Gülistan Azak

 

İSTANBUL - Koronavirüse yakalanan ya da şüphe üzerine  rapor alan  aile hekimlerinin çalışamadıkları süreler maaşlarından kesilirken, çalışmayı sürdüren sağlıkçılara ise yeterli koruyucu ekipman sağlanmıyor. Doktor Süheyla Alkoç ve SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, bu durumun kabul edilemeyeceğine dikkat çekti. 

 

Koronavirüs (Covid-19)  salgınıyla mücadelede en büyük risk altında bulunan kesimi, sağlık çalışanları oluşturuyor. Türkiye’de salgının başladığı günden bu yana Türk Tabipler Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) sağlık emekçilerinin başta ekipman olmak üzere ihtiyaçlarının karşılanması ve kendilerinin de sürece dahil edilmesi, şeffaf bilgi aktarılması gerektiğini dile getiriyor. Ancak salgın sürecinde bir ay geride bırakılırken hala ekipmanların tamamlanmadığı bilgisi veriliyor. Öte yandan salgına yakalanan ya da şüphe nedeniyle karantinaya alınan aile hekimlerinin rapor almalarına rağmen çalışmadıkları sürelerin maaşlarından kesinti yapıldığı belirtildi.

 

Salgından önce de benzer durumlarla karşılaşan aile hekimlerinin, hastalık, doğum ya da aldıkları izinlerde  ‘iş göremez raporuna’ rağmen yerine çalışacak bir hekim ya da aile sağlığı çalışanı bulmaları isteniyordu. Bulamadıkları takdirde maaşlarından çalışmadıkları günün yarısı kadar kesinti yapılıyordu. Aile hekimlerine yönelik aynı uygulama salgın günlerinde de devam ediyor. Sağlık ocağı statüsünden Aile Hekimliği’ne geçtikleri 2012 yılından bu yana kendi giderlerini kendileri karşılayan aile hekimleri, kira, elektrik, su, telefon faturalarını döner sermayelerinden ödüyor.

 

Virüs nedeniyle çalışamayan hekimlerden maaş kesintisi yapıldığı gibi, salgına karşı kendilerini koruyacakları malzemeleri de yetersiz. Aile hekimleri tüm bu riskleri göze almak zorunda kalıp yeterince koruyucu donanım olmadan hastaları tedavi etmeye devam ediyor.

 

İstanbul Aile Hekimliği Derneği üyesi hekimler çalışma şartlarına, “Böyle bir salgın ortamında sağlık çalışanlarının maaşlarından kesinti yapmak son derece vicdana ve hukuka aykırıdır” sözleriyle tepki gösteriyor.

 

‘Mağduriyet yaşamaları çok can sıkıcı’

 

Uygulamaları değerlendiren İstanbul Tabip Odası'ndan Doktor Süheyla Alkoç, “Aile hekimlerine dönük böylesi bir kısıtlamanın olmasını elbette ki istemeyiz. Evde kalma durumunun karşılığı maaş ve özlük hakkı kaybı olmamalı ki bu sağlık çalışanları koronavirüs salgınına yakalandıkları için çalışamaz durumdalar. Zaten toplum sağlığı için çalışmaması gereken durumdalar. Bunu yapmak zorundalarken böylesi bir mağduriyet yaşamaları çok can sıkıcı. Bu kişiler meslekleri için sağlığından oldular. Üstüne bir de işlerinden olmamaları gerekir” dedi. 

 

‘Salgın ‘geliyorum’ demesine rağmen hazırlık yapılmadı’ 

 

Kamu ve özel hastanelerin koranavirüs salgınının bağıra bağıra “geliyorum” demesine rağmen çok hazırlıksız yakalandığını ifade eden Süheyla, sağlık çalışanlarının koruyucu malzemelere erişimine dönük sorunların kısmi ölçüde iyileştirildiğini ancak yine de malzemelerin “Bugün var yarın yok” tehlikesiyle kullanılmaya devam edildiğini söyledi. 

 

Aile hekimleri açısından bu durumun farklı olduğunu belirten Süheyla, “Sağlık Bakanlığı, aile hekimliklerine yasa ve uygulama gereği cari ödemeler başlığıyla bir ödeme yapıyor. Bu cari ödemeleri kira ve benzeri giderler için veriliyor. Koronavirüs salgını sonrası alınacak koruma malzemeleri için de bu cari ödemeler işaret ediliyor. Yani, ‘Biz size cari ödeme yapıyoruz zaten, bu ödemelerle siz gerekli ihtiyaçlarınızı karşılarsınız’ deniyor. Ancak bu koronavirüs salgını olağanüstü bir durum. Yani devletin özellikle bu süreçte tüm sağlık birimlerine gerekli tedbir uygulamalarında bulunması beklenirdi” diye konuştu.

 

‘Sağlık çalışanları yeterli koruyucu ekipmana ulaşamıyor’

 

Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe ve hemşirelerin maaşlarına dönük kesintilerin yapıldığı bilgilerini aldıklarını söyleyen SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden de özellikle koronavirüs sürecinde bu kesintilerin sürdürülmesini doğru bulmadıklarının altını çizdi. 

 

Gönül, “Biz SES olarak bu ödemelerde kesinti yapılmaması gerektiğini Sağlık Bakanlığı’yla ve basın ile paylaştık. Bu denli ağır ve tehlikeli işlerde çalışan, Covid-19 ile mücadelede kritik noktada duran sağlık emekçilerinin hak kaybına uğramaması gerekiyor. Bu kayıpların aksine eksikliklerin giderilmesi konusunda çalışmaların yapılması gerekiyor. Bu nedenle söz konusu ücret kayıplarını kabul etmiyoruz tabi ki.”

 

‘Biran önce sağlık çalışanlarının sayısı artırılmalı’

 

Yetersiz koruyucu ekipmanın sağlık emekçilerinin yaşadığı en büyük sorun olduğuna dikkat çeken Gönül, “Bugün sağlık emekçileri uygun sayıda, uygun kalitede koruyucu ekipmanları bulamamaktadır. Bu durum ise sağlık çalışanlarının yaşamında tehlikeye yol açmaktadır. Bugün 600 üzerinde sağlık çalışanın Covid-19 salgınına yakalandığı söyleniyor Sağlık Bakanlığı tarafından. Ancak bu sayının daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. Bunun nedeni de sağlık çalışanlarının yeterli koruyucu ekipmana ulaşamamış olmasıdır. Biran önce koruyucu ekipman ve servis haklarının sağlanması, ve sağlık çalışanlarının arttırılması gerekiyor. Tüm bunlar ivedilikle çözüm bekleyen zorunlu ihtiyaçlardır” ifadelerini kullandı.