VAN - HDP’li üç belediyeye kayyım atanmasına ilişkin konuşan Tüm Bel-Sen Mali Sekreteri Satı Burunucu Çalı, Türkiye’nin içinde bulunduğu krizlere işaret ederek, “Bütün bu krizlerin kaynağını düşündüğümüzde AKP hükümetinin ömrünü uzatmak için yapmış olduğu bir müdahaledir. Kayyım atamaları, ‘ömrümü uzatabilir miyim?’ şeklindedir” dedi. 

 

İçişleri Bakanlığı tarafından Diyarbakır Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasıyla beraber, gözler yine sendikalı çalışanlara yöneldi. Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının hemen ardından, aralarında Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Van Şube Eşbaşkanı Şükrü Kaçıcı ve belediye çalışanlarının da olduğu 10 kişi 21 Ağustos günü gözaltına alınmış, 23 Ağustos’ta ise sevk edildikleri mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

 

‘Kayyımlara karşı dayanışma içerisindeyiz’

 

Tüm Bel-Sen Mali Sekreteri Satı Burunucu Çalı,  kayyım atamalarıyla beraber yaşanan gözaltılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Satı, “Belediye başkanlarına, seçilmişlere, halka yapılan baskı ve politikalar sendikamıza yönelik te yürütülüyor. Belediye bünyesinde sendikaların örgütlenmesine, toplu sözleşmelerle ilgili mücadeleyle kazanılmış olan haklara yönelmek isteniyor. Bizler hem sendikal hak ve özgürlüklerimiz açısından hem de demokrasi açısından kayyımlara karşı birlikte mücadele açısından dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz” diye belirtti.  

 

‘Kayyım atamaları ‘ömrümü uzatabilir miyim’ şeklindedir’

 

Belediyelere yönelik kayyım atamalarına ilişkin ise Satı şunları dile getirdi: “Suriye, Ortadoğu, kendi partileri içindeki kriz, ekonomik kriz ve Türkiye halkları nezdinde kaybetmiş oldukları itibardan kaynaklı bütün bu krizlerin kaynağını düşündüğümüzde AKP hükümetinin ömrünü uzatmak için yapmış olduğu bir müdahaledir. Kayyım atamaları, ‘ömrümü uzatabilir miyim?’ şeklindedir.”

 

‘Halk bu darbeden memnun değil’

 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kayyım atamalarıyla ilgili, halkın memnun olduğuna dair söylemlerine karşılık Satı, “Öyle İçişleri Bakanlığı’nın dediği gibi halk yapılan bu darbeden memnun değil. 2016’da kayyım atamaları pratiklerini gördük. Kayyımın uygulamaları sadece halkın iradesini gasp etme değil, aynı zamanda belediye gelirlerinin de nasıl gasp edildiğidir. Seçilmiş belediye başkanları tarafından ifşa edilen kayyımların belediye gelirlerini nasıl harcadıklarını biliyoruz. Belediye gelirlerinin Osmanlı Ocakları ile TÜR-GEV’e nasıl peşkeş çekildiğini biliyoruz” dedi. 

 

‘Aynı derede iki kez yıkanılmaz’

 

Sati 31 Mart seçimlerinden önce İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaları hatırlatarak, “Oylar sayılmadan önce kayyım atamalarıyla ilgili yazışmaların ortaya çıktığını, ama seçimlerden daha önce Cumhurbaşkanı düzeyinde, İçişleri Bakanlığı düzeyinde şöyle açıklamalar yapılmıştı; ‘Seçilemezler, seçilseler dahi yönetemezler, yönetseler dahi kayım atarız.’ İstanbul seçimlerinin nasıl bir politik karar olduğunu, biliyorsak aynen Van’a, Diyarbakır ve Mardin’e neden kayyım atandığını da iyi biliyoruz. Ancak şu iyi bilinsin aynı derede iki kez yıkanılmaz” dedi.

 

‘Halk kendi iradesine oy verdi’

 

Van halkının kayyıma karşı 31 Mart’ta verdiği cevaba dikkat çeken Satı son olarak, “Halk kayyımlara karşı kendi iradesine oy verdi. Bundan sonraki süreçler için de sendikalar ve demokrasi güçleri olarak halkın demokratik taleplerini dile getireceğiz” dedi.