
'Kadınlar kendilerini yenilerken toplumu da özgürleştirecek'
- 09:25 19 Mart 2025
- Güncel
Memihan Zeydan
WAN - Miting alanlarında kadınların karşı karşıya kaldığı saldırıları değerlendiren TJA aktivisti Aynur Sarıca, “Kadınlar kendilerini yenilerken hem kendilerini hem de toplumu özgürleştirecekler ve sistem de bunun farkında. Farkına vardıkça kadınlar üzerindeki saldırılarını da artırıyorlar” dedi.
Hayatın her alanında şiddet, taciz ve engellemelerle karşı karşıya kalan kadınlar için miting alanları da ne yazık ki güvenli olmaktan uzak. Özellikle son dönemlerde Wan'da polis yada askerlerin kadınlara yönelik artan şiddeti, bu tehlikeyi gözler önüne seriyor. Türkiye ve Kürdistan kentlerinde gerçekleşen mitinglerde kadınların ortak bir mücadeleyle alanda var olması dahi erkek egemen devlet aklı için tehdit olarak algılanıyor. Bu nedenle kadınların birlikteliğini engellemek amacıyla uygulanan her türlü şiddet, baskı ve tacize karşı kadınlar, her seferinde direnişle yanıt veriyor.
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Aynur Sarıca, miting alanlarında kadınların karşı karşıya olduğu polis ya da asker saldırılarına dair değerlendirmelerde bulundu.
Aynur Sarıca, kadına yönelik şiddetin eski zamanlardan beri hem devlet hem de erkekler tarafından sürdürüldüğünü belirterek, “Kadının zihniyetine yönelik bir saldırı söz konusu. Bu saldırıya karşı yeni bir şiar ortaya çıkıyor. 8 Martlarda, Newrozlarda ve bütün miting alanlarında, komisyon, parti ve kurumlarda kadınlar bir arada güçlü bir birlik kurduklarında ve topluluk olarak hareket ettiklerinde erkek zihniyetinin saldırıları başlıyor. Çünkü onlar da biliyor ki kadınlar, erkek zihniyetiyle kendilerini var etmek için kurdukları o temele, yarattıkları o sisteme son verecek ve kendilerini yeniden var edecekler. Kadınlar kendilerini yenilerken hem kendilerini hem de toplumu özgürleştirecekler ve sistem de bunun farkında. Farkına vardıkça kadınlar üzerindeki saldırılarını da artırıyorlar” dedi.
‘Kayyımlar kadın kazanımlarına saldırıyor’
Wan’da 10 Şubat’ta yapılan kadın yürüyüşünü hatırlatan Aynur Sarıca, polis ya da asker tarafından kadınların maruz kaldığı şiddete değinerek, “Kadınların özgürlük adına düzenledikleri yürüyüşte şahit olduğumuz ve görüntülerle de kanıtlanan ulus erkek zihniyetinin kadınlara yönelik saldırıları orada da ortaya çıktı. Gözaltına alındılar, şiddete ve tacize de maruz bırakıldılar. Şahit olmakla kalmadık, bizzat yaşadık. Bununla beraber üç dönemdir DEM Parti belediyelerine yapılan kayyım atamaları da toplum, özellikle de kadınlar tarafından kabul edilebilir değildir. Özellikle kadınlar tarafından diyoruz çünkü kayyımlar göreve gelir gelmez ilk yaptıkları, kadın kazanımlarını ortadan kaldırmaktır” şeklinde konuştu.
‘Ulus devlet zihniyeti göz göre göre kadınların önünü kesiyor’
8 Martlarda kadınların yaptığı çalışmaların polisler tarafından engellendiğine dikkat çeken Aynur Sarıca, kadınların kendi renklerinin ortaya çıkarılmasına izin verilmediğini kaydetti. Aynur Sarıca, “Ulus devlet zihniyeti göz göre göre kadınların önünü kesiyor. Kadınların birlik olarak ortaya bir şey çıkarmasını istemiyorlar. 8 Martlarda da ortaya çıkan ilk şey, kadınların etrafının nasıl sarıldığı oluyor. Toplumun bir iletişim halinde olmasını dahi istemiyorlar. Topluluk olarak değil, dağınık halde sokaklarda çalışma yaptığımızda dahi sistem her taraftan etrafımızı sarmaya devam ediyor. Kadınların birbiriyle iletişimde olduklarını, birbirlerine el uzattıklarını, beraber çalıştıklarını gördüklerinde kaybettiklerini görüyorlar. Bu yüzden öncelikle kadınların önüne büyük engeller çıkarıyorlar” sözlerini kaydetti.
