Kriz pazarcıları da vuruyor!

  • 09:04 9 Ocak 2023
  • Emek/Ekonomi
AMED - Ekonomik krizin sonuçlarını derinden hisseden pazar esnafı, satış yapamıyor. Yaptığı küçük satışlardan elde ettiği geliri ise elektriğe mi, suya mı, ekmeğe mi verse bilemiyor.
 
Savaşa ayrılan bütçenin yükü halkın omuzlarına yüklenirken, yoksulluk büyüyor ve bundan da en başta kadınlar etkileniyor. İktidarın politikaları sonucu açığa çıkan ve halkı, kadınları derin yoksulluğa sürükleyen ekonomik krizin yansımaları tezgahlardan mutfaklara uzanıyor. Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) duyurduğu yıllık yüzde 137,55’lik enflasyon oranı karşısında asgari ücret yalnızca 8 bin 506 TL olurken, daha cebe girmeden tükenen maaşlar, geçimi imkansız hale getiriyor. Geçim kaygısını, Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde pazar esnafı kadınların ifadelerinden hissetmek mümkün.
 
Pazarda ürün satan kadınlar, ekonomik krizin yoksul kesimi daha yoksullaştırdığını ve küçük tezgâhlar açarak geçinmeye çalıştıklarını ifade etti.
 
Akşama kalan çürük sebzeleri alıyorlar
 
Geçimini köy ürünleri ve kuru bitkiler satarak sağlayan Halime Demir, pazara gelen kadınların bazen yarım kiloluk ürün bile alamadığına dikkat çekti. Halime, “İnsanlar yokluk içinde ve herkes bir yerden gelecek desteği bekliyor. Birçoğu da geçinemiyor, geçinemediği gibi destek de alamıyor. Sebzeden tutun da meyveye kadar her şey çok pahalı. Ben bile alışveriş yapıp eve yiyecek bir şey götüremiyorum. Pazarda olduğumdan kaynaklı insanların akşam gelip çürük sebze ve meyveleri aldığını görüyorum ama artık onları da alamıyorlar. Yaşam gittikçe her açıdan daha zorlu oluyor” dedi. Yaşadıkları sağlık sorunlarına da değinen Halime, “Mesela 4 aydır ayaklarım ağrıyor ama randevu alamıyorum.  Hastalığımı dahi tedavi ettiremiyorum çünkü onun için de para gerekiyor. Yol parası pahalı olduğu için farklı ürünler bulmak istiyorum ama bir yere gidemiyorum. Zam üstüne zam getiriyorlar. Eskiden yine idare ediyorduk ama artık hiç yapamıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Elektrik yok, su yok, ısınmak yok!
 
Hem oturduğu hem de çalıştığı semt olan Rezan’da halkın yaşamının daha da zorlaştığını kaydeden Halime, sözlerini şöyle sürdürdü: “Herkes çocuklarının istediğini almak istiyor, eve yiyecek götürmeyi ama bunun imkânı olmuyor. Bağlar rezil oldu. Ne elektrik, ne su ne de doğru düzgün ekmek alınabiliyor. Soba bile yakamıyoruz. Kimse bu halka sahip çıkalım demiyor. Bu halk nasıl yaşıyor, ne yiyor, ne yakıyor, ne haldedir, hiç kimse bilmiyor. Lüks evlerinde oturup sadece yoksulları izliyorlar. Ben buna zulüm derim. Sabahtandır 100 TL bile satış yapamayanlar var. Ben şimdi akşama kadar da otursam 100 TL kazancım olmaz. Karnımızı doğru düzgün doyuramayacak hale geldik. Ekmek olmuş 8 TL. Tok açın halinden ne anlar?”
 
‘Kürtlere hak verilmiyor’
 
Krizin son bulmasını isteyen Halime, bunun yoluna ise “Biz istiyoruz ki dünyaya barış gelsin, insanlar bir olsun, birlik olsun. Düşman olmasın. Kürt ve Türk arasında ayrım yapılıyor. Kürtlere haksızlık yapıyorlar, hak vermiyorlar” sözleriyle işaret etti.
 
‘Eskisi kadar satış yapamıyorum’
 
Riha’nın (Urfa) Wêranşar ilçesinden Amed’e gelen Sultan Akdamar da, getirdiği pul biberi açtığı küçük tezgâhında satarak geçinmeye çalışıyor. Artık eskisi kadar satış yapamadığını kaydeden Sultan, “100 TL geliyor elimize. Biz o 100 TL ile ne alalım ne almayalım… Domates mi alalım, biber mi, patlıcan mı, patates mi. Hiçbir şey alınmıyor. Halk yoksul. Diyarbakır'ın zengini de çoktur, yoksulu da çoktur” sözlerine yer verdi.
 
Ayakta kalma mücadelesi
 
Geçen yıl ile bu yılın fiyatlarını kıyaslayan Sultan, geçen yıl kilosunu 40 TL’ye sattığı pul biberinin bu yıl 100 TL’ye ulaştığına vurgu yaptı. Sultan, “Bu yıl gübre fiyatı uçtu. Gübrenin tonu 50 bin TL olmuş. Yevmiye olmuş 300 TL. Tezgâhımın yeri için Kayapınar’a gidiyoruz, bir aylık 3 metrelik yere 3 bin 500 veriyoruz. Buraya verdiğimiz aylık kiradan elektriğimizin, suyumuzun faturasına yetmiyor. Kalp hastalığım da var, bu işi yapmakta zorluk çekiyorum. Mecbur olmasam bu işle asla uğraşmam. Amedli değilim ama Amed’e çok alıştım. Hayatım çok zorluklarla geçti ama ben ayakta kalma mücadelesi verdim ve sürekli çalıştım. Sabahın köründe geliyorum, karanlık çökünce gidiyorum” dedi.
 
‘Masrafımızı çıkaramıyoruz’
 
Zamların ardından ekmek almanın da zorlaştığını belirten Sultan, şunları söyledi: “Ekmek olmuş 8 TL, geliyorum buraya bir tas çorba alıyorum 20 TL, çay alıyorum 2 TL, yerimizin ücreti 50 TL. Bu saydıklarımla zaten geçimin ne kadar zor olduğunu siz de fark etmişsinizdir. Markete gidiyoruz oradaki pul biberin en ucuzu 100 ya da 150 TL’dir. Benden aldıklarında en iyi pul biberim 50 ya da 100 TL deyince pahalıdır diyorlar. Benim elimde değil, keşke ucuza verebilsem ama biz de alamıyoruz. Bizim de masrafımızı çıkarmamız gerekiyor.”