Ailelerden cenazelere saldırıya tepki: Kabul etmiyoruz

  • 09:01 1 Aralık 2023
  • Güncel
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - İktidarın cenazelere yönelik işkence politikalarını değerlendiren özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin aileleri, “Devletin cenazelerimize olan saldırıları ahlaksızlıktır, bunu kabul etmiyoruz. Devlet beyaz tülbentlerimizden korkuyor. Bizler kendi haklarımızı, başta Önderimiz olmak üzere cezaevinde bulunan tüm tutsaklarımızın özgürlüğünü istiyoruz. Devletin tüm saldırıların karşı yaşamını yitiren çocuklarımızın mücadelelerini devam ettireceğiz. Biz onların izinde ve yolunda olacağız” mesajını verdi.
 
AKP-MHP iktidarının Kurdistan ve Türkiye’de Kürt halkına uyguladığı özel savaş politikaları, 20 yıldır kesintisiz bir şekilde sürüyor. Bu politikaların en yoğun uygulandığı konulardan biri de cenazeler ve mezarlıklara yönelik saldırılar. Bedlîs’in Yukarı Ölek köyünde bulunan Garzan Mezarlığı, 19 Aralık 2017’de tahrip edilirken, ailelerinden habersiz mezarlardan çıkarılan en az 282 cenaze, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürüldüğü ve sonrasında İstanbul’daki Kilyos Mezarlığı’na defnedildiği iddia edilmişti. Ancak sonrasında cenazelerin Kilyos’ta bir kaldırıma gömüldüğü ortaya çıktı. Kaldırımdan çıkarılan cenazeler, Kimsesizler Mezarlığı’na ve Kilyos Mezarlığı’na defnedildi. Diğer yandan yaşamını yitirenlerin birçoğunun cenazesi ise kemikler halinde kutu içerisinde ailelerine teslim ediliyor. 
 
İktidarın özel savaş politikalarına karşı ne mücadelelerinden ne de kemiklerini aramaktan vazgeçmeyeceklerinin mesajını veren aileler, JINNEWS’e konuştu. 
 
‘Devletin saldırıları ahlaksızlıktır!’
 
Devletin Kürt halkına yönelik sindirme ve saldırı politikalarını hem Kurdistan hem de Rojava’da devam ettirdiğini söyleyen Kamile İmre, “Devletin bu saldırılara derhal bir son vermesi gerekiyor” dedi.  Daima savaş politikalarının karşısında duracaklarını belirten Kamile, “Kürt halkı olarak talebimiz savaş değil, barış istiyoruz. Bizim mezarlarımıza, kemiklerimize saldırıyorlar. Çocuklarımızın kemiklerini kutuda veriyorlar elimize. Bu ahlaksızlığı kabul etmiyoruz. Devletin saldırıları ahlaksızlıktır. Savaş insanlık suçudur. Bunun için de hem Kürt halkının hem de gençlerimiz bu konuda mücadele etmelidir. Buna sessiz kalmamamız ve mücadele etmemiz gerekiyor. Devlet bu cinayete, bu ahlaksızlığa ve bu şiddete derhal son vermeli” sözleriyle seslendi.
 
Mücadelede kararlılar: Önderimiz özgürlüğünü istiyoruz!
 
“Devlet çocuklarımızı katlediyor ve cenazelerimizi vermiyor” ifadelerini kullanan Nezahat Timurtaş da, “Bizler kendi haklarımızı istiyoruz. Başta Önderimiz olmak üzere cezaevinde bulunan tüm tutsaklarımızın özgürlüğünü istiyoruz” diyerek PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü taleplerinde ısrarcı olduklarını vurguladı.  Nezahat, “Hiç kimsenin bizlere hakaret etmeye, bizi sindirmeye ve ezmeye hakkı yok. Biz hakkımızı istiyoruz. Devlet artık çocuklarımızı katletmesin. Ve bir gerçeklik var, devlet Kürt halkından korkuyor. Biz de kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz. Çocuklarımız yaşamın her alanında devlet tarafından sindirilmeye çalışılıyor. Bizler de çocuklarımıza sahip çıkıyoruz ve bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Devlet beyaz tülbentlerimizden korkuyor!’
 
Barış, demokrasi ve çözüm istediklerinin altını çizen Nezahat, “Bizim çocuklarımızı öldürüyor, buzdolabında saklıyorlar. Çocuklarımızın mezarlarını tahrip ediyorlar. Kemiklerini bizlere vermiyorlar.  Bunun nedeni de şu, bizlerden ve çocuklarımızın kemiklerinden korkuyorlar. Devlet bizim beyaz tülbentlerimizden korkuyor. Yüzlerce polis iki tane annenin etrafında toplanıyor. Devlet bizden ve mücadelemizden korkuyor. Biz var oldukça bu mücadele devam edecek. Bizden sonra gelen çocuklarımız da bu mücadelenin sürdürücüleri olacak. Biliyorlar ki Kürtler gün geçtikçe daha yükseliyor ve artıyor. Devlet bizi yok etmeye çalıştıkça biz yenilenip tekrardan diriliyoruz.  Devletin gücü biz Kürtlere yetmez. Hiçbir politikası bizi korkutamaz ve yıldıramaz” ifadeleriyle mücadelelerinden asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.  
 
‘Devletin ölüye bile saygısı yok!’
 
Kürt halkının bir arada ve birlik içerisinde olması gerektiğini dile getiren Kamile Koç ise devletin sürdürdüğü özel savaş politikalarına karşı ses çıkartılması gerektiğini aktardı. Kamile, “Bu zulmü artık kabul etmiyoruz. Çocuklarımızı dağlarda katlediyorlar, cenazelerimizi vermiyorlar. Bizim çocuklarımız doğru ve hak yolundadırlar. Devletin zulmünden dolayı dağlara gittiler. Ayrımcılığa, eşitsizliğe karşı çocuklarımız mücadele yürütüyor. Bu mücadelede yer alan çocuklarımız devlet eliyle katlediliyor ve cenazelerimizi vermiyorlar. Devletin ölüye bile saygısı yok” sözleriyle tüm Kürt halkına mücadele çağrısında bulundu.
 
Saldırılar karşısında mücadeleden vazgeçmiyorlar
 
“Yaşamını yitiren çocuklarımızın mücadelelerini devam ettireceğiz” diyen Şükran Tukay da, yaşamını yitiren yakınlarının mezarlarına yapılan saldırılara karşı mücadeleden vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi. Şükran, “Çocuklarımızın mücadeleleri bizim mücadelemizdir. Biz onların izinde ve yolundayız.  Devletin çocuklarımıza karşı uyguladığı kirli savaşı kabul etmiyoruz. Bize düşen ne ise üstleneceğiz ve mücadelemiz her daim devam edecek” sözlerini kullandı.
 
 
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!