
Bir bileklikten takı atölyesine: Berivan Şahin’in girişim hikayesi
- 09:03 14 Haziran 2025
- Güncel
Neslihan Kardaş
WAN - Bir bilekliğin ilhamıyla yola çıkan Berivan Şahin, karşılaştığı tüm engellere rağmen mücadelesinden vazgeçmedi: “Başlarken sadece ‘yapabiliriz’ dedik. En ufak çöpü bile kıymete çevirdik” diyor.
Henüz küçük bir çocukken hediye edilen bir bileklik, Berivan Şahin’in hayatında dönüm noktası oldu. Hatıra değeri taşıyan bilekliğin kaybolmaması için annesi tarafından kendisinden alınan Berivan Şahin, bu bileklikten yola çıkarak, kendi bilekliğini yapmaya başladı. Zamanla bu ilgi bir tutkuya, ardından ise girişimciliğe dönüştü. Yalnızca 500 TL’lik bir sermayeyle yola çıkan Berivan Şahin, bugün hem toptan hem de perakende satış yapan iki takı atölyesinin sahibi. Berivan Şahin’in atölyesine adım attığınızda dikkat çeken ilk detay, sürdürülebilirlik anlayışı. Kahve kutuları takı kutusu, çay kutuları boncuk saklama kabı, atık ahşaplar ise estetik takı stantlarına dönüşmüş. Her detay, hem emek hem de çevre duyarlılığıyla örülmüş bir tasarım dünyasına işaret ediyor.
Berivan Şahin, bu yola yalnızca 12 cüzdan, 12 not defteri ve 12 çantayla başladığını söylüyor. Kocaman bir dükkanda bu kadar az ürünle işe koyulmak, başta çevresindekilerin alay konusu olsa da o yılmak yerine, kendi başarı hikayesini adım adım ördüğünü de dile getiriyor.
‘Özel bir bileklikti’
On dört yıl önce bir hediye almakla hikayesinin başladığını anlatan Berivan Şahin, kendisine bu bilekliği hediye eden kişinin kendisi için çok değerli olduğunu söyledi. Hediye edilen bu bilekliğin örme, kilim desenli ve etrafında boncuklar olduğunu anlatan Berivan Şahin, “Bu bilekliği hep takmayı çok istemiştim fakat annem kaybederim diye vermiyordu. Çünkü özel bir bileklikti aslında. Her çocuk gibi ben de küçükken elime bir şiş alıp bir şeyler denemişimdir. Hatta okulda el işi derslerinde hocalarım sürekli bir şeyler verirdi. Bu konuda yetenekliydim” dedi.
‘Bir modeli günlerce uğraşarak yapıyordum’
Üniversite hazırlık döneminde harçlığını çıkarmak için bir arkadaşının zücaciye dükkanında çalışan Berivan Şahin, “Orada ipler, boncuklar vardı. Yazmalara takılan boncuklar da satılıyordu. Boş vakitlerimde değerlendirmek istedim. O zamanlar internet bu kadar yaygın değildi. Küçük bir cihazdan bazı modellere bakıyordum. Orada karışmış ipleri, atılacak malzemeleri değerlendirerek başladım. Bir modeli günlerce uğraşarak yapıyordum, söküp tekrar tekrar deniyordum. Sonra üniversiteye gittim. Kuyumculuk ve takı tasarımı bölümünü okudum. Mardin Midyat’taydım. Tel kırma sanatıyla başladık. Önce bakırdan sonra gümüşten takılar yaptık. Bu bölüme gitmek yaklaşık on dört yıl önceki o bileklikle başlayan bir hevesti bu. Tesadüfen gittiğim bir bölümdü. Ailem de onaylamamıştı çünkü asıl sevdiğim şey şarkı söylemekti” diye konuştu.
