
Pırço ve arkadaşlarının sığınağı
- 09:02 9 Haziran 2025
- Güncel
Şehriban Aslan
AMED – “Uyutma” adı altındaki katliamlara karşı yaşamı savunan Amed Büyükşehir Belediyesi, Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde sokak hayvanlarına umut oluyor. Sevgiyle iyileşen canların, emekle örülen hayatlara tutunduğu bu merkezde her hikâye bir direniş, her bakış bir teşekkür niteliğinde.
Türkiye ve Kürdistan genelinde derinleşen pek çok sorunun gölgesinde en çok göz ardı edilen konulardan biri sokakta yaşam mücadelesi veren hayvanlar. “Uyutma” adı altında planlanan yasalar ve uygulanan katliamlarla gündeme gelen bu sorun, toplumsal vicdanı derinden sarsarken bazı yerel yönetimler ise farklı bir yol izliyor. Hayvanların yaşam hakkını savunarak onları koruma altına alan belediyelerden biri de Amed Büyükşehir Belediyesi. Yerel seçimler döneminde “Diyarbakır hayvan dostu kent olacak” vaadiyle yola çıkan belediye, bu sözünü hayata geçirme yolunda önemli adımlar attı. Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yürütülen çalışmalar, hem hayvanların hem de bu işe gönül veren emekçilerin hikâyesini gözler önüne seriyor.
Hayvanların zarar görmemesi için her ayrıntısı titizlikle düşünülmüş güvenlik önlemleri eşliğinde barınağın kapısından içeri adım attık. İlk dikkatimizi çeken şey, bir yanda usul usul göz kırpan kedilerin, diğer yanda neşeyle havlayan köpeklerin bulunduğu alanlar oldu. İçeriye girer girmez, bizi güler yüzlü görevliler karşıladı. Tam o anda, küçük bir dost, bir sevgi dalgası gibi üzerimize koştu: Pırço. Minik bedeniyle aramıza karıştı, sevecen bakışları ve tükenmek bilmeyen ilgisiyle hepimizin yüreğine dokundu. Görevliler, Pırço ile yalnızca Kürtçe konuştuklarını söylerken, onu da diğerleri gibi yürekten sevdiklerini, bir çocuk gibi bağlandıklarını dile getiriyor.
Barınak çalışanlarından biri, Pırço’nun hikâyesini şöyle anlattı: “Buraya getirildiğinde oldukça hastaydı. Hastalığı nedeniyle tüylerini kesmek zorunda kaldık. Ama sevgiyle, sabırla iyileştirdik. Şimdi barınağın neşesi oldu.” Gerçekten de, Pırço yalnızca bir köpek değil; iyileşmenin, sevginin ve umudun adıydı adeta.
Ve sadece o değil... Bu barınakta iyileşen her canlının ardında sessizce anlatılan bir hikâye, bir mücadele ve yeniden doğuş yatıyor. Her birinin gözlerinde yaşanmış acılar kadar umut da var; geçmişin izleri kadar, geleceğin sıcaklığı da...
Barınakta hayvanların bakımından ve bir günlerinin nasıl geçtiğine dönük veteriner hekimlerden bilgi alıyoruz.
Amed Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde gönüllü Veteriner Hekim olarak çalışan Sertap Balkaya, çalıştığı yerde idari bina, poliklinik ve 23 köpek padoğu, karantina olmak üzere 17 dönümlük bir arsa üzerinde kurulduğunu söylüyor. Hayvanlara dair hizmetlerini anlatan Sertap Balkaya, “Veteriner kliniğimiz var, aşı merkezimiz var, yerinde tedavi durumlarımız var. Tanı, teşhis tedavisinden sonra ilgili padoklara ayırma sürecimiz var. Barınağımızın kapasitesine bakarsak 500 köpek kapasitesi ve 122 kedi dolaylarındadır. Şu anki güncel durumumuza baktığımızda 480 köpek ve 100 kedi civarındadır. Tabi gün geçtikçe bu kapasite artıyor. Ayrıca sahipsiz sokak hayvanlarına karşı elimizden geldiğince işimizi vicdanımızla yaptığımız bir tedavi söz konusudur. Halk 153 ihbar hattımızı arayıp ihbar oluşturuyorlar. Ona uygun olarak ihbarlara gidiliyor ve değerlendiriliyor, daha sonrasında buraya geliyor. Hayvan kayıt sistemimiz var. İki çalışan personelle kedi ve köpek ambulansı var ve ihbar ekiplerimiz de bulunmaktadır” diye belirtiyor.
