Derya Ren 

 

RIHA – 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ve 2 Kasım Rojava İle Dayanışma Günü’ne dair konuşan PYD Başkanlık Konseyi üyesi Foza Yusuf, Kobanê’de verilen tarihi direnişin hala devam ettiğini vurgulayarak, bu direnişin sonucunda yeni bir sistem ve kültürün inşa edildiğini belirtti. 

 

DAİŞ, 2014 yılında Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê Kantonu’nu üç taraftan kuşatarak, saldırdı. Saldırılara karşı Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) ve Halk Savunma Birlikleri (YPG) direnişe geçti. DAİŞ'in saldırılarında binlerce kişi yaşamını yitirirken, Cumhurbaşkanı’nın “Kobanê düştü, düşecek” söylemlerine karşı Kürdistan halkı başta olmak üzere dünya halkları alanlara çıkarak, Kobanê’ye destek verdi. Kobanê, 135 günlük tarihi direniş sonucu 26 Ocak 2015’te özgürleştirildi. Buna karşı ortaya çıkan tarihi direnişe dikkat çekmek amacıyla dünyanın birçok yerinden binlerce ismin imzası ile 1 Kasım, Dünya Kobanê Günü ilan edildi. Öte yandan 2 Kasım da, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik gerçekleşen saldırılardan dolayı ‘Dünya Rojava Günü’ olarak ilan edildi. 

 

1 Kasım ve 2 Kasım’ın önemine dair  Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi üyesi Foza Yusuf, değerlendirmelerde bulundu.  

 

Devrimden sonra eşbaşkanlık sistemi oturuldu 

 

Özgürlük mücadelesi ve Kobanê'de yaşamını yitirenleri anan Foza, “1 Kasım Dünya Kobanê Günü, tüm barış elçileri, demokratik güçler ve tüm insanlığa kutlu olsun. Böylesi durumlarda çok fazla ilerleme kaydettik. En büyük ilerlemeyi bu topraklarda yaşayan halklar kendi kendilerini yönetebiliyor. Bu da, büyük ve tarihi bir kazanımdır. Kadın devriminin aynı zamanda bu topraklarda olması da önemlidir, tarihi bir aşamadır. Aynı zamanda bu tarihlerde Rojava Toplumsal Sözleşmesi yazıldı. Böylesi bir sözleşmenin yazılması Orta Doğu halkları için çok önemliydi. Tüm kirlilikleri içerisinde barındıran DAİŞ saldırıları, büyük bir direniş ve kahramanlıkla yenilgiye uğradı. Geçtiğimiz bu süreç içerisinde Kuzey ve Doğu Suriye içerisinde birçok adım atıldı, atılan bu adımların çoğu ilkti. Örneğin tüm kurumlarımızda eşbaşkanlık sistemi oturtuldu” dedi. 

 

Toplumsal Kadın Sözleşmesi hazırlanıyor 

 

Toplumsal olarak Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların savunma güçlerinin olduğunu ekleyen Foza, her geçen gün kadınların örgütlendiğini kaydetti. Foza, “Bunlar, kadınlar için büyük kazanımlardır. Bunun yanında çok büyük saldırılarda gerçekleşti. Efrîn, Serêkaniye, Gire Spî ve daha birçok bölge işgal edildi, saldırı düzenlendi. Saldırılara karşı büyük direnişler de verildi. Ancak bu bölgelerin şu an demografik yapıları ile oynanıyor. Kültürel ve fiziksel soykırımlar yaşanıyor. Efrîn, Serêkaniye, Gire Spî’de Türkleştirme politikası oynanıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlar olarak şu an Toplumsal Kadın Sözleşmesi üzerine çalışıyoruz. Hala yazım aşamasında. Kobanê’de verilen direnişin sonucunda böylesi özgürlük adımlarının atıldığını görüyoruz” diye ekledi.  