‘Özgürlüğümüzü elde edeceğiz’
Kürdistan’da kadınlara yönelik engellemelere karşı kadınların geri adım atmadığına dikkat çeken Aynur Sarıca, “Biz kendimizi tanıyoruz, şiarımıza sahip çıkıyoruz ve özgürlüğümüzü kazanacağız. Dolayısıyla mitingler kalabalık ve coşkulu geçiyor. Etrafımız sarıldığı zaman kadınlar hep bir ağızdan ‘bizi değil, bizi katledenleri engelleyin’ diyor; günün sonunda ortaya çıkan odur. Bugün Türkiye’ye baktığımız zaman her geçen gün onlarca kadın katlediliyor. Artık katledilen kadınların sayısını dillendirmek istemiyoruz. Kadın katliamlarına karşı sesimizi yükselttiğimizde, ‘artık son bulsun’ dediğimizde, erkek şiddetine ‘dur’ dediğimizde, özgürlük için haykırdığımızda ilk iş olarak bizi durdurmaya çalışıyorlar. Etrafımızı saranların, bize engel olanların zihniyetini, katilleri yine biz ortadan kaldıracağız. Özgürlüğümüzü elde edeceğiz ve onlar da bundan korkuyorlar. Biz bu ortaya çıkan korkuya canlı canlı şahit oluyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘Bir sloganı değil bir felsefeyi dünyaya yayıyoruz’
Aynur Sarıca, bütün miting alanlarında kadınlara karşı kirli zihniyetlerinin ortaya çıktığını ifade ederek, alanlarda kadınların kendi renkleriyle yer almasını istemediklerini vurguladı. Aynur Sarıca, “Bir anne alana geldiğinde, annenin taşıdığı sarı, kırmızı, yeşil renklerdeki şallarından rahatsız oluyorlar. Bu defa o anneyi engellemeye çalışıyorlar, alana almıyorlar. 8 Martlarda kadınların hep birlikte slogan attığı, zılgıt çektiği, renkleriyle alanları doldurduğu ve en çok ‘jin jiyan azadî’ diye haykırdıkları anları engellemeye çalışıyorlar. Yani diyoruz ki; biz kadınız, hayatı kuracağız, kurduğumuz yaşamı özgürleştireceğiz. Bu toplumu hep beraber özgürleştireceğiz. Bir sloganı değil, bir felsefeyi dünyaya yayıyoruz” diye konuştu.
‘Özgürlük yükünün büyük kısmı kadınların omuzlarındadır’
Kadınların alanlarda engellemelerle, tacizle ve şiddetle karşı karşıya olduğuna işaret eden Aynur Sarıca, kadınların bunlara karşı direnerek ve mücadele ederek alanlarda olmaya devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “Şimdilerde önümüzde bir Newroz var. Newroz yeni bir ruhtur, insanın özgürlüğe dair inancını canlandırır, zihniyeti berraklaştırır, yeni bir yaşamın ve baharın renkleriyle başka bir heyecan yaşatır. Bu yeni heyecanla kadınlar çalışmalar yürütür. Hep beraber kadını köleleştiren, haklarını elinden alan sisteme karşı güçlü cevap vermek isterler. Bütün Newroz alanlarında öncülük kadınlarda olacak. Bu öncülükle alanları dolduracağız. Yakın bir zamanda Sayın Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmelerde, Sayın Öcalan ilk olarak kadınlara yönelik sorular sordu. Kadın mücadelesine yönelik sorduğu sorulardan da anlaşılacağı üzere, özgürlük ve barış için yükün büyük kısmı kadınların omuzlarındadır. Kendisini de toplumu da kadın özgürleştirecektir.”