Taciz, tecavüz ve katliam haberlerinde nelere dikkat etmeliyiz?

  • 09:08 16 Mayıs 2024
  • Medya Kritik
 
Habibe Eren 
 
HABER MERKEZİ - Kadına ve çocuğa yönelik işlenen suçların konu olduğu haberlerin servis ediliş biçimi, başlığı, kullanılan fotoğraflar, kamuoyunu bilgilendirmek yerine şiddetin pornografisini sunuyor. Peki taciz, tecavüz ve katliam haberlerinde nelere dikkat etmeliyiz?
 
Türkiye’de kadına ve çocuklara yönelik işlenen suçlarda her geçen gün artış yaşanıyor. Şiddet, taciz, tecavüz, katliam haberleri de bu nedenle gün içinde sıklıkla karşılaştığımız, hatta bazen “sıradanlaşıp” okumadan geçilen haberler arasında yer alıyor. Cins kırımına ulaşan bu durum karşısında medyanın sergilediği yayıncılık önem arz ediyor. Yazılı bir metinde, haber dili, “neyin öne çekildiği”, başlığın yanı sıra eğer görselle desteklenmişse kullanılan fotoğraf ve video bir bütün olarak belirli bir bakış açısı sunar. 
 
Kullanılan dil politik bir tercih  
 
Dilbilimci Teun van Dijk, söylem anlayışındaki en önemli kavramlardan birinin ideoloji olduğunu söyler. Haberin makro ve mikro söylem düzleminde üst başlık, başlık, alt başlık, spot ve haber girişlerini analiz eden van Dijk, tematik bir çözümleme yapar. Haber başlıklarının bold ve büyük puntolarla okuyucunun dikkatini çekecek tarzda öne çıkarılması ile haber girişine öncülük ettiğine dikkat çeker. Haber başlıklarının olaya ilişkin en önemli bilgiyi vermek iddiasını taşıdığını vurgular ve "Olayla ilgili en önemli olan bilginin seçimi ve haber başlığına taşınması sübjektif bir karardır" der. Kısacası haberin başlığı kadar kullanılan dil, fotoğraf, video editöryal bir tercih olduğu kadar aynı zamanda politiktir bir tercihtir de. 
 
Başlık neye sevk ediyor?
 
Uzun yıllardır kadınların ve kadın gazetecilerin bu konudaki çabaları sonucu alternatif medya, “kadın haberlerinde kullandığı dil” konusunda bir aşama kaydetti. Ancak ana akım medya seksist, cinsiyetçi ve eril bakış açısı ile şiddet faili erkek yerine kadının hayatını didik didik etmeye, kadının o sırada ne yaptığı, hangi saatte nerede olduğu, üzerinde hangi kıyafetin olduğu, “makul mü”, “makbul mü” olduğunu haberleriyle tartışmaya, hatta erkekleri kışkırtmaya devam ediyor. Okuyucuya sunduğu başlıkla “Asıl durum bu, siz de böyle düşünün!” demeye sevk ediyor. 
 
Son günlerde medyanın bu konudaki pratiğine dair iki örnek vereceğim. Biri Cumhuriyet gazetesi, diğeri Demirören Haber Ajansı (DHA). Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde 13 Mayıs’ta tecavüze uğrayan bir çocukla ilgili yayınlanan bir haber “İstanbul'da dehşet veren istismar skandalı! 13 yaşındaki çocuğa tecavüz için sıraya girdiler: Muhtarın oğlu, ağabeyinin arkadaşı...” başlığıyla sunuldu.
 
Özne çocuksa 5N1K’dan taviz verilebilir 
 
“Sıraya girdiler” ifadesi ardından kullanılan “üç nokta” işareti ile “gerisini siz düşünün” diyerek aslında “canlandırmayı”, tıklamayı, aynı zamanda “istismarın” metin aracılığı ile yeniden üretilmesine aracılık ettiğini söyleyebiliriz. Bir haberde olaya konu olan özne çocuksa 5N1K’dan (Ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim?) taviz verilebilir. Haberin en önemli işlevi kamuoyunu bilgilendirmektir. Medyanın aynı zamanda “denetleme” ve “üçüncü göz” işlevini işin içine katarsak,  kamu adına kamu otoritesini denetleme rolü, olaya konu olan kurumların harekete geçmesini de sağlar. Bu noktada bu tarz haberlerin yapılması ve gündeme getirilmesi, kamuoyu oluşturulması elbette çok önemli ancak bunu yaparken “Çocuğun üstün yararı” ve “ etik ilkeler” de unutulmamalı.
 
