
‘Emine anne arkasında büyük bir direniş bıraktı’
- 09:07 25 Temmuz 2025
- Güncel
Rozerin Gültekin
İSTANBUL – Cumartesi Anneleri’nin simge isimlerinden Emine Ocak, ardında yas ve dirençle yoğrulmuş bir miras bıraktı. Mücadele arkadaşları, “Ona çok şey borçluyuz” dedi.
Devletin gözaltında kaybetme politikasına karşı Cumartesi Anneleri, 1060 hafta önce Galatasaray Meydanı’nda tarihe kazınan sivil itaatsizlik eylemi başlattı. Cumartesi Anneleri, yıllardır kayıpların bulunması ve faillerin açığa çıkartılması amacıyla başlattıkları eylemle devletin kaybetme politikasını teşhir etmeye devam ediyor. Cumartesi Anneleri eyleminin öncülerinden olan ve direniş hafızası oluşturan Emine Ocak, 22 Temmuz'da yaşamını yitirdi. Ardında büyük bir direniş bırakan Emine Ocak’ın cenaze törenine katılan yol arkadaşları, duygularını ve onun mücadelesini anlattı.
‘Emine anne gittiği gün meydanı açtırdı’
Emine Ocak’ın arkasında büyük bir direniş geleneği bıraktığını dile getiren Eren Keskin, Emine Ocak’ın mücadelesinin en meşru sivil itaatsizlik eylemi olduğunu belirtti. Eren Keskin, “Öncesinde Kürdistan’da çok sayıda insan gözaltına alınıp ortadan kaybedilmişti. Ancak o ailelerin savcılığa gitme hakları bile yoktu. Savcılığa yakınını sormak bile bir tehdit, bir suç gerekçesiydi. İstanbul’da Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un gözaltına alınıp her ikisinin de gözaltında kaybedilmesiyle başlayan bir mücadele oldu. Her iki aile çok büyük çaba gösterdi ve iki ailenin de en büyük temsilcileri kadınlar oldu. Bugün Cumartesi Anneleri direnişi varsa, Emine anne ve onun gibi kadınlar sayesinde. Öyle bir mücadele ki, bize ne zamandır kapalı olan bu alanı Emine anne gittiği gün açtırdı. Hepimiz onun emanetini devraldık, devam ettireceğiz” dedi.
‘Arkasında hem yas hem de direniş geleneği bıraktı’
Dönemin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumartesi Anneleri’ne, faillerin açığa çıkarılacağı yönünde verdiği sözü yıllardır tutmadığını, sözlerin tutulmasının ancak gerçek demokrasi ile mümkün olabileceğinin altını çizen Eren Keskin, “Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ki ‘Beyaz Toroslara yapılan şeyler çok yanlış.’ Beyaz Torosların 1’inci kaptan şoförü Mehmet Ağar hâlâ iktidarın yanında. O nedenle bu sadece sözlü olabilecek bir şey değil. Henüz demokratik bir süreç için devletten atılan bir adım göremiyoruz. Ama o süreci getirecek olan şey de bu mücadelelerin devam ettirilmesidir. Emine anne arkasında hem büyük bir yas hem de büyük bir direniş geleneği bıraktı. Ona çok şey borçluyuz” ifadelerini kullandı.
‘Doğduğu topraklara çok benzeyen bir kadındı’
Emine Ocak’ın sadece kayıplar mücadelesini yürütmediğini, aynı zamanda Dersim Katliamı’nın tanığı olarak yıllardır mücadele yürüttüğünü vurgulayan Nimet Tanrıkulu, “Emine Ocak, doğduğu topraklara çok benzeyen bir kadındı. Emine Ocak, çocuğunu kaybettikten sonra 52 gün kimsesizler mezarlığında bulduktan sonra bile şu sözleri söyledi: ‘Ben oğlumu bulmuş olabilirim ama faillerin yakalanmasını istiyorum. Burada bütün kayıplar bulununcaya dek bu mücadeleye devam edeceğim.’ Belki her gün gelemedi buraya ama hep aklı fikri burada olan, burada olmasa bile buraya hep ses veren bir kadındı. Emine Ocak’a biz hitap ederken ‘Anne Ocak’ diyorduk ama o bizim yol arkadaşımızdı. Bizler kadınlar olarak onunla gözaltında, mücadele alanlarında, o direngen kadın halini hep birlikte yaşadık. Tarihsel ve kültürel olarak da asla vazgeçmedi.” dedi.
‘Emine annenin mücadelesi devam ediyor’
“Emine anne zorlu süreçte hep bizim yanı başımızdaydı.” diyen Nimet Tanrıkulu, Emine Ocak’ın Cumartesi Anneleri’nin ve Dersim’in hafızası olduğunu vurgulayarak, Emine Ocak’ın yıllarca tüm baskılara karşı kendi diliyle mücadele yürüttüğünü söyledi. Emine Ocak’ın barıştan yana mücadele yürüttüğünü belirten Nimet Tanrıkulu, “Emine Ocak bir kültür taşıyıcısıydı. Hep ‘Barış olacak.’ diyordu. ‘Kayıplar mücadelesi’ simgesi olarak tanımlanan Emine anne, barıştan yanaydı. Bir kadın düşünün ki televizyonu hiç kapamıyor ve sürekli haberleri takip ediyordu. Olup biteni saati saatine izleyen birisiydi. Yürüttüğümüz tüm mücadelelerde önde yürüyen bir kadındı. İnsan hakları ve demokrasi onun önde gelen esaslarıydı. Emine annenin mücadelesi devam ediyor. Onun bize aşıladığı duyguları kaybetmemek önemli. Emine anne kendi mücadelesini kuşaktan kuşağa aktardı. Bütün alanların birleşik bir şekilde örgütlenmesi gerekiyor.” çağrısını yaptı.