Luzia Michael-L'Amico: Kürtçe Türk devleti için niye sorun?
- 09:03 22 Kasım 2023
- Kültür Sanat
AMED - MED-DER’de Kürtçe öğrenen kursiyerlerden İtalyalı olan ancak İsviçre’de yaşayan Luzia Michael-L'Amico, yaşadığı bölgede 4 resmi dilin olduğunu belirterek, “Türk devleti için Kürtçe neden sorun?” diye sordu.
Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER), kurulduğu günden bu yana Kürtçe dil kursları ile çalışmalarını sürdürüyor. İtalyalı Luzia Michael-L'Amico ve Gülistan Nazlıer de MED-DER’de Kürtçe öğrenen kursiyerlerden. Luzia ve Gülistan dil kursuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Türk devleti için Kürtçe neden sorun?’
İsviçre’nin en fazla İtalyanca konuşulan bölgesinde yaşayan Luzia, yıllardır kamplarda yaşayan mülteciler için gönüllü olarak çalışmalar yürütüyor ve özellikle de Kürt mülteciler dikkatini çekiyor. Orta Doğu’dan ve Kurdistan’dan gelen mültecilere yaklaşımı gören Luzia, mültecilere yardımcı olma konusunda kendisini sorumlu hissediyor. Kampta tanıdığı arkadaşlarının ona Kürtçe’nin durumundan ve Türkiye’nin yaklaşımlarından söz ettiklerini söyleyen Luzia, “Bana kendi dillerini konuşamadıklarını söylediler, okullarımız yok dedi. Ben de arkadaşlarımın Kürtçe bilmediğini gördüm ve Kürtçe öğrenmeye karar verdim. Bana bakarak onların da Kürtçe öğrenmelerini istedim. Kürtçe’nin oyk olmasını istemiyorum. Kürtçe çok güzel ve zengin bir dil. Ben İtalyalıyım ama İsviçre’de yaşıyorum. Orada 4 resmi dil var. Türk devleti için sorunun ne olduğunu anlayamıyorum. Kürtçe neden sorun? Kürtler kendi dilleri ile konuşurlarsa, bu kötü bir şey mi? Birkaç yıl önce balkonda Kürtçe şarkı dinlediği için bir gencin Türk devleti tarafından öldürüldüğünün haberini okumuştum. Bu benim için normal bir şey değil” dedi.
‘Bakanlığın festivalleri Kürt kültür ve dilinin düşmanı’
Kürt dil ve sanatına yönelik saldırılar ile kültürel kırım festivallerine dikkat çeken Luzia, kendi dili ile sanatsal çalışmalarını yürütenlerin değil suçluların tutuklanması gerektiğini belirtti. “Kurdistan’da festivaller yapılıyor" diyen Luzia, devamla şunları dile getirdi: “Bunlar sahte festivaller. Çünkü festivaller Kürt düşmanı. Türk devleti, Kürt sanatçıları tutukluyor. Bu festivaller Kürt halkı için değil. Kürt halkı bu festivallerden uzak durmalı. Çünkü bu festivaller düşmanca, Kürt kültürü için değil.”
Kürtçe’den vazgeçmedi
Luzia, dil ve kültürün bir ülkenin ruhu olduğunu söyledi. Luzia, “Dil ve kültür olmadan bir ülke olmaz. Kürt halkının kendi dilini öğrenmesi önemli ve çocukları ile Kürtçe konuşmalılar. Şimdi dili öğrenmenin birçok yöntemi var. Online öğrenebiliriz, MED-DER’de de bu online kurslar var. Yüz yüze olanlar var ve bunlar parasız. Gerçekten insan isterse birçok yol var. Kürtçe’yi daha çok öğrenmek istiyorum ancak benim için zor. Çünkü ben 10 yıl önce trafik kazası geçirdim ve başımda çok sorun var. Konsantrasyonum olmuyor ve her şeyi unutuyorum. Bu yüzden tam çalışamıyorum. Kürtçe’yi öğrenmeye başladığımda, sağlığımdan dolayı öğrenemeyeceğimi düşündüm. Daha sonra başladım ve birinci aşamayı on defa tekrar ettim. Çünkü öğrendiğim gibi unutuyordum. Ancak Kürtçe’yi çok da öğrenmek istiyordum. Düşündüm, on defa da olsa yirmi defa da olsa tekrarlayıp Kürçe’yi bir gün konuşabileceğime karar verdim” şeklinde konuştu.
Sahiplenme çağrısı
Kütçe’yi sahiplenme çağrısı yapan Luzia, yaşamın her alanında Kürtçe konuşulmasını istedi. Luzia, son olarak şunları belirtti: “Kürtler kendi evlerinde Kürtçe konuşmalı. Çünkü Kürtçe’nin geleceğe aktarılması gerekiyor.”
‘Devlet dilimizi bitirmek istiyor’
Gülistan Nazlier de, devletin Kürtçe’yi bitirmek ve Kürtlere unutturmak istediğini dile getirerek, “Ben buraya dilimi daha iyi öğrenmek, yazmak ve okumak için geldim. Daha iyi öğrenmek için geldim. Bildiğiniz gibi dilimiz yıllardır yasak, saldırı altında kaldı ve hala daha öyle” dedi.
Kirmanckî yok olma tehlikesi ile karşı karşıya
Kirmanckî’nin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirten Gülistan, sahiplenmenin olmaması durumunda yok olacağını söyledi. Gülistan, şunları ifade etti: “Tüm anneler, babalar çocukları ile Kirmanckî konuşsun. Dilimiz yok olmak üzere. Bu yüzden de herkesin diline sahip çıkması, konuşması lazım. Dilimiz her şeyimiz. Herkes bunu bilsin ve buna göre hareket etsin.”