Akdenizli eko-feminist kadınlar manifesto yayınlayacak

  • 09:01 3 Aralık 2023
  • Ekoloji
 
Melike Aydın 
 
ÇANAKKALE - MWF’ın düzenlediği uluslararası toplantıda eko-feminist manifesto yayınlanması kararı çıktı. Toplantıya katılanlardan eko-feminist Süheyla Doğan, Akdeniz’de yer alan farklı kadın hareketleriyle de iletişim içinde olacaklarını söyledi.
 
Akdeniz ülkelerindeki kadın hareketini destekleyen ve kaynak yaratan Mediterranean Women's Fund (Akdeniz Kadın Vakfı) 3-5 Kasım’da tarihleri arasında Akdeniz’e sınırı olan ülkelerdeki ekoloji ve kadın hareketi içerisinde yer alan feminist kadınları Paris’te buluşturdu. “Akdeniz Feministleri ve İklim Adaleti” başlıklı toplantıya Türkiye dışında Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Kıbrıs, Lübnan, Suriye, Hırvatistan, Makedonya, Bosna Hersek, Sırbistan, Yunanistan, Portekiz, Fransa’dan feministler yüz yüze, savaş nedeniyle katılamayan Filistin ve vize alamayan Suriye temsilcileri de çevrimiçi olarak katıldı. 
 
İklim değişikliğinin kadınlar üzerindeki etkileri ve eko-feminizmin tartışıldığı toplantıya katılan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan toplantıya dair bilgi verdi.
 
Önümüzdeki günlerde ‘eko-feministo’ yayınlanacak
 
Toplantıda Fransa Yeşiller Partisi’nden milletvekili Aminata Niakate’nin “Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve iklim değişikliği” başlıklı bir araştırma projesini sunduğunu belirten Süheyla, projede iklim değişikliğinin kadınlar üzerinde yarattığı etkilere örnekler verildiğini ve eşitsizliğin daha da arttığına dikkat çekildiğini dile getirdi. Sunumun ardından her temsilcinin, kendi ülkesindeki kadın hareketinin durumunu, iklim değişikliğine karşı verdikleri mücadeleyi anlattıklarını söyleyen Süheyla, kendisinin de Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin faaliyetlerinden, Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), Kazdağ'lı Kadınlar gibi kadın örgütlenmeleri ve İklim Adaleti Koalisyonu gibi ekoloji ağlarından, mayıs ayında gerçekleştirdikleri eko-feminist buluşmadan bahsettiğini paylaştı. Her ülkeden kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair benzer deneyimleri aktardığını kaydeden Süheyla, “İklim değişikliğinin kadınlar üzerindeki etkilerine dair sunum yapıldı. İklim değişikliği ve toplumsal cinsiyet perspektifini birlikte görebilmek açısından iyi oldu. İklim değişikliğinin yarattığı eşitsizliğe ekofeministler olarak nasıl bakıyoruz, nasıl örgütleniyoruz diye konuştuk. Mevcut durum ve neler yapabiliriz diye derinlemesine tartışmak üzere gruplar oluşturduk ve sunumlar yaptık. Düzenli bir ağ kurmaya, birbirimizden haberdar olmaya, deneyimlerimizi paylaşmaya karar verdik” sözlerini kullandı. 
 
‘Eko-feminist ilkelerde ortaklaşıldı’
 
Toplantı notlarının yayınlanacağını ve manifesto için daha sonra online olarak toplantı yapacaklarını ifade eden Süheyla, eko-feministo (eko-feminist manifesto) hazırlığının ardından da strateji ve eylem planı için toplanma kararı alındığını ekledi. Süheyla, “Hem doğanın hem de kadının sömürüsüne aynı erkek egemen sistemin neden olduğu, mücadelenin de kesişimsel bir şekilde sürdürülmesi gerektiği konusunda ortaklaşıldı” dedi. 
 
‘Türkiye uluslararası sözleşmelere uymuyor’
 
Türkiye’nin kendi Anayasa ve diğer yasalarını uygulamadığını dile getiren Süheyla, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılmasının ardından 6284 Saylı yasa, Medeni Kanun gibi kadın haklarını koruyan yasaların da değiştirilmeye çalışıldığını söyledi. Süheyla, “Biz de EŞİK olarak, ‘yasaya dokunma uygula’ diyerek karşı duruyoruz. Türkiye, uluslararası anlaşmalara da uymuyor. Paris Anlaşması, Biyoçeşitliliği Koruma Anlaşması gibi anlaşmaların da gereğini yerine getirmiyor” ifadelerine yer verdi.
 
‘Farklı kadın hareketleri ile etkileşim içinde olunabilir’
 
Toplantının, katılan kadınları umutlandırdığını ve güçlendirdiğini gözlemlediğini belirten Süheyla, uluslararası dayanışmanın çok önemli olduğunu vurguladı. Farklı feminist hareketlerin varlığına dikkat çeken Süheyla, “Eko-feminislerin, eşitlikçi feministlerin, sosyalist feministin, özgürlükçü kadın hareketlerinin birbirini beslediğini ve güçlendirdiğini düşünüyorum. Tüm kadın hareketleri bir araya gelmeli ve doğanın ve kadının sömürü ve tahakkümüne karşı birlikte mücadele etmeli” şeklinde konuştu.
 
‘Ekoloji ve kadın mücadelesi birlikte yürümeli’
 
Tek başına kadın veya tek başına ekoloji mücadelesinin de kurtuluşu sağlamayacağına işaret eden Süheyla, “Patriyarka, hem doğayı, hem kadını sömürüyor. Bu nedenle ekoloji ve kadın hareketi de birlikte mücadele etmeli. Gezegenimizin ve kadın ve LGBTİ+’ların kurtuluşu için ortak mücadele şarttır” ifadelerini kullandı.