Bir kumpas daha çöktü: Hüda Kaya tahliye edildi
- 20:07 25 Haziran 2024
- Hukuk
ANKARA - Kobanê Davası’nın ikinci etabı olarak görülen ilk duruşmada Hüda Kaya yurtdışı çıkış yasağı ile tahliye edildi.
6-8 Ekim 2014 tarihindeki protestolar gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekilleri Hüda Kaya, Serpil Kemalbay, Fatma Kurtulan, Pero Dündar ve Garo Paylan hakkında açılan ve Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davanın ilk duruşması, tutsak siyasetçi Hüda Kaya’nın ilk savunması sonrası avukat beyanlarıyla devam etti.
‘Kopyala yapıştır bir iddianame’
Verilen aranın ardından beyanlarda bulunan avukat Nuray Özdoğan, ikinci Kobane iddianamesinin hazırlanmasının hukuken “şaşırtıcı” olduğuna işaret etti. Nuray, İddianame reddedilmeliydi ama kabul ettiniz. Mahkemeniz 16 Mayıs’ta karar verdi. O karar, müvekkil açısından beraati gerektirir. Abesle iştigal bir durum. Aynı maktuller, aynı müşketiler… Burada yeniden müvekkili 37 kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Hangi ölüm, hangi vaka? Hiçbir veri yok. Kaya hakkında bir kaç tane siyasi faaliyetler dışında hiç bir şey yok. Gerçekten temel çürük ve bu halde bir yargılama sürdüremezsiniz. Bunda ısrar edilmesi ve müvekkilin özgürlük hakkının ihlal edilmesi çok acı. Öldürülenlere dair büyük bir saygısızlık olduğunu düşünüyoruz. Zırhlı araçlardan açılan ateş sonucu ölen maktulün ölümünden Hüda kaya mı sorumlu? Ezber bir iddianameyle kopyala-yapıştır olmamalı” dedi.
Hüda hakkında beyanlarda bulunan tanık Gül Tanrıverdi’nin ifadelerinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Nuray, “Savcılık makamı HTS, baz istasyonu kayıtlarıyla müvekkilin durumunu tespit edebilecekken, bunu yapmamış. O yüzden biz bu bir politik yargılamadır diyoruz. Sorgu aşamasında deliller toplanmıştı, ‘kısıtlılık kararı var’ denildi. Ama dosyayı Sulh Ceza Hakimliği’ne biz anlattık. Elinde bilgi dahi yoktu” diye konuştu.
‘Delil toplanmamışl ’
Kobanê dosyasında 234 numaralı klasörde yer alan TEM Şube Müdürlüğü’nün imzasız belgesine işaret eden Nuray, “Bu belgelerle sürecin devam ettirilmesi Hüda Kaya açısından hukuka aykırı bir durumdur. Savcılık müvekkil hakkında ne lehte ne de aleyhte bir delil toplamamış. Hiçbir delili toplamayıp, ‘6-8 Ekim’le ilgili bir bağı var’ demek bir kanaattir. 37 insanın ölümünü ‘malzeme’ haline getirip burada sürekli olarak kullanması büyük haksızlık.
Çökertilen iddia yine gündemde
6 Ekim 2014’te HDP’nin sanal medya hesabından yapılan paylaşımları hatırlatan Nuray, AİHM’in Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ kararlarına dikkat çekerek, paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu, şiddet çağrısı olmadığını dile getirdi. Nuray, “Türkiye ilk defa 18’inci madde ihlali verdi. Bu ülkeye zarar vermek değil midir? AİHM kararları emsal olarak dahi değerlendirilmedi. Dolayısıyla bu iddianamenin yargılama konusu yapılması hukuken mümkün değil. Temelden çökertilen bir iddia” sözlerini kullandı.
Kaçma şüphesi yok: Savcılık ile görüşmeler var
Hüda’nın kaçma şüphesi olmadığını ifade eden Nuray, “Tutuklama gerekçelerini güçlendirecek bir tane delil yok. Kaçma şüphesini yaratmak için yaratılan senaryo havalimanında gözaltına alınması. Kaya’nın savcılık makamı ile bizzat görüşmeleri var. Avukatının var. Biz şahidiz, kaç kere Ankara’ya gelip ifade vermek istediğini. ‘Şu an gerek yok’ cevabı aldığına şahidiz. Adli kontrol bile ölçülü bir karar olmayacaktır. Müvekkilin öncelikle beraatini ve tutuksuz yargılanmasını istiyoruz” talebinde bulundu.
Daha sonra beyanda bulunan Garo Paylan, Fatma Kurtulan, Serpil Kemalbay ve Poer Dündar müdafileri, müvekkilleri hakkında verilen yoklukta tutuklama kararlarının kaldırılmasını talep etti.
Sonrasında mütalaasını sunan iddia makamı, Hüda’nın tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Hüda Kaya’nın yurtdışı çıkış yasağı ve ayda bir imza şartı ile tahliyesine karar verdi.