Emekçiler: Rakam değil insanız

  • 20:04 30 Nisan 2020
  • Emek/Ekonomi
İZMİR/AYDIN -  1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla İzmir ve Aydın’da Emek ve Demokrasi Güçleri’nin yaptığı açıklamada,  emekçilerin salgınla yüz yüze bırakıldığı vurgulanırken, “Can kayıplarımız istatistiki veri olarak sunuluyor. Oysa biz rakamlara indirgenemeyecek ‘insan’ız” denildi. 
 
İzmir Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde ilk kez 1906 yılında 1 Mayıs eyleminin gerçekleştiği Basmane Karakolu karşısındaki iki anıtsal ağacın altında kutlama gerçekleşti. Sağanak yağış altında gerçekleşen kutlamada fiziksel mesafeye uyularak temsilciler sırayla söz aldı.  “Yaşasın 1 Mayıs”, “Biji yek Gulan”, “Yaşasın kadın dayanışması” ve  “Görünmeyen emek sesini yükselt” sloganlarının atıldığı kutlamada “Çarkların dönmesi adına emekçilerin ölüme mahkum edilmediği bir dünya için mücadele” pankartı açıldı.  Kutlamada, platform adına açıklamayı İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Obuz okudu. 
 
'Emekçiler evde kalamadı'
 
İnsanlar evde kalabilsin diye mal ve hizmet üreten, sağlık hizmeti verenlerin emekçilerin evlerde kalamadığını söyleyen Funda, “Kapitalizmin gaddar çarkları içerisinde öğütülmeye çalışılan başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm üretenler, emekçiler bu salgınla yüz yüze bırakılıyor. Bir avuç mutlu azınlığın insafına terk edilemeyecek bizleriz, işçi sınıfıyız. Arkasına gizlendikleri medya gücü egemenlerin kirli yüzlerini saklamaya yetmiyor. Salgının getirdiği can kayıplarımız birer istatistiki veri olarak sunuluyor. Oysa biz rakamlara indirgenemeyecek ‘insan’ız” dedi.
 
‘Sessiz kalmayacağız’
 
Göstermelik önlemlerle avutulmaya çalışıldıklarını kaydeden Funda, “En temel koruyucu malzemeleri bile ihtiyaç duyulan insanlara ulaştırmaktan aciz olan yönetenlerin kendi basiretsizliklerini, yetmezliklerini işçi sınıfı canlarıyla ödüyor. Buna sessiz kalmamızı kimse bizden beklemesin. Gerekli tıbbi ve önleyici tedbirleri alamadığı gibi halkla dayanışma içerisinde olan belediyeleri, emek örgütlerini, yerel dinamiklerini engellemeye kalkmak kelimenin tam anlamıyla cinayettir. Bunu görüyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘İktidar insan yaşamını önemsemiyor’
 
Toplumun öngörü sahibi yetkililerinin ve bilim çevrelerinin tüm çalışanların ücretli izinli sayılarak salgının yayılmasını engellemek için uzun süreli ve kesintisiz sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini söylediğini hatırlatan Funda şöyle devam etti:  “İktidar sözcülerinin insan yaşamı ile maliyet hesabına girdiklerini gördük, unutmuyoruz. Onca yüz kızartıcı suçlunun cezaevlerinden salınırken ölüm eşiğinde olup tedavisi yapılması gerekenlerin, adil yargılanmak isteyenlerin, yaşlıların, çocukların, bebeklerin, annelerin, hamile kadınların, siyasetçilerin, KHK’lıların, gazetecilerin, öğrencilerin, aktivistlerin cezaevlerinde tutularak ölüme de mahkumiyetlerinin yazıldığını gördük, itiraz ediyoruz.”
 
Funda platform olarak taleplerini şöyle sıraladı: 
 
“*Sigortalı ve sigortasız tüm işçilere ücretli izin verilmelidir.
 
*Toplum sağlığı açısından zorunlu olmayan tüm işletmelerdeki üretme ara verilmelidir.
 
*Ücretsiz izin uygulaması durdurulmalı, salgın kontrol altına alınıncaya kadar işçilere ücretli izin verilmelidir.
 
*Herkese ücretsiz sağlık hakkı, yaygın test ve tam izolasyon sağlanmalıdır.
 
*Bu süreçte işsiz kalan herkese asgari ücret düzeyinde sosyal yardım yapılmalıdır.
 
*Türkiye’nin dört bir yanında salgınla mücadele eden halka yardım ulaştırmak isteyen çalışmaları engellemeler son bulmalıdır.
 
*Başta sağlık çalışanları olmak üzere salgınla mücadele eden tüm çalışanlara nitelikli ve güvenli koruyucular derhal temin edilmelidir.
 
*Salgınla mücadelede zorunlu çalışma yürüten çalışanlara gerekli testler periyodik yapılmalı, çalışanların dönüşümlü iş koşulları sağlanmalıdır.
 
