Tarım işçileri 8 Mart’ta alanlarda olacak
- 09:16 5 Mart 2020
- Emek/Ekonomi
Filiz Zeyrek
ADANA - Hem evde hem de çalıştıkları işte sömürüye maruz kalan tarım işçisi kadınlar, 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını ve taleplerini haykıracaklarını belirterek, “Emeğimiz ve haklarımız için alanlara” çağrısı yaptı.
Bu yıl da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde tüm kadınlar şiddete, cinsiyetçiliğe, emek sömürüsüne ve eşitsizliğe karşı alanlara çıkacak. Emek sömürüsünü ve güvencesizliği en yoğun şekilde yaşayanlardan tarım işçisi kadınlar da o gün alanlarda olacak.
Mersin’inin Tarsus ilçesine bağlı Adanalıoğlu kasabasında bulunan sebze seralarında çalışan kadınlar, 8 Mart günü alana çıkacaklarını ve haklarını isteyeceklerin söyledi.
‘Toprak da kadın gibi yaşam veriyor’
Çocuk yaşta ailesiyle Diyarbakır’dan Mersin’e göç etmek zorunda kalan Belkıs Onat, maruz kaldığı ayrımcılıklar nedeniyle öğrenimini yarım bırakıyor. Bu yüzden okula gidemeyen Belkıs, seralarda çalışmaya başlıyor. Kürtlerin kopamadığı tek şeyin toprak olduğunu belirten Belkıs, “Toprak da kadın gibi yaşam veriyor, büyütüyor. Biz kadınlar burada birlikte çalışıyoruz ve kadının elinin değdiği bitki bir başka yeşerir” diyor.
‘Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez’
Ancak verdikleri tüm emeğe rağmen karşılığını alamadıklarını dile getiren Belkıs, kadının her alanda sömürüye maruz kaldığına dikkat çekiyor. Bu nedenle de 8 Mart’ta alanlara çıkmanın çok önemli olduğunu söyleyen Belkıs, şunları ifade ediyor: “Kadının yaşam hakkına müdahalenin her türlüsü tecavüzdür. Bedenine, düşüncesine, özgürlüğüne her türlü müdahale bir tecavüzdür diyorum. Kadın olmadan özgür bir toplum asla olamaz. Kürt halkının önderi olan Sayın Abdullah Öcalan’ın ‘Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez’ sözünü hatırlatarak, herkesi alanlara çağırıyorum.”
‘Burada verdiğim emek yetmezmiş gibi evde de çalışıyorum’
Üç aylık ve bir buçuk yaşındaki bebeğiyle her gün seraya gelip çalışan Mihriban Esen de geçinmek için çalışmak zorunda. Her sabah erken saatte uyanıp çocuklarıyla yola düşen Mihriban, saat 17.00’a kadar çalışıyor. “Burada çektiğim zorluk yetmezmiş gibi eve geçince de çok çalışıyoruz” diyen Mihriban, yemek, çamaşır, bulaşık, çocukların temizliği gibi tüm işleri de kendisinin yaptığını dile getiriyor.
Geç saate kadar da ev işlerini yapan Mihriban, “Dinlenmeden uyanıp tekrar seraya geliyorum. Geçinmek, çocuk okutmak, çocuklara bir gelecek vermek artık hayal gibi. Karnımızı dahi doyurmaya zorlanıyoruz. 3 aylık bebeğim bu soğuklarda buraya getiriyorum. Bu beni bir anne olarak çok üzüyor. Daha 3 gün önce hastalandı ve 3 gün boyunca hastanede yatmak zorunda kaldı. Bu durum beni çok üzse de yapacak bir şey yok. Kadın olmak, anne olmak çok zor bu ülkede. Bu şartlarda kadınlar büyük zorluklarla yaşıyor” diye konuşuyor.
‘Biz kadınlar daha fazla emek veriyoruz’
Ekonomik krizin de kendilerini çok etkilediğini ifade eden Mihriban, “Bu sera bizim seramız. Ekonomik krizden dolayı masrafını da dahi çıkarmıyor ve verdiğimiz emek boşa gidiyor. Bu işe biz kadınlar daha çok emek veriyoruz. Ekiminden toplanmasına kadar biz dokunuyoruz. Kadının eli değmeyen hiçbir iş başarılı olmaz. Biz her şeyin üstesinden gelebilen kadınlarız yeter ki bizi rahat bıraksınlar” diyor.
Mihriban, 8 Mart için de çağrı yaparak, “Kadınlar bir arada olmalı ve kendi haklarına sahip çıkmalı” ifadelerini kullanıyor.
‘Emeğimizin karşılığını hiçbir zaman alamadık’
20 yıl önce Mardin’in Kızıltepe ilçesinden göç ettiklerini belirten Rasime Esen de yaşadıkları zorlukları anlatarak şunları söylüyor: “Kendi topraklarımızda üretim yapmak benim hep hayalim olmuştur ama maalesef başkalarının topraklarında emek verdik ve emeğimizin karşılığını hiçbir zaman alamadık. Yaşıma rağmen yaz, kış çalışmak zorundayım. İlaç çok pahalı, her şey zamlı. Ben ve kızlarım birlikte çalışıyoruz. Biz kadınlar kimsenin emrinin altında değil özgür bir yaşam istiyoruz. Şiddetin ve baskının son bulması için, eşitlik ve haklarımız için 8 Mart’a katılacağız.”
‘Çok fazla emek veriyoruz karşılığını alamıyoruz’
Emzirdiği bebeğini evde bırakıp seraya geldiğini ifade eden Filiz Onat ise “3 çocuğum var. Kendi topraklarımızdan göç edip buralara geldik ve çalışmak zorundayız. Çok fazla emek veriyoruz ama karşılığını alamıyoruz. Biz kadınların emeği ile bu seralar kuruldu ve biz hayat veriyoruz. Sadece serada çalışmakla yetinmiyoruz evdeki iş de bizi bekliyor. Her günün sonunda ve çok fazla emek veriyoruz” diye konuşuyor.
8 Mart’ın önemine dikkat çeken Filiz, “Her gün kaçırılan, kaybedilen, katledilen kadınları görüyoruz. Kadına yönelik şiddete karşı 8 Mart’ta alanlara çıkalım. Yaşasın 8 Mart” ifadelerinde bulundu.