Hakkari’de hırsızlık, talan ve darbe

  • 09:06 5 Haziran 2024
  • Kadının Kaleminden
“Ortada ne bir suç var ne bir ceza, sadece inanmak istediklerine inanıp kirli siyasetleriyle Kürt halkının iradesini gasp ediyorlar. Bu öyle ya da böyle kayyım hırsızlıktır, talandır, darbedir.”
 
Hamdiye Çiftçi Öksüz
 
15 yıldır devam eden ve Hakkari Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın da yargılandığı davada yargılanan bir gazeteci olarak bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. 
 
Biz, 12 kişi 2010 yılında gözaltına alınarak tutuklandık, 2 yıl tutuklu yargılandıktan sonra serbest kaldık, diğer arkadaşların yargılanması tutuklu olarak devam etti. Dosyanın sonraki duruşmalarında, ‘örgüt yöneticiliği’ ile suçlanan arkadaşlar da yurt dışına çıkışları yasaklanarak serbest bırakıldı. 845 sayfa olan iddianamemizin tamamı telefon tapeleri ve gizli tanıkların yalan beyanlarından ibaret. Asılsız görüntüleri (sokak ortasında kolu polis tarafından kırılan Cüneyt Ertuş görüntüsüne asılsız görüntü denildi) göstermenin, basın açıklamalarını takip etmenin ve çekmenin bile suç olarak gösterildiği, göstermelik bir dosya. 
 
Bu dosyanın içi de, dışı da bomboş.  Yerel mahkemelerin bile suç bulamadığı bu dosyanın zaman aşımına uğramasına birkaç gün kala, AKP'nin bu davayı siyasi fırsata çevirdiğini söylemek çok yerinde olacak.
 
Asıl önemli konulardan biri de iddianamemizi hazırlayan savcının  Fetöcü olduğunun ortaya çıkmasıdır. 
 
Neden bunca yıl bekletildi?
 
…Ve aradan tam 15 yıl geçti. Normalde KCK davalarının hemen hepsi cezalarla sonuçlanmış ama bizim dava o kadar içi boş bir dava olduğu için sürekli erteleniyordu. 20 heyet değişti ve her gelen heyet bir diğerine devretti ki, ihale kendilerine kalmasın. Yargılamamız öyle bir hal aldı ki, duruşmalar 6 ayda bir yapılmaya başlandı. Çünkü dosyanın içeriği boştu, eğer hukuki olarak bir suç söz konusu olsaydı neden bunca yıl bekletildi?
 
15 yıldır devam eden ve 20 heyet değiştiren, Hakkari KCK Davası’na ilişkin bugüne kadar karar vermeyen ve delil bulamayan bu adalet sistemi ne oldu da 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Hakkari Belediye Eşbaşkanı seçilen Mehmet Sıddık Akış, halkın oyuyla seçildikten sonra dosya suç olarak görüldü.
 
Osmanlı’da oyun bitmez 
 
31 Mart seçimlerinden önce AKP, Hakkari’de talan ve hırsızlık adına ne varsa yaptı, Hakkari Belediyesi’ni milyonlarca borcun altına soktu, doğasını rant uğruna talan etti. Bugüne kadar Hakkari halkını ve doğasını yok etmeye çalışan ve başaramayan bu zihniyet, 31 Mart seçimlerinde amaçlarına ulaşamayınca, Osmanlı’da oyun bitmez, zihniyetiyle elinde silah olarak tuttuğu yargıyı yeniden devreye soktu.
 
Seçimden önce hiçbir şekilde sorun olmayan bu dava ne hikmetse şimdi akıllarına geldi. 15 yıldır bu davada yargılananlar, şimdi suçlu ilan edildi ve Eşbaşkan Mehmet Sıddık Akış gözaltına alındı, Hakkari Belediyesi’ne kayyım atandı.
 
Ülkede hasta tutsaklar ve anneler dahil  hiçbir yerde uygulanmayan hukuk, şimdi Hakkari Belediyesi için devreye girdi.
 
6 ay önce ( Aralık 2023) yapılan duruşmadan sonra 23 Mayıs 2024’teki duruşmamıza 3 gün kala MHLS avukatım beni aradı ve 15 yıllık dosyanızın mahkeme dışında, mütalaanın hazırlandığını, savcının hazırladığı mütalaada, örgüt üyeliği ve propagandadan herkes için 15 yıldan 22 buçuk yıla kadar hapis cezası istenmiş.
 
Mütalaayı inceledim ve sadece güldüm. Mütalaanın içeriği tamamen boş ve bir tiyatro oyunu gibiydi. Ve hazırlanan mütalaa o kadar aceleye gelmiş ki kendileri bile ne yaptıklarını anlayamamış.
 
Hazırlanan mütalaada her birimize birkaç sayfa yer verilmişken, seçilmiş Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’la özel ilgilendiğini görüyoruz. Oynanan bu oyunda savcı ve hakimlerin birer figüran olduğu asıl amacın halkın iradesini gasp etmek olduğunu anlamak için hukukçu falan olmaya gerek yok. 
 
Mesele bariz ortada, halkın seçilmişlerini hedef alıp Kürt halkının iradesi gasp etmektir. 
 
Gelecek duruşmamız 5 Haziran yani Çarşamba günü, yerel mahkemeden bir sonuç beklerken acil bir şekilde mahkemeden çıkacak kararı bile beklemeden İçişleri Bakanlığı harekete geçip, seçilmiş belediye başkanını görevden alması nasıl bir hukukla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. 
 
Ortada ne bir suç var ne bir ceza, sadece inanmak istediklerine inanıp kirli siyasetleriyle Kürt halkının iradesini gasp ediyorlar. Bu öyle ya da böyle kayyım hırsızlıktır, talandır, darbedir.
 
Çıkarları doğrultusunda hukuku oyuncak haline getirenler, halkın kendilerine vereceği cevabı daha sert bir tokat halinde döneceğini bilmiyorlar.
 
Halkın iradesine gasp var, kabul edilmez. Kürt halkı onlara en iyi şekilde cevap verecektir.