‘Çocukların yetişkin gibi yargılanması kabul edilemez’
- 09:06 27 Kasım 2025
- Hukuk
İZMİR - Avukat Ceren Şen Tosun, “11. Yargı Paketi” taslağının çocuk haklarını hedef alan düzenlemeler içerdiğini belirterek, “Çocukların yetişkin gibi yargılanması kabul edilemez” dedi.
Kamuoyunda aylardır tartışılan 11. Yargı Paketi, özellikle infaz indirimi ve olası af beklentileri nedeniyle geniş kesimlerin yakın takibinde olmasına rağmen, siyaset ile toplumsal beklentiler arasındaki makas giderek açılıyor. Buna rağmen AKP Sözcüsü Ömer Çelik, paketin cuma günü Meclis’e sunulacağını açıkladı. Pakete dair “Covid izni” olarak bilinen erken tahliye maddelerinin gündemde olduğu ve yaklaşık 50 bin hükümlünün etkileneceği düzenlemenin pakete eklenebileceği ifade edildi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise taslakta çocuğu hedef alan suçlara ilişkin başlıkların yer aldığını, yaklaşık 40 maddelik bir paket hazırladıklarını söyledi. Ancak çocuklara yönelik adli işlem uygulanmasına neden olan düzenlemelerin taslaktan çıkarıldığını paylaştı. Genel affa dair iddiaları reddeden Tunç, toplumsal beklentileri karşılayacak bir açıklamadan ise kaçındı.
İzmir Barosu Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ceren Şen Tosun, 11. Yargı Paketi’nde yer alan, çocuk ve kadın başta olmak üzere toplumun genelini hedef alan düzenlemelerin olası sonuçlarını değerlendirdi.
Taslakta İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW gibi uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan hakları hedef alan maddeler bulunduğunu kaydeden Ceren Şen Tosun, düzenlemelerin yasalaşması halinde kadın ve çocuğa yönelik suçlarda artış yaşanabileceğine işaret ederek şunları dile getirdi: “Toplumsal cinsiyet normlarına uymayan herkesi artık bir suç öznesi haline getirebilir. Buna pantolon giyen kadınlar, çocuğuna bakan erkekler, çalışan kadınlar dahil edilir. Bu keyfiliğin önü alınmazsa yeniden suç tanımı yapılır ve herkes suçlu ilan edilebilir.”
Çocuk adalet sistemine aykırı değişiklikler
Paketten çıkarılan, hakkında adli işlem yapılan çocuklara yönelik infaz düzenlemelerine işaret eden Ceren Şen Tosun, taslağın yasalaşması halinde uluslararası sözleşmelerin reddi ve çocuk adalet sistemine aykırı bir düzenleme yapılmış olacağını söyledi. Ceren Şen Tosun, “Yaş küçüklüğüne ilişkin taslakta tamamen hakimin keyfi değerlendirmesine dayanan bir uygulama görüyoruz. Hakime duruma göre karar verme yetkisi tanınmış. Bu, hem savunduğumuz hem de uymakla yükümlü olduğumuz çocuk adalet sistemine tamamen aykırı” dedi.
‘Çocuk çocuktur, yetişkin gibi yargılanamaz’
Ceren Şen Tosun, taslakta çocukların yetişkinlere benzer yargılanma riskinin artacağına dikkat çekerek şunları söyledi: “Çocukların yetişkin gibi yargılanması kabul edilemez. Suçun türüne göre ıslahtan vazgeçilemez. Çünkü çocuk çocuktur. Ona sanık, mafya, ‘mafya çocuk’ gibi sıfatlar atfedilemez. Bu sorumluluk çocuğa yüklenemez. Sorun sistemdedir. Uluslararası çocuk adalet sistemi cezalandırmayı değil, ıslahı öngörür. Böyle bir düzenleme çocuğu cezalandırmanın kapısını açar.”
Cezaevlerinde ıslah değil, cezalandırma var
Taslakta yer alan Çocuk Ceza İnfaz Kurumları’na ilişkin düzenlemeleri de değerlendiren Ceren Şen Tosun, paketin uzun vadede suç oranlarını düşürmeyeceğini belirtti. İktidarın daha fazla cezaevi açmayı planladığını söyleyen Ceren Şen Tosun, mevcut tabloyu şöyle aktardı: “Çocuk cezaevlerinde ıslaha yönelik hiçbir çalışma yapılmıyor. Çocuklar yetişkin gibi cezalarının infazını çekiyor. Kapasitenin çok üzerinde koğuşlarda kalıyorlar. Ortak alan yetersizliği nedeniyle yerde yatan çocuklar söz konusu. Hiyerarşik düzen, yetişkin cezaevlerindekinin neredeyse aynısı.”
‘Tehlikede olan çocuk’
Ceren Şen Tosun, çocukları hedef gösteren kavramların kullanılmasının sorunu daha da derinleştirdiğini söyleyerek, “‘Mafya çocuk’ diye bir tanım olamaz. Çocuk çocuktur. Taslak, çocukları korumak ve onarıcı adaleti güçlendirmek yerine daha fazla hapis cezasını ve kapatılmayı öne çıkarıyor. Çocuk tehlikeli değildir; tehlikede olan çocuktur" ifadelerini kullandı.
Çocukların topluma entegrasyonu değil cezalandırılması hedefleniyor
Hakkında adli işlem yapılan çocukların topluma entegrasyonuna dair bir amaç bulunmadığını belirten Ceren Şen Tosun, “Bu tasarının çocukları topluma entegre etme gibi bir hedefi yok. Aksine çocukları daha fazla cezalandırarak, sorumluluğu çocukların üzerine yıkıyor. Tehlikede olan çocukları yasa eliyle tehlikeli hale getiriyor” dedi.
‘Yargı paketleri ile demokratik süreçler devre dışı bırakılıyor’
Daha önceki yargı paketleri gibi 11. Yargı Paketi’nin de hızla Meclis’ten geçirilmek istendiğini kaydeden Ceren Şen Tosun, yasa yapma sürecindeki dışlayıcı pratiği şöyle anlattı: “Avukatlar, barolar ve meslek örgütleri yasa yapım sürecinin dışında bırakılıyor. Torba yasalar ve yargı paketleriyle tamamen antidemokratik bir yasa tekniği uygulanıyor. Sivil toplum örgütleri sürece dahil edilmiyor. Hayvan katliamı yasasında da baroların ve STK’ların Meclis’e alınmadığı bir tabloyla karşılaştık.”
AİHS ve AİHM içtihatlarına aykırılık riski
Taslağın temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı maddelerinin Anayasa’nın 90. maddesi ile çelişip çelişmediğini değerlendiren Ceren Şen Tosun, bu durumun Türkiye aleyhine uluslararası davalara yol açabileceğine dikkat çekerek, “Önce bir suçlu yaratmak isterseniz suç yaratırsınız. Buna sessiz kalmak, suça ortak olmak demektir. Bu tasarı, insanın özgürce yaşama hakkını ve hukuki güvenceleri ortadan kaldırıyor. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını yok sayan bir yaklaşım var" diye konuştu.