*Salgının ve ekonomik krizin bedelini emekçiler değil, önlem almayanlar ödemelidir.
 
*Vergide adalet sağlanmalı, zenginlerden servet vergisi alınmalıdır.
 
*Cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerin güvenli koşulları sağlanmalı ve siyasi mahpuslar derhal serbest bırakılmalıdır.
 
*Hanelerin temel tüketim faturaları ve borçları iptal edilmelidir.
 
*Sığınma evleri iyileştirilmeli ve sayıları artırılmalıdır.
 
*Zorunlu ve acil işler dışındaki işler derhal durdurulmalıdır.
 
*Doğayı talan eden projeler derhal durdurulmalıdır.”
 
Son olarak Funda İşlerinden ihraç edilen işçilerin yalnız olmadığını belirterek, “Çağrımız insanlığa, biz omuz verdik siz de gelin insanlık onurunu büyütün. Kapitalizmin ve egemenlerin bağrında büyütülen bu salgın hastalıkla boğuşan dünya halkları uyanmalı, uyanacak. Toplumu, canlıyı, doğayı ve geleceği değil de ceplerini önceleyenlerin bu çarkı bozulacak. Rüzgar ekerseniz fırtına biçeceksiniz. Bugün sizin olabilir ama yarın emekçilerin olacak” diye vurguladı. 
 
‘Emeğin görünmezliğine karşı birleşme’
 
Ardından söz alan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ise, kadın emeğinin salgınla mücadele edilirken de görünmez kılındığını ifade ederek, “Ev içi emek, ev işçilerine yönelik aynı zamanda mevsimlik tarım işçileri ve kadın emekçilerin güvencesiz çalıştığı sektörde hiçbir önlem alınmaması kadın emeğine karşı yapılmış büyük bir ayrımcılıktır. Bu dönemde en çok kadınlar yoksullukla işsizlikle ve gelecek belirsizliği ile karşı karşıyadır. Kadınların dayanışması ve mücadelesi her koşulda yüksek ve güçlüdür. Pandemi sürecini de güçlü bir kadın mücadelesi ile baş edeceğimiz umuyoruz” sözlerini kullandı. 
 
‘Krizin halkların aleyhine olmaması için birleşik mücadele’
 
Pandeminin dünyada ekonomik ve sosyal kriz yarattığını, krizin işçiden yana olmasının birleşik mücadeleden geçtiğinin altını çizen Serpil, “Emekçiler bu kadar hayatı sırtlarında taşıyorlarsa söz yetki karar işçinin, kadınların olmalıdır. Biz bunu başaramadığımız sürece ezilmeye ve sömürülmeye karşı asla başarılı olamayız. Pandemi gibi dönemleri de egemenler bizler daha fazla denetlemek, gözetim toplumu yaratmak, otokratik yönetim biçimleri oluşturmak için fırsata dönüştürebilirler. Bugün biz böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Bu tehlikeyi aşabilmenin yegane yolu her koşulda birleşik mücadeleyi yükseltebilmektir” diye kaydetti. 
 
Aydın
 
Aydın’da ise Emek ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde Atatürk Meydanı’nda bir araya gelindi. Fiziksel mesafenin korunduğu eylemde açıklama, Eğitim Sen Aydın Şube Başkanı KHK’li öğretmen Kadir Özdemir tarafından okundu. 
 
'Uygarlık krizi yaşanıyor'
 
Açıklamada küresel salgın ile beraber büyük bir uygarlık krizinin de yaşandığı ifade edilerek, “Kapitalist sistem insanlığın, doğanın ve yaşamın üzerine çöküyor, bu düzenin çarkları bizleri, dünyanın tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleri insanca yaşatmak için kurulmamış. Salgın koşullarında bile zorunlu olmayan işlerde, fabrikalarda, atölyelerde, kamu kurum ve kuruluşlarında, şantiyelerde çalışmamızı dayatan; zorunlu işlerde gerekli önlemleri almadan bizleri çalıştıran bu düzen, bizi üretimdeki herhangi bir araç gereçten farksız basit bir meta olarak görüyor” sözleri yer aldı.
 
'Kadınların talebi eşit yaşam'
 
Ardından HDP Aydın Kadın Meclisi de,  ziyaret ettiği çalışan kadınlara ilişkin 1 Mayıs mesajını aktardı. Mesajda şunlar yer aldı: “Kadınlarımız hala çalışmaya devam ediyor. 1 Mayıs varsıllarla yoksullar arasında sınırların daha da keskinleştiği ve sıkıntıların daha çok kendini gösterdiği bir 1 Mayıs oldu. Kadınların talepleri eşit koşullarda eşit ücretle yaşam. Kadınların hem evde hem işyerinde hem tarlada zor koşullarda yaşıyorlar.”