Validebağ’da direniş sürüyor: Koru geleceğimiz

  • 09:02 16 Ekim 2021
  • Ekoloji
İSTANBUL - İmara açılan Validebağ Korusu’nda yapımı planlanan projeler durdurulana kadar nöbetlerine devam edeceklerini belirten Validebağ Savunması’ndan kadınlar, “Koru bizim geleceğimiz. Herkesten koruya sahip çıkmalarını bekliyoruz” çağrısında bulundu.
 
İstanbul'un Üsküdar ilçesinde bulunan ve 1999 yılından bu yana “sit alanı” olarak koruma altında tutulan Validebağ Korusu'nda geçtiğimiz günlerde yapılaşmanın önü açıldı. İstanbul 5’inci İdare Mahkemesi, Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın İstanbul 6'ncı İdare Mahkemesi tarafından verilen "yürütmeyi durdurma" kararına karşı yaptığı itirazı 28 Eylül’de kabul etti. Oy çokluğuyla alınan kararla birlikte Anadolu Yakası'nın en büyük ikinci yeşil alanı olan koruda hayata geçirilmek istenen projelerin önü açılmış oldu. 
 
Direniş 118’inci gününde
 
İstanbul Üsküdar Belediyesi’nin “Validebağ Korusu Düzenleme ve Rehabilitasyon Projesi”ne korunun ekolojik yapısının bozulacağı gerekçesiyle karşı çıkan Validebağlıların direnişi ise 118 gündür devam ediyor. Çeşitli engellemelere rağmen Validebağ Korusu’nu korumaktan vazgeçmeyeceklerini söyleyen Validebağ Savunması’ndan Figen Küçüksezer ve Aysel Okan Hoşgit, projeler iptal edilene kadar nöbetlerini devam ettireceklerini dile getirdi.
 
‘Darp edildik’
 
Sivil inisiyatif ve havzada yaşayan yurttaşlar olarak 21 Haziran’da Validebağ Korusu’nda nöbet tutmaya başladıklarını dile getiren Validebağ Savunması aktivisti Figen Küçüksezer, korunun ekolojik dengesini bozacak, koruyu koru olmaktan çıkartacak olan yolların genişletilmesi, granit döşenmesi gibi uygulamalara karşı nöbette olduklarını dile getirdi. Figen, “İlk olarak 22 Haziran’da koruya işçiler gelerek çöp topladılar. Burayı temizlemek için bu kadar insan gerekiyor muydu, diye sorguladık. 10 Ağustos’ta kolluk kuvvetleri ve belediye işçileri gelip zor kullanarak yangın bahanesiyle otları biçtiler. Bu uygulamalar korunun ekosistemine büyük zarar veriyor. Daha sonra 21 Eylül’de yolları düzeltme bahanesiyle kum ve moloz döktüler. Biz engel olmaya çalışırken sivil kıyafetli kim olduklarını bilmediğimiz kişiler bizi darp etti. Bu kişilerin polis olmadığını öğrendik. Ya belediye görevlileri ya da mahalle teşkilatlarından olabileceklerini düşünüyoruz” diye ifade etti.
 
‘Ranta açmaya çalışıyorlar’
 
Üsküdar Belediyesi’nin 2018’den bu yana “Millet Bahçesi Projesi” gerçekleştirmeye çalıştığını ama her kesimden tepki gelmesi üzerine bu projenin ismini değiştirerek aynı projeye devam edildiğini söyleyen Figen, “Millet Bahçesi’ne karşı açılan davada yürütmeyi durdurma kararı alınmış durumdaydı. Bu karar iptal edildi 15 gün önce. Sonra tekrardan yürürlüğe konuldu. İhaleye ve koruma amaçlı olan nazım imar planıyla ilgili durdurma kararı verildi. Hukuk bizim yanımızda ama sözde hukukçu olan Üsküdar Belediye Başkanı hukuk dışı işlemler yapıyor. Koru kentin merkezinde olduğu için rant için önemli bir alan. Birinci derece sit alanı olduğu için koruma altında ranta açılması mümkün değil. Ekosistemi bozacak uygulama yapıldığında burası koruma altından çıkar yapılanmaya izin çıkar” dedi.
 
‘Doğal ekosistem bozulacak’
 
Validebağ Korusu’nun İstanbul’da kamuya ait tek koru olduğunu korunun koruma altından çıktıktan sonra rant projelerine açık hale geleceğini bir kez daha vurgulayan Figen, biri Kısıklı’da biri de Nakkaş Tepe’de olmak üzere Üsküdar’a yakın iki tane Millet Bahçesi olduğunu ve bu alanların ticarete dönüştürüldüğünü söyledi. Figen, “Koruya daha fazla yürüme yolu, park alanları yapılması gerekmiyor. Açtığımız davanın bilirkişi raporunda da yapılacak peyzaj çalışmalarının doğal ekosistemi bozacağı ve korunun yıkılmasına yol açacağı yazıyor raporda. Burayı düzenlemek hayvanların bakımını yapmak zaten Üsküdar Belediyesi’nin görevi. Bunlar için ayrı bir çalışma yapmalarına gerek yok. Hemen yanımızda derinliği ve yüksekliği olan bir binanın yapılmasına izin verdiler. Bir kısmı anıt ağaç bir kısmı korunmaya değer ağacın kesilmesine yol açtılar” şeklinde konuştu.
 
