
Zeytinlik sayımına karşı direniyorlar: İzin vermeyeceğiz
- 09:03 18 Eylül 2025
- Ekoloji
Nazlıcan Nujin Yıldız
MUĞLA - Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi Akbelen’de sondaj çalışmalarının başlamasına ve zeytin ağaçlarının sayımının yapılmasına dair konuşan Ayşe Günay, zeytinliklerin taşınmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
AKP’nin Meclis’e sunduğu, maden ve enerji şirketlerinin doğayı sömürmesine neden olacak “süper izin” yasasının Meclis’ten geçirilmesinin ardından pek çok kente çeşitli kampanyalar başlatıldı. Yasa tasarısında Milas ve Yatağan’da 48 köyün koordinatları verilerek madene açılması talep edilmişti. Son günlerde Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy mahallesinde bulunan Akbelen’de, zeytin ağaçlarının taşınmak üzere sayılacağı öğrenildi. Öte yandan Yeniköy Kemerköy Enerji (YK Enerji) ile Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) arasında Milas'ta zeytin ağaçlarının taşınma süreçlerini izleme ve raporlama protokolü imzalandı. İkizköylüler ise bu protokole tepki göstererek zeytinliklerin taşınmasına karşı yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, TTKD’nin önceki süreçlerde, zeytin ağaçlarının taşınmasının kabul edilemeyeceğini söylediği belirtildi. Yine açıklamada, TTKD’nin zeytin ağaçlarının taşınması için enerji şirketiyle protokol imzaladığı ve imzalanan protokolle bu hamlenin meşrulaştırılmaya çalışıldığı ifadelerine yer verildi. Zeytin ağaçlarının taşınmak üzere sayılmasına karşı İkizköy Muhtarı Nejla Işık, dijital medya hesabında yaptığı paylaşımda YK Enerji Şirketi’nin sondaj çalışmalarını gerçekleştirdiğini ifade ederek zeytin ağaçlarının sayılmasına ve taşınmasına izin vermeyeceklerini ifade etti.
Milas ilçesine bağlı Karacahisar köyünden Ayşe Günay, yasanın Meclis’ten geçmesine karşı Ankara’da Meclis önünde tuttukları nöbete ve zeytinliklerin sayılmasına dair konuştu.
Uzun yıllardır Milas’ta yaşadığını ancak köyüyle olan bağlantısını hiç koparmadığını söyleyen Ayşe Günay, Zeytincilik, Mera, Çevre ve Maden Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin Meclis’ten geçmesinden önce, bu duruma karşı Ankara’ya gittiklerini ve burada yasanın Meclis’ten geçmemesi için nöbet tuttuklarını söyledi. Ayşe Günay, “Başta muhalefet partileri bizim yanımızdaydı. Birilerinden yardım alarak Meclis’te görüşmek için randevu aldık. On saatlik gittiğimiz yola rağmen bizim randevumuzu iptal ettiler. Daha sonra bir şekilde içeri girebildik. Vekillerden bir gün önce randevu alınmıştı ama biz hiçbirini göremedik. Biz komisyon başkanıyla ve Mustafa Varank ile görüşmemiz gerekiyor dedik. Çünkü benim toprağım, yaşamım elimden alınıyor. Benim kendimi ifade etmem en doğal hakkım. Komisyona zor bela alındık, bizi bir yere sıkıştırdılar. Madencileri de çağırmışlar. Bizimle kimse muhatap olmadı. Bu benim çok ağırıma gitti. Bize hiç söz hakkı verilmedi. Bizim zeytinliklerimiz hakkında nasıl karar verebiliyorlar? Hiç zeytin yetiştirdiler mi? Benim toprağım adına hangi hakla konuşuyorlar? Bu bir gasptır” dedi.
‘Toprağımızın talan edilmesini istemiyoruz’
Yasanın Meclis’ten geçmemesi için çok çaba sarf ettiklerini belirten Ayşe Günay, yasanın geçmesinin ardından Meclis önünde nöbet tutmaya başladıklarını ve o süreçte çok zorlandıklarını söyledi. Ayşe Günay, “Orada çok afalladım. ‘Ben toprağımı kimden korumaya geldim’ diye sordum. Zorbalıkla bizim topraklara çökmek istiyorlar. Biz korunmasız halde yerlerde yattık. Orada yaşayan herkes akın etti. Ellerinde poşetlerle gelip bize destek oldular. O zaman ‘bizi kimse yıkamaz’ dedim. Bizim başka yaşam alanımız yok. 48 tane köy, biz nereye gideceğiz? Her yönden bereketli bir toprak. Her türlü gıdayı topraktan karşılıyorum. Geçtiğimiz günlerde ben köydeyken kardeşim bana zeytinliklerin sayılacağını söyledi. Biz gidip tepki gösterdik ama bizi görünce kaçtılar. Biz toprağımızın talan edilmesini istemiyoruz. 48 köyde maden olduğuna ben inanmıyorum. Memleketimizi talan ettirmeyeceğiz, çünkü bizim başka yaşam alanımız yok. Köy olmazsa, şehir olmaz” şeklinde konuştu.
‘Yaşamımızı yok ediyorlar’
“Zeytinlikleri nereye taşıyacaklar?” diye soran Ayşe Günay, zeytin ağacı yetiştirmenin zor olduğunu, ailelerinin yıllar önce zeytin ağaçlarını diktiğini ve ağaçlardan verimi daha yeni aldıklarını belirtti. Ayşe Günay, “Zeytinlikleri söküp nereye dikecekler? Onu söylüyorlar mı hiç? Sadece zeytin yok ki orada, çam, incir, meyve, her türlü ağaç var. Bu akıl dışı bir şey. Zeytin o kadar değerli ki bizim için, herkes için de öyle olması lazım. Zeytin bizim rızkımız, kimse bizim toprağımıza, zeytinimize dokunmasın. Asla kabul etmiyoruz, böyle bir yasa olmaz. İnsan kendi memleketine bu kadar zarar vermez. Bunu açıklasınlar, milyonlarca zeytini nereye taşıyacaklar? Zaten verimli toprakları talan ediyorlar, başka nereye götürecekler? Diyelim zeytinlileri taşıdılar, 48 tane köy var, binlerce insan var. Bu insanları yaşamlarından, kültürlerinden edemezler. YK Enerji’nin kurduğu termik santral benim evimin karşısında var. İnsanlar hastalanıyor. Bizim yaşamımızı yok ediyorlar, bu bir savaş demektir. Durum vahim, biz savaşta mıyız? Her şeyimizi kaybedeceğiz, üç-beş tane zengin insan, maden arayacakmış, bana ne faydası var? Bize yaşamayın, ölün diyorlar, bunun ötesi yok” diye belirtti.
‘Yaşanabilir topraklar için mücadele ediyoruz’
Zeytinliklerin sayılmasına karşı nöbette olduklarını ve sayıma izin vermeyeceklerini dile getiren Ayşe Günay, “Gözümüz, kulağımız Akbelen’de” diyerek zeytinliklerine sahip çıkacaklarını ifade etti. Ayşe Günay, “Devlet dediğin benim vergimle ayakta. Devlet benden vergi alıyorsa, bana sahip çıkmak zorunda. Çoğu insan bu durumun farkında değil ama biz ev ev, sokak sokak gezip bunu anlatıyoruz. Biz sadece kendi topraklarımız için değil, yaşanabilir bir toprak için mücadele ediyoruz. Bu sadece benim değil, hepimizin meselesi. Topraklarımıza sahip çıkalım. Bu sadece bizim sorunumuz değil” diye ifade etti.