Kapı numarasına kadar veriliyor 
 
Tecavüz başlı başlı başına bir travma ve erkeklerin kadın ya da çocuk bedeni üzerinde kurduğu tahakkümün bir parçası. Kadınların maruz kaldığı bu durum sonrası yaşamına nasıl devam edeceği, haklarını nasıl arayacağı ve nasıl güçlü duracağı söz konusu olaydan sonra maruz kaldığı yaklaşımlarla da doğru orantılı.  Medya da bunun bir parçası. Ancak haberlerde kadın ve çocukların hayatını düşünmek bir yana mahallesinden, sokağına, oturduğu evin kapı numarasına kadar verildiğini görebiliriz. Failin ismi kısaltılıp, fotoğrafları buzlanırken kadının tüm fotoğrafları ortaya seriliyor. 
 
DHA’nın servis etme biçimi
 
Diğer habere dönecek olursak; DHA Aydın’da kendisini taciz eden erkek tarafından katledilen Aylin Pekin’in katledilme haberini, “Aşkına karşılık vermeyip, şikâyet eden kadını öldürdü” başlığıyla servis etti. Yani fail neden aşkına karşılık vermemiş “hak etmiş” gibi bir yerden olayı meşrulaştırma ve kadınlar, haklarını aramaya kalkarlarsa bakın “öldürülürsünüz” uyarısını da içeriyor.  
 
Bir gazeteci bir haberi yaparken elbette tüm soru işaretlerini, merakları, beklentileri ve detayları aktarmakla yükümlüdür ama kadın ve çocuk haberlerinde durum değişir. Bir tecavüz, katliam haberinde tüm detayları ortaya sermeye, acite ve çiğ bir dille sunmaya; “iğrenç olay”, “mide bulandıran olay”, “şok şok şok”  gibi ifadelere gerek yok. Şiddetin sansürsüz sunulması, hatta kimi haberlerde faillere yol ve yöntem sunulması katliamların artmasında ve meşrulaştırılmasında bir etken. 
 
Medyadaki sorunlu temsil kadına bakış açısıyla orantılı 
 
Aslında medyanın söz konusu haberlerdeki bu sorunlu temsili kadına yönelik bakışının ve nasıl yaklaştığının da bir göstergesi. Kadınlar, “eş”, “anne” ve “cinsel nesne” üzerinden kurgulanırken; bu kimliklerin dışına çıkıldığında “cezalandırma” ya da teşhir etme hakkı kendisinde bulabiliyor. 
 
Kadın ve çocukların konu olduğu şiddet haberlerinde (fiziksel-cinsel-duygusal-psikolojik tüm şiddet biçimleri) nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
 
* 18 yaşına kadar tüm bireyler çocuktur. Bu nedenle “çocuğun üstün yararı” gereği kimliğinin deşifre edilmemesi gerekli. Aynı zamanda bulunduğu ortamda tanınmasına yol açacak ibareler varsa bunları da kullanmaktan kaçınılmalı. 
 
* Özellikle tecavüz haberleri öykü ya da hikâye dili ile yazılıp romantikleştirilmemeli
 
* Kadın ve çocuklar “pasif”, “kurban”, “aciz” kendini dile getiremeyecek şekilde sunulmamalı
 
* Söz konusu haberler, popüler reyting malzemesi olarak kullanılmamalı. Özellikle internet medyasında “tık haberciliği” dediğimiz etkileşim almak adına haberler etik dışı görsel ve başlıkla ele alınmamalı
 
* Faillerin eylemleri “akıl sağlığının yerinde olmadığı” ya da “psikolojik sorunları olduğu” ön kabulüyle servis edilmemeli
 
* Şiddetin detaylandırılmaması örneğin; şu kadar bıçak darbesi şu kadar kez tecavüze uğradı v.s (bunun yerine sistematik denilebilir)
 
* Tecavüz haberlerinde erotik söylemlerden kaçınılmalı
 
* Tacizcisi, tecavüzcüsü gibi aidiyet belirten ifadelerden kaçınılmalı 
 
* Özellikle “çocuk istismarı” haberlerinde çocuğun elinde oyuncak olduğu, gelinlikli ya da ağzının kapatıldığı şeklindeki görseller kullanılmamalı 
 
* Katliam şiddet ve tecavüz suçlarında yargılama aşamasında salt faillerin ifadesinden yararlanılmamalı ve eylemi meşrulaştıracak ifadeler öne çıkarılmamalı 
 
* Töre, namus, aile meclisi gibi kavramlarla bu suçlara bazı bölgelerin daha yatkın olduğunu içeren ifadelerden kaçınılmalı. Çünkü şiddet olgusu çok katmanlı ve değişken tek bir olgu ya da olay ile değerlendirilemez  
 
* Cinsel şiddet eğer evli olduğu erkek tarafından gerçekleşiyorsa meşrulaştırılmamalı