Tülay Hatimoğulları: Komisyonun Öcalan’la görüşmemesi tarihi bir eksiklik olur

  • 12:08 27 Ağustos 2025
  • Siyaset
 
ANKARA - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Ekim’de yasaların Genel Kurul’a gelmesi gerektiğine dikkat çekerek Abdullah Öcalan ile görüşülmemesinin ise “tarihi bir eksiklik” olacağını ifade etti.
 
Halkların Eşiklik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, katıldığı bir programda, komisyona ve sürece ilişkin açıklamalarda bulundu. Tülay Hatimoğulları, 1 Ekim’de yasaların genel kurula gelmesi gerektiğine vurgu yaptı. 
 
Tülay Hatimoğulları, “Bu komisyon tarihi bir misyona sahip çok önemli bir dönemeçte kurulan bir komisyon. Kuruluş amacına odaklanmaya devam etmesi kıymetli. Zamana yayılacak bir durum olmamalıdır. Yapılan dinlemelerin her biri çok önemli. Bu komisyondan en büyük beklenti mevcut olan sürecin ilerletilmesi için çeşitli yasal düzenlemelerle ilgili bazı taslaklar hazırlamasıdır çünkü işleyiş şöyle olacak: bu komisyon hangi yasaların çıkmasını istiyorsa onunla ilgili bir ortaklaşma sağlayacak çıkacak olan yasaların taslaklarını üretmek. 1 Ekim’den itibaren Adalet Komisyonu’nun ve ihtisas komisyonu olarak aktif bir biçimde ilgili komisyonların bu taslak yasaları geliştirmesidir. 1 Ekim’de Meclis Genel Kurulu açılacak ve o yasaların önümüze gelerek oy birliği ile geçmesidir” diye konuştu.  
 
‘Sayın Öcalan’la görüşmemek tarihi bir eksiklik olur’
 
Komisyonun bir an önce  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesinin önemli olduğunu söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Kimi siyasi partilerin bu anlamda tereddütleri olduğunu biliyoruz ama buna gerek yok. Bütün dünya deneyimlerinde baş müzakereci olarak ilan edilenle görüşülmesi sürecin hızlanması bakımından önemli.  Kendisinin de, örgütünün de öyle bir talebi var. Sonuçta bu sürecin buraya kadar gelmesi devletin Öcalan’la yaptığı görüşmelerin sonucudur. Bu sürecin ilerletilmesi için baştan beri devletin muhatap aldığı kişi Sayın Öcalan’dı. Devletin muhatap aldığı bir insanın bu kadar önemli ve bu amaç için kurulmuş komisyonla görüşmesi kadar doğal bir şey yoktur. Sayın Öcalan’la görüşmemek tarihi bir eksiklik olur. Sayın Öcalan kendi örgütü üzerinde etkisi olan bir insan ve bu aşamaya o getirmiştir, bundan sonraki aşamada da örgütünü kendisi ikna edecektir” dedi.
 
‘Amacımız yasa yapım sürecine hızla geçmekti’
 
DEM Parti’nin komisyonda dinlenecekler listesinde tutuklu isimlerin neden olmadığına dair soruya ise Tülay Hatimoğulları, “AİHM’in verdiği bir karar vardı başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Kobani davasındaki tüm tutsakların bırakılması gerekiyor. Bugün Türkiye tarafı olduğu AİHS’in gerekliliklerini yerine getirmiyor, kararları uygulamıyor. Elbette listemiz çok uzundu, cezaevlerindeki isimleri yazmadık, yazılabilirdi ama bizim odaklandığımız nokta dışardaki kurumların hızlı bir biçimde dinlenmesi ve bir an önce yasa yapım sürecini aktif hala getirmek. Partiler de listeler sundu. Eksik kaldığımız noktalar elbette oldu ama bu süreçte alt komisyonların kurulması ve listelerde yer alanların hepsinin dinlenmesi önemlidir. Ama bu dinlemelerin de uzun bir zamana yayılması komisyonun süreci hızlandıracak olan yasa yapım sürecine katkısı zayıflar. O da bizi endişelendiren noktalardan birisi” sözlerini kullandı. 
 
 ‘Üyelerimiz tercüman için toplantı öncesi görüşme yapmıştı’
 
Barış Anneleri söz aldığında Kürtçe’ye  yönelik engelleme girişimine ilişkin ise Tülay Hatimoğulları şunları belirtti: “Komisyon üyesi arkadaşlarımız öncesinde Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’la bir görüşme gerçekleştirdiler, annelerin ana dilinde konuşmak istediklerini bununla ilgili yeminli bir tercüman bulunması gerektiğini söylediler. Fakat buna rağmen bunun kabul edilmemesi Kürt halkında ciddi bir gönül kırıklığı yarattı. Annenin gönül kırıklığı Kürt toplumunun da gönül kırıklığıdır. Keşke böyle olmasaydı. Ciddi bir hata yapıldı. Bu komisyonun kuruluş amacı bu iken, kendi anadilinizde kendinizi ifade edemiyorsanız doğal olarak negatif soruları doğruyor. Yaptığımız bütün halk toplantılarında o günden sonra ‘anneler Kürtçe konuşamadı sizin sürece inancınız güveniniz nedir’ denildi. Bunlar toplum kaygılarıdır. Bu konuda süreci açan bir yerdeyiz ama toplumun bu kaygılarını da dile getirmek zorundayız çünkü bunlar realitedir. Umarım bundan sonra bu konuda bir düzenleme yapılır. Meclisin bu konuda teknik donanımı da vardır.”