İSTANBUL - Milyonlarca kamu emekçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerine ilişkin yazılı basın açıklaması yapan HDK Emek Meclisi, ücret artışı tartışmalarında emekçilerden “fedakarlık” beklendiğine işaret etti. HDK, “Kapitalist sistemi ve onun sömürü düzenini kabul etmeyeceğiz, onların krizinin atlatılması için fedakarlık etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi, toplu iş sözleşme sürecine dair yazılı basın açıklaması yaptı. Milyonlarca kamu emekçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başladığına değinilen açıklamada, memurları ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin ise 1 Ağustos’ta başlayacağı hatırlatıldı.

 

‘İşsizlik fonu, patronlara teşvik fonuna dönüştü’

 

İktidarın, işçilerin ve emekçilerin ücret artışlarında krizi gerekçe göstererek fedakarlık beklendiğine yer verilen açıklamada, “Fedakarlık bekleyen iktidar, işverenlere ve iktidar ortaklarına ise krizin bir fırsat olduğunu defaaten tekrarlamaktan vazgeçmiyor. Patronlara teşvik ve çeşitli adlar altında kaynak aktarılıyor. Özellikle işsizlik sigortası fonu, adeta patronları teşvik fonuna dönüşmüş durumda” denildi. Açıklamada, ülke bütçesinden “silaha ve güvenliğe” ciddi paralar ayrıldığına işaret edilirken, “Her gün kamuoyunda S-400 ve F-35 tartışmaları yürütülüyor. Sonuç olarak, talan, yolsuzluk ve savaş ekonomisi yaygınlaşıyor” ifadeleri yer aldı. 

 

‘Masanın diğer tarafı yok sayılmıştır’

 

“İktidar baskısıyla büyütüp yandaş haline getirdiğiniz yandaş sendikalarla toplu sözleşme olmaz” vurgusunun yapıldığı açıklamada, “Yandaş ve devlet sendikacılığı ile masaya oturtmaya çalıştığınız sendikalarla masanın diğer tarafı yok sayılmıştır. Oluşan bu masada geçmiş deneyimler de göstermiştir ki burada ancak satış sözleşmesi çıkar. Bizler kapitalizmin bu gayri insani koşullarına karşın haklarımızı savunarak, yeni bir yaşam için üretecek ve kendimizi de yeniden örgütleyeceğiz” denildi. 

 

‘Taleplerimizde ısrar edeceğiz’

 

Emek Meclisi açıklamasında, “Biz emekçiler, bu kapitalist sistemi ve onun sömürü düzenini kabul etmeyeceğiz, onların krizinin atlatılması için fedakarlık etmeyeceğiz ve hakkımız olanı almak için taleplerimizde ısrar edeceğiz” vurgusunda bulunurken, emekçiler olarak görüşmelerden beklentilerini de sıraladı: 

 

“* KHK rejimine dayalı her türlü uygulamadan vazgeçilmelidir. İhraç olan emekçiler tüm haklarıyla işlerine iade edilmelidir. Güvenlik soruşturmaları kaldırılmalıdır. Güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek işe başlatılmayanlar tüm haklarıyla birlikte işine başlatılmalıdır.

 

* Kıdem tazminatı fonu ve işsizlik sigortası fonu üzerindeki iktidar tahakkümü kaldırılmalıdır. İşsizlik sigortası fonu hakkında tek söz emekçiler ve onların örgütlerine ait olmalıdır.

 

* Farklı adlar altında da olsa her türlü esnek, güvencesizlik yaratan çalıştırma biçimi kaldırılmalıdır.

 

* Bir kamu emekçisinin (memur-işçi) alması gereken temel ücret, en az yoksulluk sınırı üzerinde olmalıdır. En düşük temel ücret 6 bin 750 TL olmalıdır.

 

* Temel ücretle birlikte çalışma saatleri haftalık 35 saatin altına düşürülmelidir. Daha az kişiyle daha çok iş yapma anlayışından vazgeçilmelidir.

 

* İktidar sürekli olarak hayali bir işsizlikle mücadele programı açıklıyor. İşsizlikle mücadele için öncelikle çalışma saatleri düşürülmeli, kamu kurumları daha fazla kadrolu işçi almalıdır. Yüz binleri aşan atanmayan sağlık, eğitim ve diğer alanlardaki emekçilerin kadrolu olarak kamu kurumlarına ataması yapılmalıdır.

 

* Asgari ücretten vergi alınmamalıdır. Vergi yükü, emekçilerden alınarak patronlara verilmelidir.

 

* Zorunlu BES uygulamasından vazgeçilmelidir.

 

* Kadını çalışma yaşamından uzaklaştıran politikalardan vazgeçilmelidir.

 

* İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır.

 

* Emekçilerin mücadelesinin bir kazanımı olan işçi sağlığı ve güvenliği çalışmalarında sendikalar ve emekçiler esas alınmalıdır.”