'Hasta mahpus Gülbahar Kıskaç serbest bırakılsın'

  • 13:08 28 Temmuz 2025
  • Güncel
 
İSTANBUL - Sakarya 1 Nolu L Tipi Cezaevi'ndeki hasta tutsak Gülbahar Kıskaç'ın maruz kaldığı kötü muameleye ilişkin; İHD İstanbul Şubesi, “Roman Mahpus Gülbahar Kıskaç’ın insan haklarına aykırı cezaevi koşullarına derhal son verilmelidir!”  açıklamasında bulundu.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Sakarya 1 Nolu L Tipi Cezaevi’ndeki hasta tutsak Gülbahar Kıskaç’ın maruz kaldığı ayrımcılık ve sağlık sorunlarına dikkat çekmek amacıyla Beyoğlu Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenledi. “Hasta Mahpus Gülbahar Kıskaç Serbest Bırakılsın” pankartının asıldığı toplantıda açılış konuşmasını İHD Eşbaşkanı Eren Keskin yaptı. Ardından basın metnini Gülbahar Kıskaç’ın avukatı Zozan Vargün okudu.
 
‘Sağlık durumu ciddiyet arz etmektedir’
 
Zozan Vargün, Gülbahar Kıskaç’ın Sakarya 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü bulunduğunu belirterek, Gülbahar Kıskaç’ın 60 yaşında, ağır kronik hastalıklara sahip bir Roman kadını olduğunu, cezaevi koşullarının ise hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi. Zozan Vargün, “Ailesinden uzak tutulması, sosyal izolasyonunu derinleştirmektedir. Tüm bu koşullar göz önüne alındığında Gülbahar Kıskaç’ın mevcut infaz rejimi insan hakları standartlarına açıkça aykırıdır. Gülbahar Kıskaç’ın sağlık durumu ciddiyet arz etmektedir. Kalp hastalığı, hipertansiyon, şeker hastalığı ve romatizmal rahatsızlıkları bulunmaktadır. Bacaklarında belirgin ödemler oluşmakta, vücudunda iyileşmeyen büyük yaralar mevcuttur. Bu sağlık sorunlarının mevcut cezaevi koşullarında yeterli ve sürekli bir şekilde tedavi edilmesi mümkün olmamaktadır. Aynı zamanda müvekkil, yaşadığı ağır koşullar nedeniyle psikolojik olarak da ciddi bir çöküntü içindedir. Psikiyatrik ilaç kullanmakta olup ruhsal durumu cezaevindeki yalnızlık ve baskıyla daha da ağırlaşmaktadır” dedi.
 
‘Etnik kimliğinden dolayı kötü muameleye maruz kalıyor’
 
Zozan Vargün, Gülbahar Kıskaç’ın cezaevinde etnik kimliği nedeniyle kötü muameleye maruz kaldığını ifade ederek, “Gülbahar Kıskaç, Roman kimliği nedeniyle cezaevinde ayrımcılığa maruz kaldığını dile getirmektedir. Bu durum, hem Anayasa’nın eşitlik ilkesine hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yasağını düzenleyen 14. maddesine aykırıdır. Cezaevindeki uygulamalar, Roman mahpusların etnik kimlikleri sebebiyle daha kötü muameleye maruz kaldıkları yönündeki sistematik sorunların bir parçası olarak değerlendirilmelidir” sözlerini kullandı. 
 
‘Ailesiyle olan bağları koparılıyor’
 
Zozan Vargün, Gülbahar Kıskaç’ın cezaevinde gördüğü muamelenin insan hakları ihlali olduğunu vurgulayarak, “Gülbahar Kıskaç’ın ailesi İstanbul’da yaşamaktadır. Eşinin vefat etmiş olması, çocuklarıyla olan bağlarını daha da değerli ve hayati kılmaktadır. Ancak bulunduğu ceza infaz kurumunun Sakarya’da olması, müvekkilin çocuklarıyla fiziksel temasını neredeyse imkânsız hale getirmiştir. Müvekkilin Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledilmesi için yapılan çok sayıda başvuru, kurumun sevke kapalı olması gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu durum, mahpusun hem aile yaşamı hakkını hem de insan onuruna yaraşır koşullarda bulunma hakkını ihlal etmektedir” sözlerini kullandı.  
 
Sorumluluk alma çağrısı 
 
Zozan Vargün, Gülbahar Kıskaç’ın derhal Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledilmesini, ailesiyle sosyal bağlarını sürdürebilmesi için gerekli kolaylıkların sağlanmasını ve sağlık durumu göz önüne alınarak infazının ertelenmesini talep etti. Zozan Vargün, bu talebin sadece bireysel bir başvuru olmadığını, aynı zamanda Roman mahpuslara yönelik ayrımcı uygulamaların ortadan kaldırılması yolunda atılması gereken yapısal bir adım olduğunu hatırlatarak, “Adaletin herkes için geçerli olduğu bir adalet sistemi istiyoruz ve tüm yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyoruz” diye konuştu.