KESK’li kadınlar: İLO 190 ve İstanbul Sözleşmesi'ne taraf olunsun

  • 19:25 5 Mart 2025
  • Güncel

İZMİR - KESK İzmir Şubesi Kadın Meclisi, KHK eyleminde 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesi protesto ederek, İstanbul Sözleşmesi ve İLO 190’a yeniden taraf olunması çağrısında bulundu.

KESK İzmir Şubesinin KHK'lerle işten çıkarılmaları protesto etmek amacıyla her çarşamba düzenlediği oturma eyleminin 321'incisi 8 Mart Haftası dolayısıyla İzmir Kadın Meclisi tarafından Karşıyaka İzban Durağından Karşıyaka İskele karşısına yürüyüş gerçekleşti. "Erkek egemen sınırlara kapitalist sömürüye karşı emek ve özgürlük mücadelesini büyütüyoruz" yazılı pankartın taşındığı yürüyüşte kadınlar, sık sık “Jin jiyan azadî”, “KHK’ler gidecek biz kalacağız”, “İstanbul Sözleşmesi bizimdir vazgeçmiyoruz”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “Emeğime bedenime kimliğime dokunma”, “Batsın kutsal aileniz batsın” sloganları atıldı. 
 
Basın metnini kadınlar adına KESK İzmir Kadın Meclisi Dönem Yürütmesinde İlkay Özdemir okudu.
 
‘'Aile Yılı' ilanına karşı sözümüzü örgütlüyoruz’
 
8 Mart’ı sağ, muhafazakâr ve gerici iktidarlarının yoksulluk, istikrarsızlık, şiddet, ırkçı patriarkal kapitalizmine, savaşlarına ve nefret söylemlerine karşı mücadeleyi yükselterek geleceğe taşıdıklarını belirten İlkay Özdemir, “Aile değil Kadınız diyerek tüm kadınları erkek egemen sınırlara ve kapitalist sömürüye karşı emek ve özgürlük mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz. Kadını birey olarak görmeyen, aile içinde toplumsal cinsiyet rollerine hapsedip kamusal alandan uzaklaştırmaya çalışan AKP-MHP iktidarının 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesine, bu söylemle ve beraberindeki politikalarla kadınları eve, aileye ve erkeğe tabi kılmanın zemini oluşturmasına karşı sözümüzü örgütlüyoruz” dedi.
 
‘İktidar kadını kuşatma çabasında’
 
İktidar sözcülerinin kadın düşmanı açıklamalarını sürdürdüğünü, neredeyse tüm kurumların, plan ve programlarıyla kadınların ne zaman evleneceği, nasıl ve kaç çocuk doğuracağı, nasıl yaşayacağını tariflediğini ifade eden İlkay Özdemir, “Bedenimiz, kimliğimiz ve emeğimizi kuşatma çabası içinde. Yani AKP-MHP iktidar bloğu bize aile dışında var olma seçeneği tanımıyor. Sözde bizler düşünülerek gündemde tutulan yeni çalışma modellerinin bizlerin değil; bakım evleri, kreşler açmayan, analık izni ve ebeveyn izni gibi düzenlemelerin, ilgili uluslararası standartların ve kadınların istihdam olanaklarını artıracak gerçek politikaların hayata geçirilmesi için hiçbir girişimde bulunmayan iktidar için olduğuna şüphemiz yok” diye belirtti.
 
‘Memur-Sen’in Aile yılı tepkisi kınandı’
 
İktidarın 2025 yılını "Aile yılı" ilanına karşı Memur-Sen'in evlilik ve aileye ilişkin bir anayasal düzenleme önerisi hazırlayarak işyerlerinde imzaya açtığını ifade eden İlkay Özdemir, “Bu söylemin var olan yasakları daha da arttırarak LGBTİ+ düşmanlığını derinleştirmeye ve nefret söylemlerine meşru zemin hazırlamaya yaradığı açık. Memur-Sen 'Aile Yılı'nı yapay gündem yaratarak kamu emekçilerinin hak kaybına uğramasındaki sorumluluğunu gözlerden uzak tutmaya çalışmak için sarılsa da bugünün kutuplaşmış Türkiye’sinde 'ailenin korunması' söyleminin beraberinde getireceklerinden endişeliyiz. Şiddete maruz kaldığımızda 'aile birliği'ni koruma adına sessiz kalmamızın beklenmesine karşı çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Esnek ve güvencesiz istihdam değil güvenceli istihdam, güvenli iş yerleri istediklerini kaydeden İlkay Özdemir, çocuk bakımının kadının değil ebeveyn sorumluluğu olduğunu, her mahalleye ücretsiz, nitelikli, anadilinde kreş açılmasının gerektiğini vurgulayarak, "Kadın Bakanlığı kurulması konusundaki ısrarımızı yineliyor; “2025 Aile Yılı değil kadın yılı” diyoruz” dedi.
 
