Wan’da ‘Şiyar Be’ kuruldu: Örgütlenelim, bilinçlenelim, özgürleşelim

  • 16:56 6 Aralık 2025
  • Güncel
WAN - Özel savaş politikaları kapsamında artan uyuşturucu kullanımına karşı Şiyar Be Platformu kuruluşunu deklare etti. Açıklamada, “Örgütlenelim, bilinçlenelim, özgürleşelim” mesajı  verildi. 
 
Geçtiğimiz haftalarda Amed, Şirnex ve Mêrdîn'de kuruluşunu ilan eden Şiyar Be Platformu, Wan'da da yaptığı açıklama ile, kuruluşunu duyurdu. Wan AVM önünden başlayarak Kent Meydanı’na kadar gerçekleştirilen yürüyüşün ardından yapılan  açıklama ile Şiyar Be Platformu kuruluşunu ilan etti. Açıklamaya Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kentteki sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, kadın örgütleri, siyasi partiler ile çok sayıda kişi katıldı. “Zehire değil umuda sarıl” ve “Li Kurdistanê de em rê nadin şerê taybet” yazılı pankartların açıldığı açıklamada, “Kendini uyuşturma geleceğini karartma”, “Bêhna azadiyê pir xweş e”, “Devletin suskunluğu çetelerin cesaretidir” yazılı dövizler taşındı.
 
Polis ‘Kürdistan’ı suç saydı
 
Yapılmak istenen yürüyüşe polis içinde “Kürdistan” yazılı pankartı gerekçe göstererek engellemeye çalıştı. Polis engellemesine karşı kitle, Wan AVM önünde oturma eylemi gerçekleştirdi ve sloganlarla polis engelini protesto etti. Ardından başlayan yürüyüşte kitle sık sık “Şiyar be” sloganı attı. 
 
Çevreden çok sayıda insanın alkış ve sloganlarla destek verdiği yürüyüş Kent Meydanı önünde son bularak basın açıklaması ile devam etti. 
 
Açıklama metninin Kürtçesini platform Eşsözcüsü Ercan Erkol, Türkçesini ise Eşsözcü Ruken Kılıç okudu. 
 
‘Şiyar be! Azad be! Aram be! Ava ke’“Toplumu hep birlikte savunalım. Şiyar be! Azad be! Aram be! Ava ke!” başlıklı açıklamada, Ruken Kılıç, toplumun barındırdığı kültürel ve ahlaki değerlerin, potansiyel olarak bütün kimlikleri belirlediğine vurgu yaptı. Varlık olmaya, canlı olmaya ve insan olmaya değinen Ruken Kılıç, “Kimliklerimizi kültürel ve ahlaki değerlerimiz belirler.  Ancak bu değerlerden kopan bir toplum, kendine yabancılaşır ve kimlikler karmaşıklaşır. Kendi olma hali zorlaşır. Tarih göstermiştir ki kendini toplumsallıkla var edemeyen, toplumsal değerlerini koruyamayan halklar; ya asimile edilmiş ya da yok olmuştur” dedi. 
 
‘Halkımız çürütme ve yozlaştırma saldırılarına maruz kalıyor’
 
Uzun yıllardır halkın 7’den 70’e, kadınından gencine bir bütün olarak ahlaki çürütme ve yozlaştırma saldırılarına uğradığının altını çizen Ruken Kılıç, “Bu sistemli saldırılar, toplumu kendi değerlerinden koparıp sistemin tahakkümü altına alırken bireyleri de ahlaki değerler ve politik tutumdan uzaklaştırır. Kapitalist sistem; bilinçsiz, benliğine yabancılaşmış, parçalanmış ve zayıflatılmış bir toplum hedefler. Çünkü parçayı istediği şekilde yönetmek bütünü yönetmekten daha kolaydır. Böylece bireyler, düşünme yetilerini kaybeder, sistemin dayattığı kişilik ve ilişki biçimlerine mecbur edilir. Zehirli bu sistem, toplumun güçlü yanlarına saldırmakla birlikte zaaflarını da hedef alır. Madde bağımlılığı, fuhuş ve yozlaşma gibi sorunları sistemin birer saldırı aracına dönüştürüp etkin bir şekilde kullanır. Bu sorunlar, bireyin sadece kendisini değil, toplumsal dokuyu da bozarak toplumun direncini kırar. Uyuşturucu ve fuhuş, toplumu içten çürüten kapitalizmi ve egemenleri besleyip büyüten kullanışlı araçlardır. Bu araçlarla, toplumun tüm kesimlerini etkileyerek toplumsal bütünlük parçalanır” ifadeleri kullanıldı. 
 
