Sebze-meyvenin toprağı Adana’da bile eve boş dönüyorlar
- 09:02 14 Haziran 2020
- Emek/Ekonomi
Filiz Zeyrek
ADANA - Ekonomik kriz ve koronavirüs salgınının getirdiği işsizlik ve yoksulluk pazara gidenlerin eli boş dönmesine neden oluyor. Fiyatların çok yüksek olduğuna dikkat çeken kadınlar, “Her şey yolunda deniliyor ama hepsi yalan söylüyor” dedi.
Türkiye’de son 3 yılda, TL’nin Dolar ve Avro karşısında değer kaybetmesi, ekonomik krizi derinleştirirken, koronavirüs salgınıyla gelen işsizlik ve yoksulluğa bir de zamlar eklendi. Kiralarını ödemek bir yana meyve, sebze, et gibi en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan on binlerce insan dayanışma ağlarıyla bu süreci atlatmaya çalışıyor. Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Obalar Mahallesi’nde kapalı semt pazarına gelen kadınlar, yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
‘Ekonominin düzeldiği söylemleri yalan’
Pazardan eli boş dönen Yüksel Yiğit, ekonominin düzeldiğini söyleyen iktidar sahiplerine tepkili. Düzelen bir şey olmadığını, hayatlarına yansımadığını ifade eden Yüksel, "Fakir fukara ölecek açlıktan. ‘Her şey yolunda deniliyor’ ama hepsi yalan söylüyor. Bir kilo domatesin fiyatı 5 TL’de aşağıya düşmüyor. Biber 8 TL, patlıcan 6 TL olmuş. Adana gibi bir şehirde fiyatlar böyleyse başka bir şehirde düşünemiyorum. Herkes işsiz kaldı, 2 aydır zaten kimse çalışmıyor. Bizim gelirimiz kahveden geliyordu o da kapalı olduğu için çocuklar işsiz. Bir meyve dahi yiyemedik. Oradan, buradan borç alıyor öyle pazara geliyoruz” dedi.
‘Fiyatları görünce boş dönmek zorunda kaldım’
İktidara seslenerek artık çözüm istediklerini belirten Hatice Işıklı, “Yönetmeyi bilmiyorsanız bırakın. Vatandaş aç, susuz ama bu devletin umurunda değil” diye tepki gösterdi. Fiyatları görünce alışveriş yapamadan dönmek zorunda kaldığını söyleyen Hatice, “Ülke yanıyor, yangını kimse görmüyor. Hiç razı değiliz bu yönetimden. Ekonomik nedenlerden dolayı evlilikler bitiyor. Çocuklarına, evlerine bakmıyor insanlar artık. Tüp, elektrik, su fiyatları almış başını gidiyor" diye konuştu.
‘Devlet ekmeğe muhtaç etti’
Yoksulların tek yiyeceğinin makarna olduğunu dile getiren Serap Küçük ise şunları söyledi: “Devlet milleti ekmeğe muhtaç etti. Pazardan bir kilo meyve alamıyoruz. 60 TL ile geldim hiç param kalmadı ama elle tutulur bir şey de yok. Fiyatlar çok yüksek. Yazın fiyatların düşmesi gerekirken tam tersi artıyor. Bir yağ 45 TL, pirincin kilosu 9 TL. Fakirin 3 öğün yediği makarnanın 1 kiloluk paketi 3 TL olmuş. Fakir artık makarnayı da yiyemiyor. Fiyatların inmesini talep ediyoruz.”
‘Meyve-sebzenin vatanı Adana’da dahi alamıyoruz’
Salgın sürecinde hiçbir ülkede yurttaştan para toplanmadığına dikkat çeken Atlas Düzgüner, “Böyle durumlarda devletler vatandaşına yardım ederken bizim ülkemizde vatandaştan yardım talep edildi. Samanı dahi dış devletlerden alıyoruz. Korkunç bir durum, ne hale getirildi ülke. Pazara geldik ama meyve almadık çünkü meyve artık bizim için lüks bir yiyecek. Yıllar önce İstanbul’da bu fiyatla pazardan bir şeyler alırdık şimdi meyvenin, sebzenin vatanı olan Adana’da aynı fiyata alıyoruz. Bir ıspanağın destesi 7 TL, bir kilo domates 6 TL. Nasıl alsın bu vatandaş? İnsanlar aylardır çalışmıyor, işsiz kaldı. Vatandaşa ‘her şey yolunda’ diyerek kandırmaya çalışıyorlar. Kimse araştırmıyor, sorgulamıyor. Biz emekli bir maaşla kıt kanaat geçinmeye çalışıyoruz. Buna rağmen aldığımızı komşularımızla paylaşıyoruz. Günlük yevmiyeye ile çalışan vatandaş nasıl geçinsin” diye sordu.