliyor’ diyorlar.  D zaman parklarda akıttıkları su nereden geliyor? Parklar için su var, bizim için mi yok? Kışın da elektrikler yok. Ben û Sen’i viran ettiler. Önceleri güzeldi ve bizler gece saat 1-2’ye kadar komşularımızla parklardaydık. Şimdi ise evimizin kapısında oturmaya korkuyoruz. Geceleri silah seslerinden uyuyamıyoruz. Bu durum ne zamana kadar sürecek?”

 

Yoksullukla yüz yüzeler

 

Ben û Sen’de çocukların yiyecek bulmakta zorlandıklarını bunun da gelişimlerini olumsuz etkilediğini ifade eden Zeynep, “Eşim esnaf. Yazın çekirdek satıyor. Bazen çalışıyor bazen çalışmıyor. 3 çocuğum var. Geçimimizi sağlayamıyoruz. En küçük çocuğum anasınıfına gidiyor ve bazen çantasına bir şey koyamıyorum beslenme için. Ben û Sen halkının hepsi bu durumda” sözleriyle yaşanan yoksulluğa dikkat çekti. 

 

Huzur istiyorlar

 

8 yıldır Ben û Sen’de yaşayan Belkıs Demir ise, evlerinin yıkılmasının ardından yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Yıkılan evlerin yerleri çamur, kir, toz içinde. Yağmur yağdığında üzerimize akıyor. Çatışmalardan sonra oldu. Birkaç gün önce çocuklarımla dışarı çıktım, gençler arasında kavga çıktı,  silah çektiler birbirlerine. Sonra mecburen eve geri döndüm. Artık evimizden dışarı çıkamıyoruz. Gençlerimiz önceleri böyle değildi. Şimdi bu haldeler. Burada sadece huzur içinde yaşamak istiyoruz.” 

 

‘Kirli ellerinizi çocuklarımızın üzerinden çekin’

 

Ben û Sen’de yaşayanların ekonomik durumuna dikkat çeken Tülay Orak, “Gelin yaşadığım eve bakın. Çıkamıyorum. Çok paralı evler. Yılan giriyor evime. Yaz olduğunda da su üzerimize akıyor. Her şey pahalı. Çocuklarımıza yiyecek alamıyoruz ve dışarı çıktıklarında da içimiz rahat değil. Çocuklarımızın arasında uyuşturucuyu yaygınlaştırdılar. Artık yeter, bu kirli ellerini çocuklarımızın üzerinden çeksinler” diyerek özel savaş politikalarının son bulmasını istedi.