‘Çalıştığım yerde ortaklık teklifi aldım’
Okulu bitirince tekrar Wan’a dönen Berivan Şahin, iş olanaklarının olmadığını ve bu süreçte bir takıcıda çalışmaya başladığına değinerek, “Orada bozulan takılar oluyordu. Müşteriler bir aparatı değiştirmek istiyordu. Ufak tefek malzemelerle, penseyle onları onarıyordum. Bir sanatçının vesilesiyle tekrar bileklik yapmaya başladım. Boncukları birleştirerek yeni tasarımlar denedim. Önce ince bileklikler yapıyordum, sonra kalınlarını denememi istediler. Satışlardan büyük kazanç elde etmiyordum çünkü fiyatlama bilmiyordum. Ama beğenilmek bana büyük mutluluk veriyordu. Yaklaşık üç-dört ay sonra anlaşmalı olarak çalıştığım kişi bana ortaklık teklif etti. Çünkü ürün satışı artmıştı. Attığı atıkları geri dönüştürüp satışa sunduğumu görünce çok şaşırdı. Müşteriler özellikle benim yaptığım ürünleri istiyordu” şeklinde kaydetti.
‘Kendi ürünlerimizi üretip satmak istedik’
Tel kırma bölümünde öğrendikleriyle kuyumculuk atölyesi açmak istediklerini ifade eden Berivan Şahin, bu işin maliyetinin çok yüksek olması nedeniyle böyle bir atölye açamadıklarını anlattı. Berivan Şahin, “Böyle bir imkânımız olmadığı için kendi ürünlerimizi üretip satmak istedik.Eşimle birlikte 12 Mart 2018’de bir yer açtık. Tanınmamız zaman aldı. Bir kadın ve bir erkeğin bu işe başlaması özellikle de bir erkeğin boncukla uğraşması toplum tarafından yadırgandı. İnsanlar küçümsüyordu. ‘Bunu yapıyor musunuz gerçekten?’, ‘Ne kadar dayanabilirsiniz ki?’ gibi sözler duyduk. Bir gün bayram arifesinde dışarıda bir masa kurduk. Masayı bile tellerle güçlendirmiştik. İlk defa Wan’da bir kadının dışarıda kendi yaptığı ürünleri sattığını görenler şaşırmıştı. Eşim ürün getirdiğinde onu görünce de yadırgayanlar olmuştu. Küçümseyenler, dalga geçenler, tebrik edenler hepsi vardı” sözleriyle anlatmaya devam etti.
‘Makinasız ve elle yaptığımız bu ürünlerin kıymeti büyük’
Ailesinin kendisine her zaman destek olduğunu dile getiren Berivan Şahin, ailesinin “Bir kadının yapamayacağı hiçbir şey yok,” diyerek kendisini hep motive ettiklerini belirterek, “Atölyeme her zaman mutlu girer, ürünlerimi keyifle yaparım. Büyük hayallerimiz olmadı, çünkü günümüz ekonomik şartlarında üretim zorlaştı. Ama makinasız ve elle yaptığımız bu ürünlerin kıymeti büyük. Bu iş artık benim huzurum, psikolojim, her şeyim. Ömrüm boyunca başka bir iş yapabileceğimi sanmıyorum. Daha önce öğretmenlik yaptığımda bu kadar keyif aldığımı hatırlamıyorum” şeklinde konuştu.
‘Artık haftalık değil, yılda bir ürün alabiliyoruz’
Ekonomik krizin kendisini de oldukça zorladığına değinen Berivan Şahin, “Ürün alamamak, müşteri potansiyelinin düşmesi, dolar bazlı ürünlerin maliyetinin artması... Hepsi etki ediyor. Artık haftalık değil, yılda bir ürün alabiliyoruz. Ama bu işe ‘yapabiliriz’ diyerek başladık. En ufak bir çöpü bile değerlendirdik. Bir kemer bulduğumuzda bile ‘bundan ne yapabiliriz’ diye düşünürüz. Aslında bir insan isterse her şeyi yapabilir. Çok büyük meblağlara gerek yok. Biz bu işe sadece 500 TL ile başladık. Şu an bir üretim atölyemiz, bir satış yerimiz var. Yol paramızın dahi olmadığı günlerden buralara geldik. Sekiz yıllık emekte birçok olumlu ve olumsuz şey yaşadık ama mutluyuz. Çünkü emeğimizle bir yerlere geldik. Takılarımızın her birinde anlam ve enerji var. Bu da bizi mutlu ediyor” sözlerini kullandı.