Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi kararı İsveç Parlamentosu’nda tartışıldı

  • 12:12 6 Mayıs 2021
  • Dünya
 
HABER MERKEZİ - Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, talep üzerine İsveç Parlamentosu’nda tartışıldı. Konuya dair parlamentoda konuşan Sol Parti Milletvekili Johnsson Fornarve, İsveç’in Türkiye’ye açık şekilde karşı çıkması gerektiğini dile getirdi. 
 
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi Parlamento İkinci Başkan Yardımcısı ve Sol Parti Milletvekili Lotta Johnsson Fornarve'nin talebi üzerine İsveç Parlamentosu'nda tartışıldı. İsveç Parlamentosu’nda Sol Parti Milletvekili Lotta Johnsson Fornarve, parlamentoya verdiği yazılı önergede İsveç'in Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) dönem başkanı olarak Türkiye'nin kadına yönelik şiddeti durdurmayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine karşı neler yapacağı ve Türkiye'de eşitlik ve kadın hakları için mücadele eden örgütlere verdiği desteği artırmayı düşünüp düşünmediği sorularını yöneltmişti.
 
Dışişleri Bakanı Ann Linde, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin çok üzücü olduğunu, kadınlara yönelik şiddetin durdurulmasının hükümetin öncelik verdiği sorunların başında geldiğini söyledi. İsveç'in ikili anlaşmaların bir gereği olarak Türkiye'de şiddet ve cinsel şiddete karşı mücadele eden dernek ve sivil toplum örgütlerine destek verdiğine dikkat çeken Ann, İsveç'in AGİT'in Mart ayında Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine karşı bir karar alınması için önderlik yaptığını belirtti.
 
‘İsveç’in tepki göstermesi olumlu’
 
Parlamento İkinci Başkan Yardımcısı ve Sol Parti Milletvekili Lotta Johnsson Fornarve, bakanın verdiği olumlu yanıttan ve hükümetin Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararına karşı aldığı tutumdan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Johnsson, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmasını önemsedikleri için konuyu parlamentoda tartıştıklarını vurguladı.
 
Avrupa Konseyi'nin 2011 yılında İstanbul Sözleşmesi'ni kabul etmesini kadınlar açısından büyük bir ilerleme olarak gördüğünü söyleyen Johnsson, Türkiye’ye şu eleştirileri yöneltti: “Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararı alması doğal olarak tüm dünyanın özellikle de Türkiye'deki kadınlar için büyük ihanet ve darbedir. Türkiye, sözleşmenin imzalanması için inisiyatif alan ve sözleşmeyi ilk imzalayan ülkeydi.”
 
‘Şiddetin arttığı dönemde Sözleşme’den çekilmek tuhaf’
 
Johnsson, Türkiye'nin kadınlara yönelik baskı ve şiddetin arttığı bir dönemde Sözleşme'den çekilmesini “tuhaf” bulduğunu dile getirirken, “Salgın sırasında Türkiye'de kadınlara yönelik şiddet arttı. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre kadınların yüzde 38'i eşi tarafından şiddete uğradı. Bu tüyleri diken diken ediyor” dedi. Kadın hakları aktivistlerinin uğradığı devlet şiddetine de işaret eden Johnsson, “Devlet medyası ve muhafazakar partiler tarafından kadına yönelik şiddet meşrulaştırılıyor, AKP ayrıca Sözleşmenin Türk ailesinin değer yargılarını altını oyduğunu öne sürüyor” diye konuştu.
 
‘İsveç, Türkiye’nin AB’de yeri olmadığını belirtmeli’
 
İsveç'in İstanbul Sözleşmesi'ni mümkün olan her alanda savunmasının önemine değinen Johnsson, “İsveç Hükümeti'nin önemli bir sözleşmeden çekilen Türkiye’ye karşı çıkması ve insan haklarına saygı göstermeyen Türkiye'ye Avrupa Birliği'nde (AB) yer olmadığını açıkça belirtmesi gerektiğini” kaydetti.
 
HDP’ye yönelik baskılar
 
Johnsson, AKP’nin HDP’ye ve Kürtlere yönelik saldırılarına da dikkat çekti. HDP'li 108 politikacıyla ilgili davanın sürdüğü, 4 bin HDP'linin cezaevlerinde tutulduğunu hatırlattı. HDP'nin uzun yıllardan bu yana daha eşitlikçi bir Türkiye için mücadele verdiğinin altını çizen Johnsson, eşitlik ve kadın haklarını savunduğu için HDP'nin iktidarın tehdit ve baskılarına uğradığını söyledi. Johnsson, ancak baskı ve saldırılarına rağmen HDP ve kadın örgütlerinin mücadele ettiklerine ve Türkiye'nin Sözleşme’nin feshi kararının geri alınması için mücadele ettiklerine vurgu yaptı.