‘Toplumsal muhalefet suç sayılıyor’
 
Eşit özgür yaşama talebinin suç sayıldığını, toplumsal muhalefetin hedef alındığını, emek mücadelesi veren sendikacıların, seçilmiş siyasetçilerin, özgür basın emekçileri ve sanatçıların cezaevlerinde olduğunu hatırlatan İlkay Özdemir, “Seçilmiş belediye başkanları ve eş başkanları birbiri ardına görevden alınıyor. Doğrudan atamalarla yerel yönetimler kayyumlara devrediliyor. Görevi devralan kayyumlarla yerel yönetimler bünyesindeki cinsiyet eşitliği temelli kurullar ve merkezler işlevsizleştiriyor, toplu sözleşmeler geçersiz kılınıyor. Buna karşı ses yükseltmekse suç sayılıyor” diye kaydetti.
 
‘KHK’lere karşı dayanışma ve direnişe devam edeceğiz’
 
İlkay Özdemir 321 haftadır KHK’lere karşı direndiklerini dile getiren İlkay Özdemir emek ve Barış mücadelesine devam edeceklerini ifade etti. İlkay Özdemir  “Onlar bizi Açlıkla terbiye edeceklerini planladılar, biz dayanışmayı yaşamımızın tüm alanlarında var ettik. Doğa sevgimizi, kadın özgürlük mücadelemizi, demokrasi ve insan hakları mücadelemizi durduramadılar. Daha çok bilendik. Bizler yaşadığımız bu haksızlık ve hukuksuzluk karşısında mücadeleyi büyütmekten başka çarenin olmadığını biliyoruz” dedi.
 
‘İktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele kararı yok’
 
Ortadoğu ev dünyada ırkçılık yükselmesine karşı bu 8 Mart’ta da demokrasi, eşitlik, barış ve özgürlük taleplerini yükselteceklerini dile getiren İlkay Özdemir, savaş politikalarına son verilmesi, kaynakların eğitime sağlığa ve kadın istihdamına aktarılması gerektiğinin altını çizdi. Dünya genelinde her 3 kadından 1’inin fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını aktaran İlkay Özdemir, şöyle devam etti: “Türkiye’de ise kadın cinayetlerinin geldiği boyutu, 2024’ün Ekim ayından bu yana endişeyle takip ediyoruz. 2024’ün son aylarında Narin’in ailesince katledilmesi ve izleyen günlerde artan kadın cinayetleri, eril yargının Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin’in katilinin haksız tahrik indiriminden faydalanabileceğine hüküm getirmesi bir kez daha bu iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele kararı olmadığını gösterdi.”
 
‘İLO 190 ve İstanbul Sözleşmesine taraf olunsun’
 
Kadınların aileleri içinde, evde, sokakta ve işyerlerinde güvende olması için İsranbul Sözleşmesine geri dönülmesi gerektiğini belirten İlkay Özdemir işyerinde şiddet ve tacizin önlenmesini düzenleyen Uluslararası Çalışam Örgütünün (ILO) 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunması ve sözleşmeyle ilgili düzenlemeler yapılarak uygulamaya konması gerektiğini ifade etti. İlkay Özdemir “KESKli kadınlar olarak bizi yok sayanlara sizin yerli ve milli, ‘kutsal’ duvarlarınız bize dar gelir diyor, tüm kamu emekçisi kadınları erkek egemen sınırlara ve kapitalist sömürüye karşı emek ve özgürlük mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz. kadın emeğini görünmez kılan, savaşlarla yoksullaştıran, güvencesizleştiren ve yaşam hakkını elinden alan, otoriter politikalarınızı kabul etmiyoruz” diye konuştu.
 
İlkay Özdemir, son olarak, 8 Martın resmi tatil ilan edilmesini talep ederek kadınları 8 Mart günü gerçekleşecek eylemlere çağırdı. 
 
Kadınların açıklamasının ardından erbane grubu sahne aldı. Ardından KHK eylemine geçildi. 
 
Açıklama sloganlarla sona erdi.