Düş Yolcuları adına kütüphane istiyor
- 09:07 18 Temmuz 2024
- Güncel
Öznur Değer
MÊRDÎN – Suruç Katliamı 9’uncu yılına girerken, katliamda yaşamını yitiren Murat Yurtgül’ün annesi Şemsa Yurtgül, sorumlular açığa çıkana kadar davadan vazgeçmeyeceklerini söyledi. Şemsa, "Onların adına bir kütüphane yapılmasını istiyorum" dedi ve oğlu için "O bu halkın şehididir" ifadesini kullandı.
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısı sonrasında YPG ve YPJ’nin direnişiyle püskürtülen DAİŞ’in kentte yarattığı tahribatları gidermek, kentin yeniden inşasında yer almak ve çocuklar için kütüphane kurmak amacıyla Kobanê’ye gidecek olan çoğu üniversite öğrencisi 33 kişinin 20 Temmuz 2015’te Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi bahçesinde DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucunda katledilmesinin üzerinden 9 yıl geçti.
Katliamın ardından, dünyanın dört bir yanından katliama tepki gösterilirken, Türkiye ve Kurdistan kentlerinde saldırıya dair protesto eylemleri başladı. Katliama tepki gösterenlere yönelik gerçekleşen polis şiddetinde Mersin’de Bülent Ecevit Güngör, Nisêbîn’de (Nusaybin) Seyithan Dede ile İstanbul’da Günay Özaslan katledildi. Gerçekleşen protesto eylemleri sonrasında 34 kentte toplam bin 34 kişi gözaltına alındı.
İHD’den rapor: 140 DAİŞ bin 34 gözaltı
Gerçekleşen protesto eylemlerindeki polis şiddetine ilişkin rapor sunan İnsan Hakları Derneği (İHD), 21-28 Temmuz 2015 tarihleri arasında yapılan operasyonlarda 140 kişinin DAİŞ, 22 kişinin "Paralel Yapı" üyesi ve diğerlerinin ise PKK/KCK ve diğer sol örgütlerle ilişkisi olduğu iddiasıyla olmak üzere toplam bin 34 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Gözaltına alınanlardan 5 kişi DAİŞ, 49 kişi ise PKK üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı.
TSK, DAİŞ iddiasıyla PKK’yi bombaladı
Katliam sonrasında DAİŞ’e karşı mücadele ettiğini iddia eden TSK, Güney Kurdistan’ı bombalamaya başladı.
9 yıl içerisinde değişmeyen tek şey ailelerin sürdürdüğü adalet mücadelesi iken, katliamda yaşamını yitiren 33 düş yolcusu için her sene katliamın yıldönümünde ülkenin dört bir yanında anma etkinlikleri düzenleniyor.
Katliamda yaşamını yitiren İstanbul Arel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi ve İnsan Hakları ve Demokrasi Kulübü Başkanı Murat Yurtgül’ün annesi Şemsa Yurtgül, katliamın 9’uncu yılı dolayısıyla ajansımıza konuştu.
‘Her mahkemeye gidişimiz bir senaryoydu’
Aradan 9 yıl geçmesine rağmen hala bir sonuca ulaşamadıklarını dile getiren Şemsa, “Her mahkemeye gidişimiz bir senaryoydu. Orada bir film çekiliyordu. Mahkemelerde derdimizi anlatıp tespitlerimizi ortaya koyuyorduk ama mahkeme adeta uyuyordu. Biz de duvara anlatır gibi anlatıyorduk. Katliamda kimin parmağı varsa, sorumluları kimlerse hepsinin açığa çıkmasını istiyoruz. Var olduğumuz sürece bunu sormaya ve davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Biz çocuklarımızı sokakta bulmadık. Ne koşullarda onları büyütüp okuttuk ancak hala sorumluları açığa çıkmadı. Biz bu davadan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Onların anısına kütüphane yapılmasını istiyorum’
Çocuklarının isminin yaşatılması için adlarına park, kütüphane gibi sosyal alanların yapılmasını talep ettiklerini kaydeden Şemsa, “Çocuklarımız anısına Qoser (Kızıltepe) Atatürk Mahallesi’nde bir yas evi yapıldı. Ancak belediyeye kayyım atandığı için isim verilemedi. Birkaç gün önce yine belediye ile görüşmeye gittik. Ben onların anısına kütüphane yapılmasını istiyorum. Çünkü oğlum kitapları çok severdi. Çok kitap okurdu. Ben de o yüzden bir kütüphane kurulmasını istedim. İki defa yapılacakken kayyım atandı” şeklinde konuştu.
‘O bu halkın şehididir’
“Beni, eşimi ve oğlumu gözaltına aldılar” diyerek aile üyelerine yönelik polis ve devlet baskısını anlatan Şemsa, “Kayınım mahkemede ‘Bir hakkımız varsa öbür dünyada alacağız. O dünyada da rüşvet, asker, polis yoktur’ dediği için dava açtılar. Defalarca mahkemeye gittik, geldik ama bir sonuç elde edemedik. Oğlumu kaybettim, ertesi gün bana ‘davacı mısın’ diye sordular. Nasıl davacı olmayalım? Eşimi gözaltına aldıklarında ‘Rahat durun’ demişlerdi. Hakkımızı aramak, oğlumuzu savunmak suç mu? 33 insan katledildi. Katledilenlerin yanı sıra uzuvlarını kaybedenler, psikolojisi bozulanlar var. Oğlumun bir arkadaşı 13 defa ameliyat oldu. Kolunu, bacağını kaybedenler var. Ailelerin davalarından dönmemesi gerekiyor. Yıldönümünde mezarlık başında yapacağımız anmaya tüm Qoser halkının katılması gerekiyor. Şehit sadece bizim şehidimiz değildir. O bu halkın şehididir” sözlerine yer verdi.