‘Anlaşmadan gelecek olan paraya göz diktiler’
 
7 Ekim itibariyle Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla Meclis’e sunulan ve onaylanan Paris Anlaşması’na da dikkat çeken Figen, şunları belirtti: “Paris İklim Anlaşması’nda da İstanbul Sözleşmesi’nde de aynı zihniyet hakim. ‘Canım istemediğinde ben çıkarım’ diyor. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede Cumhurbaşkanlığı kararı ile çıktı. Paris İklim Anlaşması’na bakışlarının da bundan farklı olduğunu düşünmüyorum. ‘Bize yükümlülük uygulanırsa yerine getirmeyiz ama yükümlülükleri yerine getirmemiz için vaat ettikleri kredileri de alırız’ diyorlar. Mantık bunun üzerinden yürüyor. Karbon emisyonlarını azaltmak için beş milyar dolarlık yardım söz konusu. İlgili bu paraya göz diktiler.”
 
‘Ormanda orman dışında her şey var’
 
Torba yasalar ile koruma alanlarında yapılacak olan uygulamaların önünün açıldığını, “kamu yararı” kavramına da maden ruhsatlarının, doğa katliamlarının sığdırıldığını söyleyen Figen, “Örneği olmayan bir yer olan Kapadokya’ya maden arama ruhsatı verildi. Munzur Vadisi’ne altmış kilometre boyunca maden arama ruhsatı veriliyor ve bunları kamu yararı altında yapıyorlar. Türkiye ormanlarında beş binden fazla işletme var. Ormanlarda okul, hastane, üniversite ve bol miktarda maden ocağı var ama orman yok. Bütün bunlar hep kamu yararı altında yapılıyor” diye ekledi.
 
‘Her yerde doğaya saldırıyorlar’
 
116 gündür süren direnişlerine de değinen Figen, destekçilerinin olduğunu fakat bu desteğin daha da büyütülmesi gerektiğinin altını çizdi. Herkese doğasını koruması yönünde çağrıda bulunan Figen, “Büyük bir nöbetçi kitlemiz var yoksa nöbetimizi sürdüremezdik. Burada on bin kişinin burada aktif olması gerekir çünkü bu havza yüz bin kişiyi barındırıyor ama acil bir durum olduğu zaman burada en az beş bin kişinin olacağını biliyoruz. Validebağ Korusu sadece Anadolu Yakası’nın değil Türkiye’nin değeri. Saldırılar sadece burada değil Türkiye’nin her yerinde sistematik bir biçimde sürüyor. Her yerde doğaya saldırıyorlar. Buraya destek bekliyoruz. Herkesin kendi şehrinde, köyünde, mahallesinde doğasına sahip çıkmasını istiyoruz. Çocuklarımıza böyle bir borcumuz olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Projeler iptal edilene kadar mücadeleye devam edeceğiz’
 
Korunun birinci derece sit alanı olmasına rağmen birçok projeye açıldığını belirten Validebağ Savunması’ndan Aysel Okan Hoşgit de, Anadolu Yakası’nın tek yeşil koru özelliği taşıyan yerin Validebağ olduğunu ama Üsküdar Belediyesi’nin burayı Millet Bahçesi yapmak istediğini vurguladı. Aysel devamında koruya dair şu bilgileri paylaştı: “Burada 129 tane kuş türü, 31 tane kelebek türü, kaplumbağalar, kertenkeleler, sürüngenler ve birçok otsu bitki var. Buranın ekosistemini bozacak bir şeyin yapılmasını istemiyoruz. Temizlik ve yangın bahanesiyle 130 çim biçme makinası ile buraya saldırdılar. Birçok hayvan zarar gördü. Verdiğimiz mücadele sonucu o saldırıyı da durdurduk. Yaptıkları son saldırı da yollara kum dökmek oldu. Yıllardır burada mücadele veren havza insanıyım, ilk defa bu kadar acımasızca saldırıldığına şahit oluyorum. Koruyu imara açmak istiyor. Bu tür şeyler korunun ekolojik yapısına uygun değil. Projeler iptal edilene kadar buradayız, mücadeleye devam edeceğiz. Koru bizim geleceğimiz. Herkesten koruya sahip çıkmalarını bekliyoruz.”