Ayşe Temizkan: Kooperatifler kadınlar için yeni örgütlenme alanı

  • 16:04 5 Kasım 2019
  • Emek/Ekonomi
İZMİR - Türkiye’nin kadınların ekonomiye katılım ve fırsat eşitliğinde 145 ülke arasında 131’inci sırada olduğu belirtilen KEDV Ege Bölge Sorumlusu Ayşe Temizkan, kooperatiflerin kadınlar için yeni bir örgütlenme alanı olabileceğini söyledi.
 
İzmir’de Menemen Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü Kubilay Kültür Merkezi’nde Kadın Emeği ve Kooperatifleşme Çalıştayı düzenledi. Çalıştayın çerçeve sunumunu akademisyen Itır Bağdadi sunarken, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) Ege Bölge Koordinatörü Ayşe Temiztaş da ‘Kadın Örgütlenmeleri ve Kooperatifler’ başlıklı sunumu gerçekleştirdi.  Çalıştayın açılış konuşmasını Menemen Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü Emine Koç yaptı.
 
‘Amacımız kadın kooperatifini güçlendirmek’
 
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Sosyal Hizmet Yardım İşleri Müdürü Emine Koç dezavantajlı gruplar içinde sayılan kadınların toplumsal eşitliğinin sağlanması için kadın örgütleri ile hareket etmeye özen gösterdiklerini belirtti. Yaşanan ekonomik krizde alternatif üretim modellerinin konuşulmasının gerekliliğine işaret eden Emine, “Bizim de bir kadın kooperatifimiz var. Onu nasıl güçlendireceğiz onu konuşmak istiyoruz. Üretim yapan ve ortakça nasıl gelişeceğiz onu konuşacağız. Ancak kadınlara dair konuşacak çok konu var toplumsal cinsiyetten ekonomik bağımsızlığa kadar. Erkelerle erkeklik çalışmaları başlatalım dedik. Belediyede Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Birimi kuruldu” dedi.
 
‘Kadının direniş tarihi anlatılmalı’
 
Çerçeve sunumu gerçekleştiren akademisyen İzmir Ekonomi Üniversitesi öğretim görevlisi Itır Bağdadi ise kadın hareketinin tarihinden bahsedilmesi gerektiğini söyleyerek, “Tarihte hep erkeklerin verdiği mücadeleden bahsederler ama kadınların bu demokratikleşmeye, emeklerinin karşılığını almaya, seçmeye, seçilmeye ne tür mücadelelerle sahip olduklarından bahsettiğimizde aslında kadının birbirinin yurdu olduğunu görüyorsunuz. Kadınları zayıf kırılgan gösterirken kadın hareketine bakıyorsunuz kadınların direniş gösterdiğini ve sisteme karşı, sisteme rağmen direndiklerini görebiliyorsunuz” diyerek feminizm tarihini kısaca özetlediği sunumla devam etti.
 
‘Kadınlar yerellerde güçlendirilmeli’
 
Ardından sunum yapan KEDV Ege Bölge Temsilcisi Ayşe Temizkan, kadın merkezli yerel kalkınma örneklerinin yaratılması, kadınların yerellerde liderliklerini güçlendirmek amacıyla sosyal ekonomik alanda ekonomik girişimlerini desteklenmesi gerektiğini belirtti. Ekonomik krizin sosyal harcamaların her geçen gün kısıtlanmasına neden olduğunu, bundan da en çok kadınların etkilendiğini dile getiren Ayşe, şunları söyledi: “Devlet ekonomiden elini çekmelidir deniyor. Özelleştirmeler artıyor. Bütün dünyada böyle ve bu en çok kadınları, çocukları, engellileri ve gençleri etkiliyor. İklim değişikliği, gelir adaletsizliği, göçler, savaşlar bütün bu kesimlerin dengesizliğini yoğun etkiliyor. Örneğin dünyanın en zengin 8 kişinin serveti dünyanın yarısının servetine eşit. Dünyanın en büyük moda markasının genel müdürünün maaşlarının sadece 4 günlük toplamı Bangladeşteki tekstil işçilerinin bir hayat boyu kazandığı paraya eşit. Yoksulluk sınırındaki 1 buçuk milyar kişinin yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor. Her üç saniyede 1 kişi savaşlar nedeniyle evini terk etmek zorunda kalıyor,6 milyondan fazla çocuk 5’inci yaş gününü göremeden ölüyor.”
 
‘Türkiye verileri: kadınlar hayatın dışında tutuluyor’
 
Türkiye verileri ile devam eden Ayşe, şunları aktardı: “Kadınların ekonomik katılım ve fırsat eşitliğinde 145 ülke arasında 131’inci sıradayız, toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinde 130’uncu sıradayız. Çalışabilir kadın nüfusunun ancak yüzde 30’unu istihdam edebilir durumdayız. Bu oranların çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum. 12 milyon kadın ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne katılamıyor. Sayı mutlaka daha fazla. 1 buçuk milyon kadının kayıt dışı veya yarı-zamanlı işlerde çalıştığını düşünüyoruz. Bunlara tarım dahil değil. Ücret eşitsizliğinde 82’nci sırada yer alıyoruz. Tarımda çalışan 5 buçuk milyonun 2 buçuk milyonu kadın ve ücretsiz aile işçisi. 2018 verilerine göre gençlerin yüzde 20,3’ü işsiz. Bu oran genç kadınlarda yüzde 23’e kadar çıkabiliyor. Okuldan ayrılma oranı kızlarda yüzde 34, erkeklerde yzüde 31. Okul öncesi hizmetlerde Fransa’da 3 yaşta okullaşma oranı yüzde 100, diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 90’larda. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 3-5 yaş arası erken çocukluk eğitimi yüzde 90’lara çıkıyor. Bizde ise yüzde 35’lerde ama bu yanıltıcı çünkü bu verilere anaokulunun katıldığını düşünüyorum. Yani ekonomik ve sosyal nedenler kadınları hayatın dışında tutuyor.”
 
‘Kooperatifçilik kadınlar için yeni bir örgütlenme alanı olabilir’
 
Kötü tabloya rağmen kadınların bu koşulları kabul etmek istemediğini, kadının sadece ekonomik değil sosyal dışlanmaya da maruz kaldığını belirten Ayşe, “Kadınların sosyal talepleri kabul edilmiyor. Bireysel yaratıcılıkları, yaşamı organize etme becerileri, iş disiplinini kullanacak araçlardan yoksullar. Kooperatif modeli de bir örgütlenme aracı olarak ortaya çıkıyor. Kadınlar için ayrıca örgütlenme modeli üretiyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Türkiye’de kooperatif çok ortak az’
 
AB ülkelerinde nüfusun üçte birinin kooperatiflerde örgütlü olduğunu söyleyen Ayşe, şu ifadeleri kullandı: “Uluslararası Sanayi, Esnaf ve Hizmet Kooperatifi örgütü var. Uluslararası Kooperatifler Birliğinin sektör örgütlenmesi. 46 üye kooperatif bu üst örgütün üyesi. 68 bin işletmesi ve 4 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye’de ise 32 farklı türde kooperatif var. 79 bin 500 kooperatif, 7 buçuk milyon da ortak var. Dünya ile kıyaslayınca kooperatif sayısı çok fazla ancak ortak sayısı çok az. Faaliyet alanına göre en büyük çoğunluğunu 27 bini yapı kooperatifi oluşturuyor. Motorlu taşıtlar, tarım kredi kooperatifleri hayvancılık kooperatifleri takip ediyor.”