AMED - Yedi yıllık tutukluluk süresinin dolmasına rağmen halen tahliye edilmeyen Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ın avukatlarından Müzeyyen Nergiz, “Yargının Anayasa maddesine açıkça uymadığı ağır bir ihlaldir ve Ankara 22’nci Ağır Ceza mahkemesi suç işliyor” dedi.

 

Amed Büyükşehir Belediyesi (DBB) eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek gözaltına alındıktan sonra 30 Ekim 2016'da tutuklandı. Gültan, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) belirlenen 7 yıllık azami tutukluluk süresinin dolmuş olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Avukatlarının Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvurulara rağmen hala bir yanıt yok. Gültan’ın avukatlarından Müzeyyen Nergiz, yargının tutumuna dair konuştu.

 

25 Ekim’de yapılan başvuruya cevap yok

 

Gültan’ın tutukluluğunun makul süresinin aşıldığını dile getiren Müzeyyen, “7 yıl makul süreyle değil azami süresi 1 yıldır aslında hatta biz başından beridir Gültan Kışanak’ın tutukluluğunun haksız olduğunu düşünüyoruz” dedi. Gültan’ın başından beridir tutuklanmaması gerektiğini belirten Müzeyyen, “Yasalarda yani ulusal mevzuatta tutuklu kalabileceği sürede aşıldı ve Gültan hala içeride tutuluyor. Hem yasaya aykırı hem de hukuksuz bir tutuklama söz konusu Gültan Kışanak için. Biz halen süren Anayasa Mahkemesi'nin ele alınmayan dosyaya ayırıcı yeni bir ek talebinde bulunduk. Azami tutukluluk süresi doldu. Artık yasaya bile uygun mahkeme kararı yok, derhal tahliye edilmeli. Fakat 25 Ekim’de bu başvuruyu yaptık. Onun üzerinden de 12 gün geçmesine rağmen halen bir cevap gelmedi” ifadelerine yer verdi.

 

Sonuç alınmazsa AİHM’e gidilecek

 

Yapılan başvurulara cevap gelmeyince yeni bir başvuruda bulunduklarını ve bu başvuruyu 6 Kasım’da gerçekleştirdiklerini kaydeden Müzeyyen, “Gültan Kışanak’ın mahkeme kararı olmadan, herhangi yasal dayanak olmadan tutulduğuna ilişkin yeni bir başvuru yaptık. Yargılandığı Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar tutukluluğunun değerlendirilmesi talebini gönderdik. Fakat ne Anayasa Mahkemesi’nde şimdiye kadar ne de bunun asıl yargılamasını yapan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde henüz buna dair bir karar yok. Bu anayasa nezdinde ve yargılama yapan mahkeme nezdindeki çabalarımız devam edecek. Eğer bunlardan sonuç alamazsak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yeni bir başvuru yapacağız” çağrısını yaptı.

 

‘Türkiye’nin yasalara uymaması yaygın bir pratik’

 

Müzeyyen, Türkiye'nin yasalara ve üst mahkemelere uymamasının yaygın bir pratik haline geldiğini belirtirken, “Gültan Kışanak özelinde bu durum yasanın açık maddesine de uymamak haline geliyor. Yargının bir yasa maddesine açıkça uymadığı ağır bir ihlaldir. Çünkü açık bir yasa maddesi var ve mahkeme bir nevi suç işliyor. Gültan Kışanak’ın tutukluluğunun devamı için hiçbir yasal dayanak yok. Verilen mahkeme kararı yasaya göre bir mahkeme kararı değil ve şu an suç işleniyor” sözleriyle hukukun uygulanmadığının altını çizdi.

 

‘Başvurularımız devam edecek’

 

Gültan için verilen hukuk mücadelesine değinen Müzeyyen, “Gültan Kışanak’ın dostları, insan hakları örgütleri ve kadın örgütlerine ‘Bu pervasız hukuksuzluğu teşhir etmek ve kamuoyu oluşturmak gerekiyor’ yönünde bir çağrı yaptık. Bir basın toplantısıyla bunu duyurduk ve önemli bir katılım gerçekleşti. Bizler hukuk mücadelesini sürdürürken bu yönlü mücadeleyi de sürdüreceğiz. Mahkemelerin hiçbir şey yokmuş gibi pervasızca kanun maddelerini eğip bükerek insanları yıllarca hukuksuz bir şekilde özgürlüğünden yoksun bırakmalarına izin vermemeye çalışacağız. Uluslararası kurumlar nezdinde de gerek AYM gerekse bu yönlü Avrupa Konseyi kurumlarına da başvurularımız sürecek” şeklinde konuştu.

 

Kamuoyuna çağrı

 

Amed halkının Gültan’ı  Rezan (Bağlar) Belediyesi kadın çalışmalarından dolayı daha çok tanıdığını paylaşan Müzeyyen, “Hepimizin yolu da bir bakıma onunla kadın çalışmaları yönünde kesişti. Dolayısıyla hem kadın örgütleri nezdinde çok büyük bir emeği var hem de çok tanınan bir siyasi kişilik. Bu nedenle Gültan Kışanak’ın içeride tutulması, bir nevi kadın haklarına da bir saldırıdır. Bir kadın olarak, eşbaşkan olarak, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin başkanıyken ve kadın haklarına özel bir önem, duyarlı bir belediyecilik yapmaya çalışırken tutuklandı. Dolayısıyla Gültan Kışanak için yapılacak mücadele aynı zamanda kadın hakları için yapılacak bir mücadeledir. Kadın hakları örgütlerinin bu bakış açısıyla Gültan Kışanak’ın tutukluluğunun son bulması, özgürlüğüne kavuşması için kamuoyu oluşturmak uluslararası kurumlar üzerinde baskı oluşturmak için herkesin kendi cephesinden mücadele etmesi çağrısını yapıyoruz” dedi.