KESK ve DİSK’li kadınlar: 8 Mart'ta haklı taleplerimizle alanlardayız
- 20:03 5 Mart 2020
- Emek/Ekonomi
Van - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla KESK ve DİSK’li kadınlar yaptığı ortak açıklamada, “Adil, eşit ve dünden bugüne her biri yaşamsal değerde olan haklı taleplerimizle bugün yine 8 Mart alanlarındayız” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu ile Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Van Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. DİSK ve KESK’li kadınların katıldığı açıklamayı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Van Şube Eşbaskanı Figen Çolakoğlu okudu.
‘İktidar haykırışları susturmak istiyor’
Figen, haklarına yönelik saldırıların ve şiddetin artarak devam ettiğini söyleyerek, “Yağma, talan, aşırı kar hırsı, ekosistemi yok edecek düzeye ulaştı. Eşitsizlik, işsizlik, yoksulluk, açlık, savaş, göç, ölüm akıl almaz boyutlarda. Buna karşın, yoksul halklar, emekçiler, kadınlar, gençler ve doğa ‘bu böyle gitmez’ diyerek haykırıyor. İktidar haykırışları susturmak istiyor" diye belirtti.
‘Kadınlar tarih yazdı’
Kadınların baskılara boyun eğmediğini, direnerek tarih yazdığını ifade eden Figen, bunun için kadınların meydanları doldurarak kimliğine bedenine sahip çıktığını vurguladı. Figen, “Şili’de başlayan ve dünyanın her yerinde milyonlarca kadının eşlik ettiği failin yüzüne ‘katil, tecavüzcü sensin’ diye haykıran Las Tesis dansımızda olduğu gibi iktidarlarını sürdürmek isteyenleri büyük korku sarıyor” dedi.
‘Haklarımız elimizden alınıyor’
Savaşın ve ekonomik krizin en yıkıcı etkilerini kadının yaşadığını kaydeden Figen şöyle devam etti: "Bugün ülkemizde, kamudaki istihdam parçalı, performansa dayalı, esnek, güvencesiz bir yapıya dönüştürüldü. Bu dönüşüm beraberinde bize, daha fazla eşitsizlik, yoksulluk, ayrımcılık, cinsiyetçilik, şiddet, taciz ve mobbingi getirdi. Bu kölelik koşulları, baskıyla, örgütlülüğümüz parçalanarak kabul ettirilmek isteniyor. Ucuz ve güvencesiz yedek iş gücü olarak değerlendirilen kadın emeği ancak iş ve aile yaşamı uyumlaştırma anlayışıyla, istihdamda kendine yer bulabiliyor. Kamusal alandan dışlanmanın, istihdam alanından ayrılmak zorunda bırakılmanın nedenlerinin en başında kamusal hizmetlerin yokluğu özelleştirilmesi ile bakım sorumluluğunun kadınlara yüklenmesi geliyor. Haklarımız elimizden alınıyor."
‘Mücadelemizi sürdürüyoruz’
Özgür bir yaşamın kadınların mücadelesiyle inşa edileceğinin altını çizen Figen, 8 Mart'ta talepleriyle alanlarda olacaklarını ifade etti. Figen, "Bize baskı, sömürü ve şiddet dışında bir şey vaat etmeyen ataerkil kapitalist sisteme karşı tarihimizden aldığımız gücümüzle mücadelemizi sürdürüyoruz. Çünkü adil, eşit ve dünden bugüne her biri yaşamsal değerde olan haklı taleplerimizle bugün yine 8 Mart alanlarındayız" diye konuştu.
Açıklamada son olarak şu talepler sıralandı:
“*Doğum izinleri arttırılmalı,
*8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalı,
* Kapatılan kamu kreşleri açılmalı,
*Kadın ve Eşitlik Bakanlığı kurulmalıdır,
*Eşit işe eşit ücret sağlanmalı,
*İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılmalı,
*Şiddet, ayrımcılık, mobbingin gerçekleştiği durumlarda etkili bir soruşturma mekanizması kurulmalı ve caydırıcı cezalar tanımlanmalı,
*Esnek, güvencesiz, kayıt dışı ve taşeron çalışmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilmeli, güvenceli iş, güvenli yaşam koşulları sağlanmalıdır,
*Kadınlara ve LGBTİ+’ lara yönelik her türlü şiddeti ve ayrımcılığı önleyici yasal düzenlemeler acilen yapılmalı,
*Grevli toplu sözleşme hakkı, sendikal hak ve özgürlüklerimiz önündeki engeller kaldırılmalı,
*Kamu kurumlarının bütçeleri toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle hazırlanmalı,
*OHAL komisyonu derhal lağvedilmeli, KHK’lerle haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçiler görevlerine iade edilmeli,
* Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulmalı. Eşit ve özgür biçimde barış içinde bir arada yaşamın sağlanacağı demokratik koşulların oluşması sağlanmalı,
*Eğitim ve sağlık alanı başta olmak üzere kamusal alanın tümüne yayılan dinselleştirme politikalarından vazgeçilmeli,
*İstanbul sözleşmesi başta olmak üzere kadınlardan yana imza atılan uluslararası sözleşmelerin gereklikleri yerine getirilmelidir.”
Açıklama, “Jin jiyan azadi” sloganları eşliğinde sona erdi.