‘Çalışma yaşamında ayrımcılığa son verilsin’

  • 18:32 29 Nisan 2020
  • Emek/Ekonomi
ANKARA- Sendikaların kadın temsilcileri, kadınların çalışma hayatında maruz kaldığı ayrımcılığa son verilmesini isteyerek bu konuda alınması gereken  önlemlere dikkat çekti.
 
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kadın Komisyonu, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu( KESK) Kadın Meclisi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kadın Çalışma Grubu  ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, kadınların çalışma hayatında maruz kaldığı ayrımcılığa ilişkin ortak bir açıklama yayınladı.
 
‘Kadınlar küresel salgın sürecinden çok yönlü etkileniyor’
 
Sermayenin saldırıları ve iktidarın emek düşmanı politikalarının çalışma hayatının koşullarını her geçen gün ağırlaştırdığına dikkat çekilen açıklamada, “Biz kadınlar, bu kötüye gidişten ve egemen politikalardan, tüm kriz dönemlerinde olduğu gibi içinden geçtiğimiz küresel salgın döneminde de çok yönlü  etkileniyoruz. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Cinsiyet Eşitliği ve Çeşitliliği Şube uzmanlarının Nisan ayında yayınladığı bir açıklamaya göre, sağlık ve sağlığa bağlı tüm işlerde çalışanların yüzde 70’i kadınlardan oluşuyor. Salgınla mücadele ettiğimiz bugünlerde, tüm dünyada sağlık, perakende, gıda, tarım, bakım ve temizlik işleri gibi hayatın devamını sağlayan tüm ücretli, ücretsiz işlerde kadın emeği daha da merkezi bir konuma geldi” denildi.
 
‘Salgın sürecinde tüm şiddet türlerinde artış yaşandı’
 
Salgın sürecinde, kadının ev içi yükü ile birlikte kadına yönelik şiddetin arttığına işaret edilen açıklamada, “Salgın günlerinde uzayan vardiyalara ek olarak kreşlerin, okulların, bakım evlerinin kapatılmasıyla birlikte ev içi işler ve bakım işleri en az iki katına çıkmıştır. Bu durum dışarıda zorunlu işlerde çalışan kadınları aynı zamanda yoğun fiziksel, duygusal ve zihinsel baskı altında da bırakmaktadır. Evde kalma, bir yandan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini katmerleştirirken bir yandan da kadına yönelik tüm şiddet türlerini de arttırmaktadır” ifadelerine yer verildi.
 
Covid-19 salgını sırasında ücretli ve ücretsiz emek alanında yaşanan cinsiyet temelli artan sorunlara yönelik politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
 
“* Her şeyden önce, virüsün bulaşmasını engellemek ve salgının yayılma hızını düşürmek amacıyla temel ve zorunlu hizmetler ve üretimler haricindeki tüm üretim durdurulmalıdır. Bunun yanı sıra, temel ve zorunlu hizmetlerde çalışanlar için iş güvenliğinin, sağlık ve hijyenin sağlandığı çalışma koşulları oluşturulmalıdır. İster kamu kurumunda ister özel sektörde çalışan tüm kadınlara iş güvencesi verilmelidir.
 
* Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk bakımı, yaşlı bakımı, ev işleri gibi hizmetlerin kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalıdır.
 
* Kadınların salgın döneminde gelirlerini koruyacak önlemler alınmalı, artan bakım emeği için ekonomik destek ve ebeveyn yardımları sağlanmalıdır.
 
* Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli güvenceli, düzenli işler yaratılmalıdır.
 
* İşyerlerinde şiddet ve cinsel tacizi önleyecek politikalar üretilerek, uygulamaya konulmalıdır.
 
* Göçmen kadın emeğinin sömürüsü ve istismarına son verilmeli, güvenceli ve kayıtlı istihdam sağlanmalıdır.
 
* OHAL KHK’leri iptal edilmeli, emekçiler üzerindeki otoriter baskılar son bulmalı, ihraç edilen emekçiler işlerine iade edilmelidir.
 
*. Fakat kapitalist patriyarka koşullarında bu işler en düşük ücretli, en güvencesiz ve en değersiz işler olarak görülmektedir. Kadın emeği üzerindeki her türlü değersizleştirme son bulmalıdır, yeniden üretim emek süreçleri cinsiyet eşitlikçi olarak gerçekleştirilmelidir.
 
* Kadına yönelik şiddet ve tacizi besleyen söylem ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
 
* İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
 
 * İşyerlerinde şiddet ve cinsel tacizi önleyecek politikalar uygulanmalı mekanizmalar devreye sokulmalıdır.
 
* Salgın günlerinde artan erkek şiddetine yönelik önlemler arttırılmalıdır.
 
* ILO 190 sayılı sözleşme onaylanmalıdır.”