 

Kürdistan'dan direniş destek

 

1 Kasım’ın Dünya Kobanê Günü olarak ilan edilmesinin nedeninin, Kobanê’de verilen direniş olduğunun altını çizen Foza, şunları söyledi: “Kobanê’de Arinlerin, Gûlanların, Gelhatların, Masiroların ve binlerce arkadaşın mücadelesi ve kahramanlıkları tüm dünyada büyük bir etki bıraktı. Kürt halkının bu süreçte dayanışma ve sahiplenme içerisinde olması da büyük önemdeydi. Özellikle Kürdistan'daki halkımızın Dünya Kobanê Günü’nü kutluyorum. Çünkü hem maddi hem de manevi olarak çok büyük destekler verdiler, Kobanê’nin düşmemesi için. Kobanê’nin düşmemesi için Kürdistan'da verilen direnişte 50 kişi yaşamını yitirdi, hala yüzlercesi Kobanê davası kapsamında tutsak. Kürdistan halkı büyük bir rol oynadı. Kobanê’nin şöyle önemli bir yeri var; son yüzyılda hiç olmayacağı kadar Kürtler birlik oldu.”

 

Bölge halklarının rolü 

 

“Kobanê ulusal bir simge haline geldi” diyen Foza şöyle devam etti: “Dünya Kobanê Günü’nü aynı zamanda Kürtlerin birliğinin oluştuğu gün olarak değerlendirebiliriz. Aynı zamanda bugün, bölge halklarının da birliğinin sağlandığı gündür. Çünkü Kobanê’nin özgürlüğü için Kürt, Arap, Süryani, Asur, Türkmen ve diğer tüm kesimler beraber savaştı. Aynı zamanda 1 Kasım, dünyada barış isteyenlerin de günüdür. Kobanê için dünyanın birçok yerinde ayaklanmalar da oldu. Kobanê’nin direnişi sahiplenildi. Bugün halkların, kadınların, gençlerin, Kürtlerin bayramıdır. Bizim için bugün, direniş ve özgürlük günüdür."

 

‘Direniş devam ediyor’

 

Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılara dikkat çeken Foza, “Türkiye’nin gerçekleştirdiği bu saldırılar DAİŞ’in stratejik devamıdır. Erdoğan o süreçte ‘Kobanê düştü, düşecek’ diyordu. Verilen direnişin kırılmasına dönük çok büyük bir istekleri vardı. Ancak bu direniş kazandı ve bugüne kadar da bu direniş devam ediyor. Son gerçekleşen saldırılar da burada ki iradenin kırılmasına dönüktür. Burada var olan iradeyi kendisine tehdit olarak görüyor. Bu süreçte binlerce kadın şehit düştü. Ancak bunun karşısında hiçbir zaman geri adım atmadık. Her bir şehadetten sonra binlerce insan hazır bulundu. Bu da şunu gösteriyor her geçen gün kadınların ve gençlerin verdiği direniş bu topraklarda yaşam buluyor, sistem ve kültür oluyor” diye konuştu. 

 

‘Türkiye’nin stratejisi yenildi’

 

Foza, yaşanan saldırılardan kaynaklı hem maddi hem de manevi zararların olduğunu belirterek, “Türkiye aynı zamanda bölgede özel savaş politikaları da yürütüyor. Kadınların, gençlerin bu saldırılara karşı büyük cevapları oluyor. Son saldırılarda da gördük halk kendi savunma güçlerinin ve özerk yönetimin etrafında kenetlenmiş durumda. Kendi topraklarına olan bağlılıklarında ısrarcılar. Bugün Türkiye tüm gücü ve ağır silahlarıyla tüm alanlarımıza saldırıyor. Türk devleti büyük bir çaresizlik yaşıyor. Kendi varlığını halkların yok olmasında buluyor. Ancak bu stratejileri yenildi. Eğer Türk devleti güçlenmek istiyorsa bu demokratik değişimle olur. Duvar örmeyle, katliamlarla, demografik yapıyı değiştirmeyle Orta Doğu’da güçlü bir devlet olamaz. Bundan kaynaklı direnişimiz çok önemlidir”  diye ekledi. 

 

‘Direnişimiz bölge halklarının özgür yaşam garantisidir’

 

 Verilen mücadelenin önemine vurgu yapan Foza, son olarak şunları söyledi: “Bizim direnişimiz bölge halklarının özgür yaşam garantisidir. Kürt halkı ve kadınlarının verdiği mücadele tüm bölge halkları ve kadınların adınadır. Böylesi günleri özgürlük hamlesinin günleri yapmak istiyoruz. Kadınların ve gençlerin iradesine güveniyoruz ve başaracağımızı biliyoruz. Nasıl ki Kobanê’de işgal, faşizm, gericilik ve erk iktidarı kaybettiyse, yine aynı şekilde bu işgal de yenilecektir.”