‘Kürdistan’daki madde bağımlılık yaşı 9’a düştü’
 
Madde bağımlılığının, yalnızca bireyin fizyolojik ya da psikolojik sağlığını etkileyen bir sorun olmadığını dile getiren Ruken Kılıç, “Bu sorun, bir toplumun geleceğini, ahlakını ve kimliğini kemiren ve gittikçe yayılan bir zehirdir. Merkezi sinir sistemi tahrip edilen birey, yalnızca biyolojik olarak işlevsiz hale gelmez; aynı zamanda düşünme, üretme ve direnme yetilerini de kaybeder. Böylece, uyuşturucu bağımlısı bir birey savunmasız ve yönlendirilebilir bir araç haline gelir. Uyuşturucu, bireyi yalnızca kendisine değil, ailesine, çevresine ve topluma da yabancılaştırır. Uyuşturucu ile mücadele, bireysel çabaların ötesinde, toplumsal birliktelikle karşı duruş hattı oluşturmayı gerektirir. Kapitalist sistem uyuşturucuyu bir silah olarak kullanır; gençliği hedef alır, toplumu ahlaki değerlerden koparıp apolitik iradesiz bir topluma dönüştürmek için bu bağımlılığı yaygınlaştırır. Kürdistan’daki uyuşturucu madde bağımlılık yaşının 9’a kadar düşmesi, bu sorunun yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, bir sistem sorunu olduğunu açıkça göstermektedir” sözlerini kullandı. 
 
‘Bir araya gelemeyen toplumlar savunmasız kalır’
 
Uyuşturucu gibi fuhuşun da insanın ve toplumun onuruna karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri olduğuna dikkat çeken Ruken Kılıç, “Kapitalist sistem, insan bedenini bir ‘meta’ haline getirirken, bu yozlaşmayı doğal bir durum gibi sunar. Fuhuşa karşı mücadele, yalnızca cezai tedbirlerle değil, onun kökenine inen bir dönüşümle mümkün olur. Bu dönüşüm, yoksulluğu, eğitimsizliği ve insanları çaresizliğe sürükleyen sistemi hedef almalıdır. Çünkü fuhuş, bir tercih değil, çaresizliğin dayattığı bir sonuçtur. Ancak biz bu durumu kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Topluma çağrımızdır: Madde bağımlılığı ve fuhuşla mücadele bir birey ya da aile meselesi değildir, bu toplumun vicdanı ve geleceği meselesidir. Toplumun temel sorunlarından biri de örgütsüzlüktür. Doğru temelde örgütlenmiş toplumlar, bu tür kangrenleşmiş sorunlarını çözebilir. Ancak, bir araya gelemeyen toplumlar savunmasız kalır, sürekli egemenlerin kirli politikalarına maruz kalır” sözlerine yer verdi. 
 
‘Özgürlük, toplumun kendi değerlerini yeniden inşa etmesinden geçer’
 
Özgürlüğün, kişinin veya toplumun kendi değerlerini yeniden inşa etmesinden geçtiğine işaret eden Ruken Kılıç, “Toplum, üretken, kendisiyle barışık ve bir aradalığı başardığında hem bireysel hem de toplumsal sorunların çözümü mümkün olur. Bu değerler, yalnızca bireyin değil, toplumun tamamının geleceğini belirler. Toplum ancak kendi değerlerini yaşatarak kendisi olabilir ve kendisini savunabilir. Uyuşturucu, yoksulluk, fuhuş ve yozlaşma gibi sorunlar, yalnızca bireysel değil, sistemsel bir sorundur. Bu sorunların çözümü, bireysel bilinçlenmeden öteye geçerek toplumsal örgütlülüğün sağlanmasını gerektirir. Toplumsal inşa süreci, ahlaki değerler temelinde yeniden örgütlenmeyi, gençliğin ve toplumun yeniden kendisi olmasını zorunlu kılar” ifadelerini kullandı.
 
‘Örgütlenelim, bilinçlenelim, özgürleşelim’
 
“Bu çağrı herkesi sorumluluğa davet ediyor” diyen Ruken Kılıç, “Gençler, kadınlar! Bizler, bu mücadelenin öncü gücüyüz. Geleceğimizi özgürlüğümüzü elimizden alan uyuşturucuya hep beraber  hayır diyelim…. Aileler! Çocuklarımızı bu zehirli sistemin pençelerinden kurtarmak bizim en temel görevimizdir. Örgütlenerek bu zehirli çarkı boşa çıkarabiliriz… Demokratik Kitle Örgütleri; Hepimiz bu sorunu çözmede sorumluyuz. Varlık nedenimiz toplumsal sorunları çözmek ise o zaman şimdi hep beraber mücadeleye! Özcesi hepimiz sorumluyuz! Hep beraber ahlaki değerler üzerine inşa edilmiş bir toplum oluşturabiliriz. Bu karanlığı yenmek bizim elimizde. Çünkü toplumun kaybettiği değerler, bizlerin sessizliğiyle yok olmaktadır. Bu sessizliği birlikte bozalım ve özgür geleceği birlikte inşa edelim! Örgütlenelim, bilinçlenelim, özgürleşelim” dedi. 
 
Açıklamanın ardından eylem son buldu.