Afganistanlı Elida: Mücadelemizin dayanışmaya ihtiyacı var
- 09:01 22 Ağustos 2021
- Dünya
Gülşen Koçuk
HABER MERKEZİ - Taliban'ın yönetimi ele geçirdiği Afganistan'da kadınların hayatlarından endişe etmesi, onları mücadele etmekten geri bırakmıyor. Afganistanlı Elida Ahmed, “Taliban, kadına ve tüm demokratik değerlere karşı olan bir grup.Devrimci gruplar yurtdışına gitmek istemiyor, Avrupa’ya gitmek istemiyor. Afganistan’da kalıp savaşmaya devam edecekler. Mücadelemizin desteğe, dayanışmaya ihtiyacı var” diyor.
ABD ve NATO, Taliban ile yaptıkları Daho Anlaşması'nın sonucunda Afganistan'dan çekilerek yönetimi adeta Taliban'a teslim etti. Şeriat uygulamaları ile önce kadın ve kız çocukların haklarını, yaşamlarını hedef alan Taliban, her ne kadar “hakların güvence altında olduğunu” söylese de ülkeden gelen şiddet haberleri bu iddiayı desteklemiyor. Hem Afganistanlı hem Ortadoğulu hem de diğer ülkelerden kadınlar, Afganistan'da yaşananlar karşısında tepkilerini gösteriyor.
Güvenlik nedeniyle hakkında detaylı bilgi veremeyen ve bu yüzden gerçek ismini veremediğimiz Afganistanlı Elida Ahmed ile ülkesindeki sürece dair konuştuk.
* Sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Elida Ahmed. Avrupa’da Dayanışma Partisi Destekçileri ile çalışıyorum. Avrupa ülkerinden birinde yaşıyorum. Ancak kendim hakkında detaylı bilgi vermek konusunda emin değilim. Bu yayınlanacak ve şunu dikkate almak gerekir ki; sadece Afganistan’a ilişkin durumla ilgili değil, Avrupa’dayım ve buradan dahi kendimiz hakkında çok detay veremiyoruz. Çünkü geleceği de düşünerek çok fazla kendimizi anlatmamız iyi olmayabilir.
“Taliban bir suç grubu. Yönetimde oldukları 1996-2001 yılları arasında da çok fazla suç işledir. Taliban’ın kim olduğu belli, değişmediler, aynı insanlar. Hatta son 20 yılda idare ettikleri yerlerde de çok suç işlediler.”
* Afganistan kritik bir süreçten geçiyor. Orada siyasi ve toplumsal atmosfer nasıl?
Afganistan şu an Taliban tarafından işgal edildi. Taliban Afganistan’ı,hükümeti, başkent Kabil’i ele geçirdi. Taliban, terörist ve kökten dinci bir grup. Taliban, kadına ve tüm demokratik değerlere karşı olan bir grup. Afganistan’da insanlar bu nedenle onlardan korkuyor ve dehşete düşmüş durumdalar. Kabil’de özellikle kadınlar ve sivil toplum çalışanları dışarıya çıkmıyor ve tabii gazeteciler de aynı şekilde. İnsanlar ne olacağını bilemiyorlar.Taliban açıklamalarında şunu göstermeye çalışıyor; ‘Haklara saygı duyuyoruz,kadınlar okula gidebilirler, dışarıya çıkabilir ve çalışabilirler ama‘İslam’a göre.’ Yani herşeyi yapabilirler ancak İslam’a göre diyorlar. Esasında herşey çok ani oldu. Taliban’ın kendisi dahi bu olanları beklemiyordu ya da bu kadar hızlı olacağını beklemiyordu. Kendileri de zaten çok organize değildi.Taliban bir suç grubu. Yönetimde oldukları 1996-2001 yılları arasında da çok fazla suç işledir. Taliban’ın kim olduğu belli, değişmediler, aynı insanlar. Hatta son 20 yılda idare ettikleri yerlerde de çok suç işlediler. Ayrıca Kabil ve diğer büyük şehirlerde örneğin Nangarhar vilayetine bağlı Celalabad ve Herat şehirlerinde birçok bombalı saldırı gerçekleştirdiler. Afganistan’da insanlar onların ne olduğunu çok iyi biliyor ve bundan dolayı da onlardan korkuyorlar.
“Hakikat şu ki; ABD’nin başını çektiği emperyalist güçler 2001 yılında Afganistan’a geldiler ve emperyalist bir işgal gerçekleşti. 2001 yılında terörle mücadele adı altında ülkeye kadın haklarını ve demokrasiyi getireceğiz diyerek geldiler. Kendileri de Afganistan’da pek çok suç işlediler. Bu suçu işleyenler sadece ABD’nin askeri birlikleri değildi, aynı zamanda ABD kökten dinci grupları ve Taliban’ı destekledi. ABD aynı zamanda faşist, suça bulaşmış ve yozlaşmış olan hükümeti destekledi.”
