Cumartesi Anneleri 1005’inci kez Galatasaray’a çıktı
- 13:30 29 Haziran 2024
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1005’inci haftasında 1994 yılında kaybedilen Abdulvahap Ateş’in akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1005'nci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Ellerinde kayıp yakınlarının fotoğrafları ve karanfiller bulunan Cumartesi Annelerinin bu haftaki eylemine insan hakları savunucuları destek verdi. Bu haftaki eylemde, 1994 yılında gözaltına alınıp işkence edildikten sonra kaybettirilen Abdulvahap Ateş’in akıbeti soruldu.
Cumartesi Anneleri adına basın metnini İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Sekreteri Oya Ersoy okudu. Meydanın kapatılmasına tepki gösteren Oya, “Galatasaray Meydanı yerine, polis bariyerlerinin önündeyiz. Hiç şüphe yok ki kontrolsüz, denetim dışı bir yetki kullanımı ile karşı karşıyayız” diye belirtti.
‘Abdulvahap Ateş'ten bir daha haber alınamadı’
Abdulavahap Ateş’in Mêrdîn'in (Mardin) Qoser (Kızıltepe) ilçesinde askerler tarafından ağabeyi ile birlikte gözaltına alınıp işkence ile sorgulandıktan sonra bir daha haber alınamadığını belirten Oya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Olaydan 3 gün sonra, Kızıltepe civarında bir çatışma olduğu ve iki örgüt mensubunun öldürüldüğü haberi duyuldu. Ancak jandarma eşliğinde öldürülen kişileri traktörle taşıyan Katarlı Köyü muhtarı ve defin işlemini yapan mezarlık görevlisi, öldürülen kişilerin üzerinde günlük giysiler bulunan sivil insanlar olduğunu belirtiyordu. Ailesi tüm çabalarına rağmen Abdulvahap’ın bu kişilerden biri olup olmadığını öğrenemedi. 24 yaşındaki köy bekçisi Abdulvahap Ateş'ten bir daha haber alınamadı.”
‘Evlatlarının başına gelenleri öğrenemedi’
Ailenin tüm hukuki girişimlerinin yanıtsız kaldığını ve 19 sene sonrasında açılabilen davada sorumlular hakkında beraat kararı verildiğini anımsatan Oya, “Ateş Ailesi, 30 yıldır evlatlarının başına gelenleri öğrenemedi. Adaletin sağlanması talepleri karşılanmadı. Hakikatin üzeri yargı yoluyla örtüldü. Kaç yıl geçerse geçsin Abdulvahap Ateş için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten; devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
‘Kalbimiz Galatasaray’da’
Ardından Abduvahap Ateş’in kardeşi Ömer Ateş’in mektubu Sebla Arcan tarafından okundu. Kardeşinin en azından bir mezarı olmasını istediklerini belirtilen mektupta şu ifadeler kullanıldı: “Henüz 24 yaşındayken bizlerden kopartılan kardeşimizin başına neler geldiğini bilmek, onu bulmak, annemizin 30 yıldır hiç azalmayan acısını hafifletmek istiyoruz. Biz kayıp yakınları nerede olursak olalım Galatasaray bizim de kayıplarımızın fotoğraflarının taşındığı, adlarının anıldığı yerdir. Değerli Cumartesi Anneleri, bizim de kalbimiz her Cumartesi sizlerle birlikte Galatasaray’dadır.”
Eylem taşınan karanfillerin kayıplar için meydana bırakılması ile son buldu.