‘Çocuklarımız diye hitap ediyoruz’
Sokak hayvanlarına, “Çocuklarımız” diye hitap eden Sertap Balkaya, “Bu şekilde yaklaştığımız için işimizi merhametle yapıyoruz. 153 hattı aranıyor arkadaşlarımız hemen gidip yerinde müdahale ediyor. Yerinde müdahale olmazsa barınağa getiriliyor. Barınağımıza getirildiğinde veteriner hekimimiz ilk genel acil durum müdahalesini yapıyoruz. Sağlık durumuna göre ilgili alanlarımız var. Postop (ameliyat sonrası iyileşme süreci) sürecimiz var eğer postopluk bir sürecimiz yoksa ilgili poduğa alıyoruz. Süreç farklı işliyorsa ağır durumda ise yoğun bakım birimine alıyoruz. Buradaki asıl amacımız canlıya sağlıklı bir yaşam verebilmek” ifadelerini kullanıyor.
Her türlü sağlık bakımı
Veri taban sistemlerinin olduğunu paylaşan Sertap Balkaya, mevcut hayvan sayılarının 600 civarında olduğunu belirtiyor. Bunu erkek ve dişi olarak ayırdıklarını ifade eden Sertap Balkaya, “Kısırlaştırma sayısına baktığımız zaman ise 621 tane diyebiliriz. Kedi ve köpek olarak ayıracak olursak kedi 144, köpek olarak da 477 tane… Amacımız sokakta kontrolsüz bir şekilde artan hayvan sayısını dengelemektir. Bu da hayvanlar arasında birbirine bulaşacak hastalıkları engelleyecektir” sözlerini kullanıyor.
Barınakta bir gün…
Barınaktaki bir gününü anlatan Sertap Balkaya şunları dile getiriyor: “Sabah 08.00’de mesai saatimiz başlıyor. Önce kayıt sistemlerimiz tutulur. Mesela ben kedilerden sorumluyum. Oluşturduğumuz bir telefon grubu var ve talepler oraya düzenli bir şekilde kaydoluyor. Biz o kayıtları muayene defterine not ediyoruz. Kedilerin içine giriyorum, telefonda fotoğraflarından bakıp hastaları ayırıyorum. Onların genel tedavisini yapıyoruz, yapınca da kayıt altına alıyorum. Kedi ve köpekler olarak postop sürecimiz var. Daha sonra sürekli kontrollerini sağlıyoruz. Durumu kötüleşen bir hasta varsa hemen müdahaleyi yapıyoruz. Podokları ayrı ayrı süreçlerde değerlendiriyoruz.”
Sokak hayvanlarına dair yurttaşlara çağrıda bulunan Sertap Balkaya şu ifadeleri kullanıyor: “Barınaktaki hayvanlar sahiplenilsin. Bu çocukların dışarıda kalmaması lazım, çünkü biz bir yere kadar elimizden geleni yapabiliriz. Tedavisi tamamlanıyor ama tamamlandıktan sonra ister istemez bakıma ihtiyaçları oluyor. Burada ‘satın alma sahiplen’ diyorum. Sahiplenmek için şartlarımız ise bir mülkiyette ise kanun gereği bir izin belgesine ihtiyacımız var. Asıl amaç o çocukların orada da güvenli bir şekilde yaşamalarıdır. Bizim birçok teşvik çalışmamız var. Teşvik de şöyle; buradan çıktıktan sonra belirli planlarda aşılarını biz karşılamayı düşünüyoruz. Ayrıca bu barınakta kadının rolünden de bahsetmek istiyorum. Bizim burada çok sayıda çalışan kadın veteriner hekim var. Kedi, köpeklere bakım olarak baktığımız zaman kadının çok büyük rolü var çünkü kadın emeğin, merhametin, vicdanın asıl temsilcisidir.”