* Afganistan'ın dışında olanlar Afganistan'da neler yaşandığından tam olarak haberdar mı sence?
Hayır, maalesef, çünkü ana akım medya Afganistan’da neler olduğuna ilişkin kesinlikle konuşmuyor. Ana akım medya, Avrupa ve ABD’deki çok önemli TV kanalları şunu söylemeye başladılar: “Biz Afganların yaşadığı sorunlardan ötürü ve bazı politikacılardan dolayı Afganistan’a gittik.” Örneğin Avrupa’da şunu söylemeye başladılar: “Afganlar Müslüman ve ‘çağdışılar’. Çok geleneksel insanlar. Bizim demokrasimizi onlar sevmiyor. Bunlara bağlı olarak bazı şeyleri yapmak da çok zor.” Bu son derece bir ulusu emperyalist bir yöntemle yargılama şeklidir. Hakikat şu ki; ABD’nin başını çektiği emperyalist güçler 2001 yılında Afganistan’a geldiler ve emperyalist bir işgal gerçekleşti. 2001 yılında terörle mücadele adı altında ülkeye kadın haklarını ve demokrasiyi getireceğiz diyerek geldiler. Kendileri de Afganistan’da pek çok suç işlediler. Bu suçu işleyenler sadece ABD’nin askeri birlikleri değildi, aynı zamanda ABD kökten dinci grupları ve Taliban’ı destekledi. ABD aynı zamanda faşist, suça bulaşmış ve yozlaşmış olan hükümeti destekledi. ABD’nin Afganistan’da desteklediği hükümet kukla rejimdi. Ve bu hükümet suça bulaşmış, rüşvetçi, kukla idi. Bu aslında ABD’nin ve emperyalist güçlerin başarısızlığıdır. Ancak bu başarısızlığı gizlemek istiyorlar ve insanlara farklı şeyler anlatıyorlar.
“Bu ülkeler sadece kendi çıkarları için konuşuyorlar, Afgan toplumunun çıkarları onlar için önemli değil. Taliban teröristtir ve suç grubudur. Ülke yönetimini ele geçirdi. İnsanlar mutlu değil. Zaten çocukları öldürülürken, bombalı saldırılar olurken nasıl mutlu olabilirler?”
* Taliban'ın yönetimi ele geçirmesi konusunda uluslararası kamuoyu ve devletlerin tutumunu yeterli buluyor musunuz?
Şöyle düşünüyoruz: Yabancı ülkeler, özellikle de güçlü olan ülkeler -ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa ülkeleri- ve sadece bunlar da değil, farklı rejimlere sahip olan Pakistan, İran ve Türkiye dahil hepsinin Afganistan’dan çıkarları var. Hepsi de Taliban’ın yönetimi ele geçirmesine ilişkin sadece kendi çıkarları doğrultusunda konuşuyorlar. Çin ve Rusya kendileri için mevcut durumu iyi görüyorlar hatta belki de mutlu bile olabilirler çünkü onlar için evet Taliban geldi, ABD Afganistan’dan çekildi ve artık orada değil diye düşünüyorlar. ABD, Avrupa ülkeleri ve hatta İngiltere şu anki duruma ilişkin net değiller, “Taliban kadınlara karşı tutumuna, demokrasiye karşı tutumuna devam ediyor” diyorlar. Taliban’ı tanımayacağız diyorlar. Örneğin Kanada Başbakanı Taliban’ı tanımayacaklarını söyledi. Ancak bu ülkeler sadece kendi çıkarları için konuşuyorlar, Afgan toplumunun çıkarları onlar için önemli değil. Taliban teröristtir ve suç grubudur. Ülke yönetimini ele geçirdi. İnsanlar mutlu değil. Zaten çocukları öldürülürken, bombalı saldırılar olurken nasıl mutlu olabilirler? Bu imkansız. Kadınlar, gençler, siviller mutlu değiller. Bu ülkeler kendi çıkarlarına göre konuşuyorlar, Afganların ne istediği onlar için önemli değil.
“Erdoğan hükümeti faşist ve tutucu bir hükümet. Ve evet Taliban’la görüşebilirler çünkü tutumları aynı. Kendileri Taliban’ın ‘babası’. Erdoğan Afganistan’daki suçlu ve kökten dincilerle yakın dost. Her zaman Afganistan’daki kadın karşıtı, kökten dinci grupları destekliyorlar. Erdoğan yönetimi Taliban’la mutlu çünkü kendi planlarını rahat bir şekilde Taliban varken gerçekleştiriyorlar.”
