‘Eğitimden toplumsal cinsiyet eşitliği çıkarıldı içeriye cemaatler alındı’

  • 09:17 25 Eylül 2019
  • Emek/Ekonomi
Melike Aydın
 
İZMİR - MEB’in ve YÖK’ün toplumsal cinsiyet eşitliğini reddettiğini ve Resmi Gazete’de yayımlanan kararla dini cemaatlerin protokole gerek duymadan kamu kurumlarında eğitim vermelerinin önünün açıldığını belirten Eğitim Sen İzmir 5 No'lu Şube Başkanı Şenay Akyol, “Kendi projesinden 2 gün içinde vazgeçen bir Milli Eğitim Bakanı ve tutum belgelerini kaldıran YÖK var” dedi.
 
Toplumsal cinsiyet eşitliği, 12 Eylül’de 30886 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak sosyal etkinlik alanından ve 2019-2020 ‘rehberlik hedefleri’ diye belirtilen rehberlik çalışmalarından çıkarıldı. Ayrıca sosyal etkinlikler yönetmeliğinde "uluslararası ve ulusal tüm sivil toplum örgütleri kamu alanında eğitim çalışması yapabilir" ibaresi getirilirken, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) da bütün üniversitelerin web sayfalarında ‘toplumsal cinsiyet tutum belgesini’ kaldırdı.
 
Kararların toplumsal cinsiyet eşitsizliğini korumaya yönelik olduğunu belirten Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Şenay Akyol, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) aldığı kararları Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığı’na dava ettiklerini aktardı.
 
‘Cemaatler istediği alanda çalışma yapabilecek’ 
 
Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra yürürlüğe giren değişiklikle MEB ve dini cemaatler arasındaki protokollerin kalkarak, cemaatlerin direkt olarak kamu kurumlarında istediği alanda çalışma yapabileceğini söyleyen Şenay, toplumsal cinsiyet eşitliğinin kaldırılmasını ile de bu alanda yapılacak etkinliklerin engellendiğini belirtti.
 
Yapılan değişiklikle Eğitim Sen’in de etkinlik yapabileceğini söyleyen Şenay, “Biz Eğitim Sen olarak ‘herhangi bir eğitimci kimliği olmayan biri kamu kurumunda eğitim veremez’ diyerek toplumsal cinsiyet eşitliğini hem sosyal etkinliklerden hem rehberlikten kaldırdığı için hem de bir kurum bizim okullarımızda etkinlik yapabildiği için dava açtık. Süreç içinde yine bilgilendireceğiz” dedi.
 
‘MEB tanımın kendisine karşı’
 
MEB’in toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı olmasının, kadını toplumsal alandan dışlayan erkek egemen zihniyetten kaynaklandığının altını çizen Şenay, “Devlet bu eşitsizliğin kadının doğasından kaynaklandığını söyler. ‘Kadının doğası güçsüzdür duygusaldır’ diyor. Toplumsal cinsiyet tanımlamasını kullanan bizler ise ‘erkek egemen kültürden ve toplumdan kaynaklanıyor, devlet ise verdiği eğitimle, yaptığı çalışmayla bu eşitsizliği yok edebilir’ diyoruz” diye aktardı. 
 
‘Söz konusu duyarlı vatandaşlar kim?’
 
Türkiye’nin 1985’te imzaladığı CEDAW’ın (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi) ve 2011’de imzaladığı kadına karşı şiddet ve aile içi şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi’ni hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Şenay, “MEB ve YÖK, Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı (ETCEP) kapsamında 162 eğitimciyi eğitti. Eğitmen olarak bu programda görev alacaklar. Bunu açıkladıktan sonra bu değişiklikleri yaptı. YÖK bütün üniversitelerin web sayfalarında toplumsal cinsiyet tutum belgesini kaldırdı. Araştırdığımızda kendilerine ‘duyarlı vatandaşlar’ diyen bir kesimin rahatsızlığı ile MEB ve YÖK’ün bu tür bir tavır sergilediğini öğrendik. Belirsiz bir grup insan. Kendi politik çizgilerinde şekillendirmeye çalışıyorlar. Kendi projesinden 2 gün içinde vazgeçen bir Milli Eğitim Bakanı ve tutum belgelerini kaldıran YÖK” dedi.
 
‘İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW hatırlatılmalı’
 
Siyasi iktidara, MEB’e ve YÖK’e sık sık İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW’ın hatırlatılması gerektiğini belirten Şenay, kadın örgütlerinin çalışmalarını devam ettirmeleri gerektiğini söyledi. Toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarının Eğitim Sen içinde bütün öğretmenlere yaygınlaştırmaları gerektiğini ifade eden Şenay, “MEB ve hükümete baskı yapacağız. Biz derslerimizde, ders aralarında 15-20 dakikalık toplumsal cinsiyet eğitimi yapıyoruz. Müfredat ve bütün eğitim programında toplumsal cinsiyet eşitsizliği olan durumları basın yoluyla teşhir etmemiz gerekiyor” diye belirtti.
 
‘Örgütler, belediyeler ve bireyler etken olmalı’
 
Veli dernekleri ve ebeveynlerin her türlü kitaptaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini içeren konular için öğretmenleri ve bu alanda örgütlenenleri uyarabileceklerine dikkat çeken Şenay son olarak şunları söyledi: “Öncelikle toplumsal cinsiyet eğitimlerinin yaygınlaştırılması gerekiyor. Derneklerin ve öğretmenlerin asıl yapması gereken veliyi eğitmek aslında. O nedenle toplumsal cinsiyet eğitimini tüm topluma yaygınlaştırılması gerekiyor. Belediyelerin de yapması gereken bu aynı zamanda. Çünkü ‘seçmen’ diye tanımlananlar aslında bir veli. Sosyal demokrat olduğunu söyleyen belediyelerin de bu eğitimi uzmanlardan yardım alarak yaygınlaştırabileceğini düşünüyorum.”