Kartal Dağı Platformu’ndan çağrı: Projeler iptal edilsin

  • 11:06 22 Aralık 2021
  • Ekoloji
 
HABER MERKEZİ - Kartal Dağı eteklerinde yapılmak istenen taş ocağı ve RES projeleri ile ekosisteme verilecek zarara dikkat çeken Kartal Dağı Platformu, söz konusu projelerin iptal edilmesini istedi. 
 
Muğla Kartal Dağı Platformu, bölgede taş ocağı ve Rüzgar Enerji Santrali (RES) projeleri nedeniyle ormanların yok edilmek istenmesine ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. “Kartal Dağı’ndan elini çek” denilen açıklamada, binlerce ağaç ve hayvana ev sahipliği yapan orman üzerinde yapılacak projelere karşı Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Dampınar ve Habibler köylerindeki yurttaşların direnişine dikkat çekildi. 
 
Açıklamada, üzerine Enerji-SA Enerji Üretim A. Ş. tarafından RES ve Patlatmalı Mobil Kırma Eleme Tesisi kurulmak üzere Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin başlatıldığı ifade edildi.  ÇED raporuna göre RES ile birlikte Kartal Dağı’nın tepelerinde mobil taş ocağı işletileceğine işaret edilen açıklamada, köylülerin birkaç ay önce ağaçlandırma seferberliği düzenleyen bir holdinge bağlı Enerji SA A.Ş.’nin “Temiz Enerji” adı altında ekosisteme zarar vermesinden dolayı endişelendiği vurgulandı.
 
Açıklamada şunlar kaydedildi: “Bizler yenilenebilir enerjiye, ekonomik getirisi olan, yerinde ve usulünce çevreye, ekosisteme zarar vermeden yapılacak yatırımlara değil, ekolojik dengeyi alt üst edecek, iklim ve yaşam koşullarını bozacak vahşi projelere karşıyız. Sonuç olarak yöre halkı olarak Paris İklim Anlaşması’nın TBMM de kabul edildiği, Cumhurbaşkanlığınca ‘Yeşil Mutabakat’ anlayışının hayata geçirildiği bugünlerde her boyutta telafisi mümkün olmayacak zararlar oluşturacak bu projeye ait ÇED sürecinin derhal durdurulmasını, Enerji SA. A.Ş.'nin de gerekli duyarlılığı göstererek projeyi iptal etmesini talep ediyoruz.”
 
Köylülerden ekosistemin tahrip edilmesine tepki
 
Köylülerin kızılçam ve sandal ağacı ormanları, endemik bitkiler, binlerce yıllık arkeolojik kültür varlıkları ile dolu olan Kartal Dağı zeminin patlatılmasına karşı olduğunun altı çizilen açıklamada, “Proje gerçekleşirse çıkan taşları dağda kontrolsüzce gezdirecekleri devasa tırların üzerine kurulmuş tesislerde kırıp mıcır yapacaklar. Ormandaki ağaçları keserek açacakları yine devasa genişlikteki yollardan rüzgar türbinlerini dağa çıkaracaklar. Daha sonra ise bu elektriği ormanı, zeytinlikleri, incir bahçelerini, köyleri delik deşik ederek döşeyecekleri kablolarla Elektrik Dağıtım Merkezi’ne ulaştıracaklar. Köylüler ayrıca, üretim süreci boyunca da köylerine çok yakın yollarda yoğun bir araç trafiği, gürültü, hava ve çevre kirliliği yaratılmasını ve ekosistemin tahrip edilmesini istemiyor” denildi. 
 
ÇED raporunda yer alan bilgilere dikkat çekilen açıklamada şunlar belirtildi: 
 
“Proje, Enerji SA Enerji Üretim A.Ş. tarafından Aydın İli, Germencik ilçesi, Dampınar Mahallesi ve İzmir İli, Tire İlçesi, Küçükkale Mahallesi mevkiinde 11 adet türbin ve 60,5 MWm/33 MWe kurulu güçte ‘Dampınar Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Mobil Kırma Eleme Tesisi’ projesidir. Proje, RES olduğu kadar Seyyar Taş Ocağı İşletmesini de kapsamaktadır. ÇED başvuru süreci bu iki konuyu içerecek şekilde başlatılmış olmasına rağmen ÇED Başvuru Dosyası’nda taş ocağı projesi hakkında kapasite, patlatılmaması koordinatlar, kullanım fazlası malzeme ve pasanın miktarı, depolanma yerleri, bertaraf şekli vb. hemen hemen hiçbir bilgi yer almamaktadır. Tabiri caizse taş ocağı faaliyeti ÇED Başvuru Dosyası’nda adeta gizlenmiştir.
 
Proje sahası mera ve tarım arazilerini kapsıyor
 
Ne var ki proje sahası yerleşim yerlerinden uzak, atıl dağlık bir alan olmayıp orman, mera ve tarım arazilerinden oluşuyor. Bölgede Türkiye'nin en kaliteli incirlerinin yetiştiği incir bahçeleri, zeytinlikler ve ülkemizin en verimli tarım arazileri, süt inekçiliği, koyunculuk, arıcılık faaliyetleri yer alıyor. Kartal Dağı eteklerindeki köylerle birlikte tüm Küçük Menderes ovasını besleyen su kaynaklarına sahip bir alan.
 
Sera gazı emisyonu artacak 
 
Bilindiği üzere, en büyük karbondioksit yutağı olan ormanların tahrip edilmesi sera gazı emisyonunu artıracak. Ayrıca, proje sahasında 1.derece sit olarak tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış birden fazla arkeolojik kültür varlığı olduğu da belirtiliyor.”