* Türkiye de Taliban'a dair açıklama yaptı. Türkiye Taliban ile görüşebileceğini söyledi. Sizce Taliban'a karşı tutum nasıl olmalıdır?
Bildiğimiz kadarıyla Erdoğan hükümeti faşist ve tutucu bir hükümet. Ve evet Taliban’la görüşebilirler çünkü tutumları aynı. Kendileri Taliban’ın ‘babası’. Erdoğan Afganistan’daki suçlu ve kökten dincilerle yakın dost. Her zaman Afganistan’daki kadın karşıtı, kökten dinci grupları destekliyorlar. Erdoğan yönetimi Taliban’la mutlu çünkü kendi planlarını rahat bir şekilde Taliban varken gerçekleştiriyorlar. Bunu nasıl yapacaklar bilmiyoruz. Ayrıca İran var. İranda kendi çıkarları için hareket ediyor. Bu nedenle korkuyoruz. Taliban geldi ve Afganistan’da durum şu an sessiz. Bu demek değildir ki Afganlar siyasette ne olup bittiğini bilmiyorlar. Ancak siviller çok bıkmış/yorgun. Afganlar ölümlerden, savaştan, bombalı saldırılardan ve yerinden edilmekten dolayı çok yorgunlar. ‘Kim gelirse gelsin’ barış için iyi gibi düşünüyorlar. Bu elbette ki daimi bir barış değil. Türkiye çıkar sağlamak istiyor. İran, Türkiye’yi Afganistan’da istemiyor. Türkiye de daha etkili olmak istiyor. Türkiye de aslında İran’ın etkisinden ötürü mutlu değil. Aynı zamanda Pakistan ve Hindistan var. Pakistan bu durumdan ve olanlardan çok mutlu. Hindistan pek mutlu değil. Bunların hepsi savaşla ilgili, vekalet savaşıyla ilgili.
“Evet bir savaş yok ancak insanlar gitmek istiyorlar. Basit bir şekilde söylemek gerekirse insanlar Taliban’ı istemiyor, Taliban’ı reddediyorlar. Taliban bu durumun daha çok gelişmesini, açlığın ve korkunun olmasını istemiyor çünkü bunu kontrol edemez.”
* Kadınlar ve kız çocuklar neler yaşıyor? Bu konuyu biraz açarak anlatır mısın? Medyada iki kadının öldürüldüğü haberleri yer aldı ama bu şekilde şiddet vakalarında artış var mı?
Daha önce de söylediğim gibi, Taliban kökten dinci ve terörist bir grup. Kadınlara, kadın haklarına ve insan haklarına karşı bir grup. Afgan kadınların Taliban’la ilgili çok kötü deneyimleri var. Taliban karanlık ve felaket gibi bir rejimdi. Taliban şimdi kadınların okula gidebileceğini, çalışabileceğini ve bunların İslami kurallara göre yapılacağını, her şeyin yolunda olduğunu söylüyor. Kadın ve kız çocuklarının hakları hakkında sürekli bunları tekrarlıyor. Herkesin normal hayatına dönmesini, öğrencilerin ve insanların okuluna/işine gitmesini söylüyor. Binlerce insan Afganistan’dan kaçmak istiyor. Neden? Çünkü Taliban’dan korkuyorlar. Taliban bile ‘bu barışçıldır’ diyor. Evet bir savaş yok ancak insanlar gitmek istiyorlar. Basit bir şekilde söylemek gerekirse insanlar Taliban’ı istemiyor, Taliban’ı reddediyorlar. Taliban bu durumun daha çok gelişmesini, açlığın ve korkunun olmasını istemiyor çünkü bunu kontrol edemez. Daha önce belirttiğim gibi, kendileri dahi bu durumu (yönetimi ele geçirmeyi) beklemiyordu, hükümeti almaya hazır değildi. Herkesin sessiz kalmasını istiyorlar. Ancak bir ya da iki ay sonra hükümet oturduğunda kadınların, aktivistlerin, sivil toplumun ve herkesin içini karartacaklar. Bunu bilmek durumundayız ve bu konuda pozitif düşünemiyoruz.
“Kabil’de Afgan gazeteci kadının ofise girmesine izin vermediler. Kandahar’da bir kadın banka çalışanının eve gitmesini istediler, ‘daha fazla gelmene gerek yok’ dediler. Herat’ta üniversite öğrencilerine artık okula gidemezsiniz dediler. Afganistan’ın kuzeyinde sokakta genç bir kadını dövdüler. Böyle örnekler var.”
* Kadınların çalışma yaşamında ve sosyal yaşamdaki durumu nasıl değişti?
