Rozerin Gültekin

 

İSTANBUL - “Barışa ihtiyacım var” inisiyatifinden Esra Kahraman, kadınların yıllardır toplumsal barış için mücadele ettiğini belirterek, savaşların eşitsizliği beslediğini, kadınların ise eşit ve özgür bir yaşam için barışı savunduğunu vurguladı.

 

İstanbul’da 22-23 Şubat günleri düzenlenen “Kadınlar barışı konuşuyor” başlıklı bir çalıştay gerçekleştirildi. Ardından ise “Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi” kuruldu. İnisiyatifte yer alan Esra Kahraman, kadınların nasıl bir barıştan yana olduğunu ve ortak kadın mücadelesinin barış süreçlerindeki önemine dair değerlendirmelerde bulundu.

 

‘Arkadaşıma Dokunma’ kampanyasından bugüne…

 

90’lardan bu yana farklı ideolojilerden, kültürlerden ve coğrafyalardan kadınların, Kürt sorununun demokratik çözümü, barışın inşası ve barışın toplumsallaşması için birlikte mücadele yürüttüğünün altını çizen Esra Kahraman, “Kadınlar mücadeleyi ilmek ilmek örerken, demokrasi ve barışın kendiliğinden kadın özgürlüğünü ve eşitliği getirmeyeceğinin; bunun ancak toplumsal bir dönüşümle başarılabileceğinin farkındaydı. Bu sebeple barış zemini, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelelerinin büyümesinin, kazanımların artarak toplumsallaşmasının imkânını da yaratacak zemin olarak görüldü, savunuldu. 1994’te ‘Arkadaşıma Dokunma’ kampanyasıyla başlayan bu ortak mücadele, 2009’da Barış İçin Kadın Girişimi’nin ve Kadın Özgürlük Meclisi’nin gözlem heyetleri, konferansları, raporlamaları ve kampanyaları ile yola devam etti. Kadınlar, Patagonya’dan Belucistan’a, Hindistan’a, Afganistan’a, Rojava’ya her yerde örgütlenerek devletleri eşitlik ve demokrasi zemininde barışa zorlamaya çalıştılar. Bu inisiyatif ile ‘Barışa İhtiyacım Var’ diyenler olarak; kadınların hem tek tek hem kolektif olarak barışa neden ihtiyacı olduğunu hatırlamak, hatırlatmak, birbirimize anlatmak ve temas alanlarımızı büyütmek, barış için sorumluluk almak, bu barışın öznesi olmak için yeniden yola koyuluyoruz” dedi.

 

Kadınlar barışın inşasında özne olarak mücadele yürütüyor

 

Kadınların tarih boyunca barış için kurulan müzakere masalarından uzak tutulmaya çalışıldığına dikkat çeken Esra Kahraman, barış süreçlerinin kimler tarafından yönetildiğinin kritik olduğunu, bundan dolayı kadınların barışın inşasında özne olmak için mücadele yürüttüğünün altını çizdi. Esra Kahraman, “Barış süreçlerinden dışlanmaya karşı kadınların mücadelesi sonucu, 2000 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 1325 no’lu karar alındı. Bu karara göre, kadınlar barış görüşmeleri de dahil olmak üzere barışa yönelik tüm süreçlerde yer almalı denildi. Kadınlar hiçbir zaman barışı konuşmayı bırakmadı. Savaş genellikle silahlar olarak görülse de, aslında silahların olmadığı zeminlerde de gördüğümüz üzere savaş politikaları çoğunlukla süreğen olmuştur. Örneğin, anadilinde kamusal destek alamayan Fatma Altınmakas’ın katledilmesi, anadilinde konuştu diye türlü ırkçılığa maruz kalınması, kadına yönelik şiddette faillere yönelik uygulanan cezasızlık politikaları, eşitsizlik ve şiddet politikaları da savaş pratikleridir. Türkiye’de Kürt sorununun demokratik ve barışçıl bir zeminde çözümü olmadan, kadın kazanımlarının bir güvencesi olmadı ve saldırı altında oldu. Bundan dolayı bu inisiyatif, Kürt sorununun demokratik ve eşitlikçi çözümü için ‘Kadınlar olarak birlikte nasıl bir ortak mücadele?’ diye sorarak ve ‘Barışa ihtiyacım var’ diyerek; demokrasi ve barış mücadelelerinin birleşmesi gerektiğini savunarak, bu sözü halkalar halinde örgütleyerek, altını hep birlikte doldurarak cevaplarımızı üreteceğiz” ifadelerine yer verdi. 

 

‘Savaşlar eşitsizliği besler’

 

İnisiyatifin Türkiye ve Kürdistan kentlerinde çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Esra Kahraman, inisiyatifin kadın ittifakını da güçlendirmeyi hedeflediğini vurguladı. Esra Kahraman, “Sosyalist kadın hareketleri, feminist kadın hareketleri, Kürt hareketi, mütedeyyin kadınlar… Yani inisiyatif için kadın hareketlerinin ortak bir zeminde buluşması diyebiliriz. İnisiyatifin, hangi siyasi görüşten olursa olsun bütün kadınları ve kadın hareketlerini kapsayıcı olmasını oldukça önemsiyoruz. Kadınlar özgürlüğe, eşitliğe ve demokrasiye dayalı bir barış istiyor. ‘Neden barışa ihtiyacım var?’ sorusunu iyi anlayabilmek gerekiyor. Barış, birlikte mücadele ile mümkün. Barış; hangi fikirde olduğu fark etmeksizin, ortak bir zeminde mücadele ile mümkündür. Savaşlar eşitsizliği besler; kadınlar ise özgür ve eşit bir yaşam için mücadele eder. Günlük yaşamda sıcak savaşların olup olmamasından bağımsız olarak militarizm ve şiddet, birbirini besleyip farklı pratiklerle en çok kadınları etkilemektedir. Kadınların mücadelesi ile savaşa karşı barış mücadelesi bu kapsamda oldukça bağlantılıdır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı tekçi politikalar, herkesin yaşamını eşitlikten ve özgürlükten uzaklaştırıyor. Bunun için barışın toplumsallaşması, herkes için hayati bir önem taşımaktadır” sözlerini kullandı. 

 

‘Barışa neden ihtiyacım var?’ sorusuna cevap olacaklar

 

Esra Kahraman son olarak şöyle konuştu: “İnisiyatifin yaygınlaşması ve kadınların barışın öznesi olmasının, barışın toplumsallaşması için önemli olduğunun farkındayız. Bu amaçla Türkiye’nin birçok farklı ilinde çalıştaylar, söyleşiler düzenlemeyi; barış kürsüleri kurup bu kürsülerden sözümüzü büyütmeyi hedefliyoruz. ‘Barışa neden ihtiyacım var?’ sorusuna cevap olmak için çalışma yürüteceğiz.”