Eril medya karşısında hakikatin izindeki gazeteciler…

  • 09:02 15 Ekim 2023
  • Medya Kritik
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - Erkek egemenliği yücelten, kadın bedenini teşhir eden ve faillerin yanında durmaktan gocunmayan iktidar medyası karşısında, kadının kalemiyle hakikatin izinde olan kadın gazeteciler daima var olacak…
 
Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüzü güzelleştiren iktidar medyası, failleri teşhir etmek yerine cesaret veren “haberciliğinden” geri durmuyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet içerikli dille devamlılığını sürdüren havuz medyanın, kadın düşmanlığını da meşrulaştırması ile karşı karşıyayız. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini günden güne derinleştiren havuz ve muhalif medya, kadını cinsiyetçi bir bakış açısıyla ele alarak, kadınların çıplak bedenlerini teşhir edip “magazinsel” eril zihniyetin devamlılığını sürdürmeye devam ediyor.
 
Savaşlarda kadınlar ve çocuklar
 
Yüz yıllara dayanan savaşlardan istisnasız en çok etkilenen de kadınlar ile çocuklar oluyor. Savaş bölgelerinde kadınlar binbir türlü koşullarda yaşama tutunmaya çalışırken en çok yara alanlardan da biri oluyor. Eril zihniyete sahip devletlerin çıkardığı savaşlarda ilk hedef kadın kimliği ve bedeni oluyor. Kadınların bedenlerinin teşhir edildiği, çocukların maruz kaldığı işkence ve şiddet görüntüleri üzerinden “habercilik” yapan medyanın etik anlayışı ve sahip olduğu eril zihniyet kendisini açığa çıkarıyor.
 
Tecavüz dilinin arkasında kimler var?
 
Çokça kez yapılan bu “haberciliğin” son örneği de, Hamas’ın İsrail’e başlattığı saldırılarda Almanya vatandaşı Shani Louk isimli kadının katledildikten sonra bedeninin teşhir edilmesi oldu. Yer, dönem ve failler değişse de her savaşta hedef alınan mutlaka bir kadın veya birden fazla kadın oluyor. Saldırıların başladığı ilk günden bu yana çocuklar ile kadınların işkence gören ve katledilen bedenlerini yayınlamaktan geri durmayan medya, tecavüz dilini de tüm haberlerinde yaygınlaştırdı. Saldırılar sürecinde kadınlara yönelik gerçekleştirilen tecavüz ve taciz örneklerini haberlerinde meşrulaştırılan ve hatta yol gösteren dili ile erkek-devlet şiddetinin nasıl topluma entegre edildiğini ve normalleştirildiğini bir kez daha görmüş olduk, görmeye de devam ediyoruz.
 
Medyanın eril yüzü
 
Kısa süre içerisinde tüm dijital medyaya yayılan Shani’nin görüntüleri ve maruz kaldığı işkence, kuşkusuz iktidar medyası tarafından da “reyting haberciliği” temelinde görüldü. Shani için Cumhuriyet gazetesi, “Festivalcilerin cesetleri çıkarıldı, katılımcılar dehşet anlarını anlattı”, Posta gazetesi “Herkes öldüğünü sanıyordu, annesi şaşkına çevirdi”, NTV haber “Hamas tarafından kaçırılan Alman dövme sanatçısı Shani Louk yaşıyor mu?”,  Serbestiyet “Gazze sınırındaki ‘çılgın parti’ kabusla bitti. Füzeler atılırken dans sürüyordu”, Milliyet gazetesi “Dünya onu Hamas'ın eline düşünce tanıdı” manşetlerini attı. İktidar medyasının eril yüzünü Shani için attığı manşetlerde bir kez daha görsek de bununla kalmayıp işkence ve katliamı da normalleştirdi.
 
İktidardan medyaya ‘ak’lama pratiği
 
Elbette ki Shani’den önce birçok örnek görmüştük. 10 Ağustos 2015’te, Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesinin meydanında üniformalı erkeklerin arasında bedeni çıplak şekilde ifşa edilen bir kadının bulunduğu fotoğrafın servis edilmesiyle Ekin Wan’ın (Kevser Eltürk) adı duyulmuştu. Ekin’e yapılan bu işkence ve insanlık dışı olayda da iktidar medyası “haberciliğinin” yüzünü yine gözler önüne sermişti. O zamandan bu yana açığa çıkan zihniyet gerçekliğiyle bugün bir kez daha karşı karşıyayız. Tüm bunlar yaşanırken bir tarafta da kadınları ve çocukları katleden, tecavüzde bulunan, şiddet uygulayan, taciz eden faillerin fotoğrafları ise özenle blurlanıp gizleniyor. Hiçbir failin isim ve soy ismi açık bir şekilde verilmiyor. Çünkü iktidar medyasının beslendiği zihniyetin sorunsalı tecavüz dilini yaygınlaştırmak, failleri teşhir etmek yerine “ak”lamak.
 
Kadının kalemiyle hakikatin izine…
 
Dünden bugüne değişmeyen iktidar zihniyeti ve medyası karşısında failleri teşhir etmekten bir adım bile geri atmayan Özgür Basın geleneğinin parçası olan kadın haber ajansı JINNEWS, bugün tam da eril zihniyete karşı kadın özgürlükçü perspektifi ve kalemini hakikate doğrultan çizgisiyle kadın haberciliğinin nasıl olması gerektiğini büyük bir gurur ve dirençle sergiliyor. Erkek egemenliği yücelten, kadın bedenlerini teşhir eden ve faillerin yanında durmaktan gocunmayan iktidar medyası karşısında kadının kalemiyle hakikatin izinde olan kadın gazeteciler daima var olacak…