Taliban bazı yerlerde kadınlara karşı olan tutumunu gösteriyor, bazı yerlerde ise özellikle daha dikkatli davranıyor. Kabil’de Afgan gazeteci kadının ofise girmesine izin vermediler. Kandahar’da bir kadın banka çalışanının eve gitmesini istediler, ‘daha fazla gelmene gerek yok’ dediler. Herat’taüniversite öğrencilerine artık okula gidemezsiniz dediler. Afganistan’ın kuzeyinde sokakta genç bir kadını dövdüler. Böyle örnekler var. Nangarhar’da protesto eden kişiler arasından iki erkek yaşamını yitirdi. Taliban özellikle Kabil’e girince Afganistan bayrağını indirip kendi bayrağını çekti. İnsanlar bunu protesto ettiği için, Taliban bayrağını indirmek istedikleri için insanlara ateş edildi ve iki erkek hayatını kaybetti.
Taliban şu an kadın haklarına dair konuşuyor ancak muhafazakar şekilde. Esasında çok da bir şey konuşmuyorlar. ‘Kadın haklarına saygı duyacağız ama İslami kurallara, şeriat hukukuna göre’ diyorlar. Daha öncede söylediğim gibi, ne zaman ki hükümet oturacak kendi sistemleri oturacak, eminiz ki hiçbir şey iyi olmayacak.
“Devrimci gruplar Afganistan’da kalıyor ve savaşacaklar. Ancak şu an yeraltına inmeye çalışıyorlar çünkü Taliban onları öldürecek. Eminim direniş ve kadınların direnişi Afganistan’da devam edecek.”
* Kadınların kaygıları ve direnişi ne düzeyde? Kadınların talepleri neler?
Evet bazı devrimci gruplar var. Kadın aktivist ve savaşçılar da var. En başından bu yana politikaları çok netti. Şöyle diyorlar: ‘Biz ABD işgaline ve kukla rejimine katılmıyoruz. Ayrıca Taliban teröristtir, insanları öldürüyor, insanların haklarını tanımıyor.’ Devrimci gruplar Afganistan’da kalıyor ve savaşacaklar. Ancak şu an yeraltına inmeye çalışıyorlar çünkü Taliban onları öldürecek. Eminim direniş ve kadınların direnişi Afganistan’da devam edecek.
Bazı genç kadınlar sokaklara çıkarak eğitim hakkını istediklerini, okula gitmek ve siyasete katılım istediklerini söylediler. Taliban kendilerine herhangi bir şey söylemedi. Ancak başta da belirttiğim gibi, Taliban insanlara ‘iyi’ görünmeye çalışıyor. Sözde iyi.
* Kadınlar kendilerini nasıl savunacak ya da nasıl savunuyor?
Kadın grupları, devrimci gruplar şu an yeraltına inmeye çalışıyorlar. Zaten aslında yeraltında idiler. Çünkü kukla rejimle ABD’nin suçlularla dolu Afgan hükümetiyle aynı fikirde değillerdi. Ancak şu an daha dikkatliler ve savaşmaya devam edecekler.
* Taliban işgali altındaki Afganistan ile DAİŞ'in saldırdığı Rojava arasında benzerlikler görüyor musunuz? Özellikle kadınlar açısından.
Afganistan ve Rojava arasında bazı benzerlikler var, çünkü Taliban ve IŞİD birbirleriyle kardeş ve davranışları aynı. Ancak Afganistan ve Rojava arasında biraz farklılıklar var. Rojava’daki kadınlar zaten iyi örgütlenmişlerdi, silahları vardı ve savaşmaya başladılar. Afganistan’da devrimci gruplar var ancak hala öyle bir silahları yok, mücadele ediyorlar fakat şu an silahlı değil. Gelecekte neler olacağını göreceğiz.
“Devrimci gruplar yurtdışına gitmek istemiyor, Avrupa’ya gitmek istemiyor. Afganistan’da kalıp savaşmaya devam edecekler. Dünya çapında kadınlarla dayanışmaya ihtiyaç var. Mücadelemizin desteğe ihtiyacı var.”
* Sizin dünya kadınlarına çağrınız olur mu?
Devrimci grupların dünya genelindeki kadınlarla kontakları var. Bazı dayanışmalar da oluyor. Ancak tabii ki dayanışmaya ihtiyaç var. Devrimci gruplar yurtdışına gitmek istemiyorlar, Avrupa’ya gitmek istemiyorlar. Afganistan’da kalıp savaşmaya devam edecekler. Dünya çapında kadınlarla dayanışmaya ihtiyaç var. Mücadelemizin desteğe ihtiyacı var.
Çeviri: Melike Bisikletçiler (JINNEWS)