KHK’li direnişçi Alev Şahin’den kampanyaya destek çağrısı

  • 09:27 7 Mayıs 2020
  • Emek/Ekonomi
Gülistan Azak
 
DÜZCE- KHK ile işten çıkarılan emekçiler bir kampanya başlatarak halktan destek istedi. İşine dönmek için bin 187 gündür direnişte olan mimar Alev Şahin, kampanyaya katılım çağrısında bulunarak, “Halkımızdan üç gün boyunca İstanbul, Ankara ve Düzce valiliklerine ait paylaştığımız numaraları aramalarını istiyoruz” dedi.
 
15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ilen edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde birçok kez Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarılarak on binlerce kamu emekçisi işten ihraç edildi. Emekçiler ihraç edilmelerine karşı birçok yerde eylem başlatarak direnişe geçti. Bu süreçte gözaltı, tutuklama, darp, engelleme gibi birçok baskı ile karşılaşan Yüksel, Bakırköy, Düzce ve Mahmut Konuk direnişçileri, bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında yurttaşların İstanbul, Ankara ve Düzce valiliklerini arayıp, emekçilere yönelik saldırılara son verilmesini istemesini ve görüşmeyi de sosyal medyada paylaşması talep edildi.
 
Bin 187 gündür Düzce’de direnişte olan mimar Alev Şahin de destek çağrısı yaptı. Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde çalışan Alev, 6 Ocak 2017’de yayımlanan KHK ile ihraç edildi. İhraç edildikten sonra işine geri dönmek amacıyla 30 Ocak’ta başlattığı oturma eyleminin bin 187’nci gününde olan Alev, bu süre boyunca baskı ile eyleminden vazgeçirilmeye çalışıldı. Düzce’nin meydanı olarak bilinen Avni Akyol Parkı önünde her gün oturma eylemi yapan Alev, eylemini Perşembe günleri ise AKP Düzce İl Binası önüne taşıyor. Ancak koronavirüs salgını döneminde dahi gözaltına alınmaya devam ediliyor.
 
‘Sokakları evde kalamayan milyonlar adına terk etmiyoruz’
 
Ankara Yüksel, Düzce, İstanbul Bakırköy ve Mahmut Konuk direnişçileri olarak 3 buçuk yıldır “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle mücadele verdiklerini söyleyen Alev, bu süreç içerisinde birçok kez iktidarın saldırısına maruz kaldıklarını söyledi. Koronavirüs salgını tehlikesine rağmen eylemlerini sürdürmekteki ısrarlarının nedenlerini anlatan Alev, evde kalamayan milyonlarca işçi ve emekçi var. Salgın sürecine rağmen fabrikalarda çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Bu milyonlarca çalışmak zorunda bırakılan işçi ve emekçinin yanı sıra virüs nedeniyle işten çıkarılan veya ücretsiz izne çıkarılan da var. Biz 3 yılı aşkın bir süredir sokaklardayız ve sokakta olmanın kazandırdığı pek çok hakkımız var. AKP’ye güvenmiyoruz. O nedenle sokaklardan ayrılarak kazanılmış haklarımızın gasp edilmesini istemiyoruz. Bizleri destekleyenlerin sağlığını düşünerek eylem sürelerini kısmak ve eldiven, maske takmak gibi  kimi tedbirler alıyoruz. Ancak iktidar salgını fırsata çevirerek süreci bir eylem yasağına dönüştürmüş durumda. Bir saat süren tek kişilik oturma eylemimde 15 polis tarafından koronavirüs salgını riskine karşı hiçbir mesafe gözetmeyerek gözaltına alınarak, anayasal hakkıma engel olunuyor. Ardından götürüldüğüm pandemi hastanesi sonrası tutanaklarla para cezaları ve davalar açılacağı tebliğ ediliyor” dedi.
 
‘Vali bir makarnaya doyar mı?’
 
Düzce’de yaşayan çok sayıda ailenin geçiminin koronavirüs salgını sonrası zorlaştığını söyleyen Alev, gerçekleştirdiği eyleminde “Vali bir makarnaya doyar mı?” sorusunu yöneltti. Camilerden veya polis araçlarından devamlı “Evde kalın” anonsları yapıldığını ancak insanların buna imkanı olmadığını vurgulayan Alev, “Vali oturduğu konağından çıkmıyor, beni gözaltına almaya gönderdiği polisler de bir makarnayla doymuyor. Bu zulme hep birlikte eşlik ediyorlar. Düzce’de göstermelik önlemler alınıyor. İktidar halkın sağlığını düşündüğünü kimseye inandıramaz. Mesele ‘salgın sürecini nasıl bahaneye çeviririz, nasıl anayasal haklara müdahale ederiz, nasıl karşıt sesleri bastırırız’  bunun çabası” diye konuştu.
 
‘Halkımız meselede taraf olduklarını ifade etmeli’
 
Alev kampanyaya ilişken de şunları söyledi: “6 Mayıs akşamında bir hashtag paylaşımımız oldu. Salgın sürecinde yaşadığımız sorunları anlatıyoruz. Gözaltına alınmaktan çekinmiyoruz. Israrlarımızla polis ve vali de bunu anlamış durumda. Ancak gözaltılar ile birlikte bir salgın riskine dün olduğundan daha fazla maruz kalıyoruz. Eylemimizi yaparken gözaltına alınarak ve sonrasında götürüldüğümüz pandemi hastaneleriyle sağlığımız riske atılıyor. Bizi öldürecek misiniz? Niyetiniz bu mu? Bunu sormak istiyoruz. Sağlığımıza gelecek olası bir zarardan İstanbul, Ankara, Düzce valilikleri ve emniyetleri sorumludur. Halkımızdan isteğimiz üç gün boyunca İstanbul, Ankara ve Düzce valiliklerine ait paylaştığımız numaraları arayarak bu yasaklara son vermelerini istemek. Sağlığımızı riske atanlara karşı halkın bu meselede taraf olduklarını ifade etmelerini istemelerini istiyoruz. Milletvekillerine de çağrımız var onlar da katılsınlar. Bir kamuoyu oluşturarak bu tedbir adı altında sunulan dayatmaları teşhir etmek istiyoruz.”
 
‘Biz direnme kararlılığındayız’
 
Direnişlerinin KHK zulmü son buluncaya dek süreceğinin altını çizen Alev, “Ödemediğimiz bedel kalmadı. Gözaltılar, sayısız davalar, milyonları aşan para cezaları dayatıldı. Çoğu davamızdan beraat ettik. Ben faşist saldırılara maruz kaldım. Bu kadar bedelini ödediğim ekmeğimden hiçbir koşulda vazgeçip evime dönme niyetinde değilim. Biz işimizi istiyoruz. OHAL komisyonu kapatılsın, KHK’ler iptal edilsin istemiyle zafere kadar mücadelemize devam edeceğiz. Biz direnme kararlılığındayız” diye belirtti.