Barınakta çalışan bir diğer veteriner hekim Besra Çakmak da son yıllarda gündemde, “Uyutma” adı altında katledilen hayvanların durumuna dikkat çekiyor. Besra Çakmak, hekim olarak hayvan uyutmadıklarını, buna karşı olduklarını ve hayvanları yaşatmak için var olduklarını söylüyor. Besra Çakmak, bir diğer soruna da değinerek, “Bir bütünen bizi zorlayan durumlardan biri de hayvanlara dönük sahiplendirme yasası… Sahiplendirme yasasına göre, kat mülkiyeti gereklidir. Ya da bulunduğu siteden izin belgesi gerekiyor” diye belirtiyor.
Besra Çakmak konuşmasının devamında barınağa dair şu bilgileri veriyor: “Çalışan personel sayımız 43 kişidir. Sağlık ekibi, yemek aracı, 7/24 çalışan kedi ve köpek ambulansında bulunan ekip arkadaşlarımız, alandaki kedi ve köpeklerden sorumlu olmak üzere 43 personel bulunuyor. 2025 yılında 6 hekim alımına gidildi. 1 kişi de kurumlar arası geçiş yapacak hekim arkadaşla birlikte 10 hekim olacak. Şu anki belediyenin bize sunduğu imkânlar çok avantajlı diyebiliriz. Kedi evimiz daha önce güneş görmüyordu onun düzenlemesi yapıldı. Daha rahat daha sağlıklı bir şekilde çevre yeşillendirmesi yapıldı. Su ihtiyacımız vardı o gideriliyor. En önemlisi hekim ihtiyacı çok vardı yapılan hekim alımı bizim için çok avantajlı oldu.
Doğal alan için valilik 281 dönümlük arazi tahsis etti
Diyarbakır halkına baktığımızda hayvanlara çok fazla duyarlı olduğunu görüyoruz. Herkesin daha fazla duyarlı olmasını istiyoruz. Herkesin hayvan sahiplenmesini de istiyoruz. Mesela Diyarbakır genelinde 35 bine yakın sokak hayvanı bulunuyor. Son 5199 sayılı hayvanları koruma kanununa göre 25 bin üzerinde nüfusu olan ilçelere barınak ve doğal yaşam alanı yapılması zorunluluğu getirildi. Bizim kapasitemiz şu an normalin üzerindedir. Dışarıdan hayvan alamıyoruz. İlçelerde de barınaklar yapılırsa daha da rahat olacağız. Diyarbakır Valiliği bize 281 dönümlük arazi tahsis etti, bunun üzerine doğal yaşam alanı kurulacak. Bu doğal yaşam alanına burada tedavisi yapılan iyileşmiş hayvanları oraya göndereceğiz. Bizim yer kapasitemiz olmadığı için tutamıyoruz. Hayvanlar orada uzun süreli kendi doğal davranışlarını sergileyebilecek. Orada sürekli bir veteriner hakim olacak ve rutin sağlık kontrolünü yapacak.”
Barınakta kendi aralarında iş bölümü yaptıklarını aktaran Besra Çakmak şu çağrıda bulunuyor: “Kediden ve köpekten sorumlu olan arkadaşlar kendi içinde iş bölümü yapıyor. Mesela gün içinde operasyon var ise sabah erken saatlerde tedaviler bittikten sonra saat 09.00-10.00 gibi kısırlaştırma operasyonları başlıyor. Bunlar bittikten sonra genel temizlik, dışarıdan gelen hasta varsa tedavilerini yapıp ilgili bölüme gönderiyoruz. Ve son olarak şunu söylemek istiyorum; satın almaktan ziyade bakım evlerinde muhtaç olan hayvanları sahiplenelim. Hayvan sahiplenince ömür boyu sürecek bir dost ediniliyor.”