Kürtçe’ye yönelik saldırılar protesto edildi

  • 20:41 27 Temmuz 2024
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Kürtçe’ye yönelik saldırılardan AKP ve MHP’nin sorumlu olduğunu belirtilen eylemlerde,  kimsenin saldırıları meşru görmesin denilerek, "Saldırılara karşı mücadele etmenin tek yolu kendin olmakta ısrar etmektir” diye vurgulandı 
 
Birca Belek Dil ve Kültür Derneği, Kürtçe'ye yönelik saldırılar ve Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken gençlerin hedef gösterilip tutuklanmasına ilişkin dernek binaları önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Cizîr Belediye Eşbaşkanları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex il ve Cizîr ilçe örgütleri, DEM Parti milletvekili Mehmet Zeki İrmez, Silopiya Belediyesi bünyesinde faaliyet yürüten Ayşe Şan Dil Kültür ve Sanat Merkezi yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi ile çok sayıda kişi açıklamaya katıldı. Kitle, "Dilimiz onurumuzdur" yazılı pankart ile "Özgür dil, özgür yaşam", "Ziman jiyane" yazılı dövizler taşıdı. 
 
Basın açıklamasında konuşan DEM Parti Şirnex Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, Kürt dil ve kültürünün hedef alındığını belirterek, "Bu nedenle sonuna kadar dil ve kültürümüze sahip çıkacağız" dedi. 
 
'Kimse saldırıları meşru göremesin'
 
Ardından basın metnini Dernek Eşbaşkanı Cahit Akıl, okudu.
 
Yıllardır Kürtçeye yönelik saldırıların olduğu kaydedilen açıklamada, şunlar söylendi: "Kimse Kürtçeye yönelik saldırıyı meşru görmesin. Çünkü her halkın kendi dilinde eğitim ve hizmet alma hakkı vardır. Bunu engellemek isteyenler insanlık suçu işliyorlar. Özel savaş politikaları sonucunda kendi dilinde şarkı söyleyen veya konuşan Kürtler faşist saldırıların hedefi oluyor. Bu saldırılar sonucunda çok sayıda insan yaralanıyor ve çok sayıda insan hayatını kaybediyor. Bu saldırılar AKP ve MHP iktidarının politikaları ve siyasetçilerin kullandığı dilden kaynaklanıyor. Mersin'de Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken  gençler hedef gösterilmelerinden sonra gözaltına alındı. Gözaltında gençlere ‘Ölürüm Türkiyem’ şarkısı dinletildi. Gençlere yapılan bu muamele bir tür işkence ve insanlık suçudur.
 
‘Provokasyondur, hakarettir’
 
 Wan'da yola Kürtçe yazılan ‘Önce yaya’ kısmı silinerek yerine ‘Türkiye Türktür, Türk kalacak’ şeklinde ırkçı slogan yazıldı. Bu açık bir provokasyondur, zulümdür, haksızlıktır, hakarettir. Bu sadece Kürt halkına yönelik bir düşmanlık değil, aynı zamanda halklara yönelik bir düşmanlıktır. Kürt halkı çok demokratiktir, ahlaklıdır, mucizeleri vardır. Hiçbir millete, hiçbir dile karşı gelmemiştir. Zulmü ve haksızlığı asla kabul etmez. Zulme ve haksızlığa asla boyun eğmeyeceğimiz bilinmelidir. Artık bu hoşgörüsüzlüğe son vermek gerekiyor. Bu imha anlayışı ve bilinciyle Türkiye'nin sorunları kronikleşti. Bir diğer somut örnek ise DEM Parti Milletvekili Sayın Ali Bozan'ın AKP ve MHP milletvekilleri tarafından Meclis'te saldırıya uğramasıdır. Bu sıra dışı bir şey değil. Halkın iradesine karşı hoşgörüsüzlüktür. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Yine Elih ve Sêrt’te 6 Kürt kadını, bir düğünde şarkı söyledikleri ve faşistlerin sosyal medya hesaplarında hedef göstermeleri sonucu gözaltına alındı. Bu hedef göstermelerden AKP ve MHP iktidarı sorumludur” dedi. 
 
‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’
 
Kürtçe’ye yönelik saldırılara karşı halkın, hayatın her alanını Kürtçeleştirmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, "Cehalet ve zulüm hastalığına karşı mücadele etmenin tek yolu vardır kendimiz olmakta ısrar etmektir. En temel insan hakkımıza karşı çıkılmasını asla kabul etmeyeceğiz. Kültürümüze ve dilimize saldıranları asla kabul etmeyeceğiz. Bu saldırılara karşı mücadelemizi her zaman ve her yerde yükseltmemiz gerekiyor. Dilimizi korumak için hayatın her alanında mücadelemizi sürdüreceğiz” denildi.
 
Açıklama oturma eyleminin ardından son buldu. 
 
Amed
 
Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (Komeleya Lêkolînên Ziman û Çandên Mezopotamyayê-MED-DER), Amed Kürt Enstitüsü, DESTAR son dönemlerde halay çeken Kürt gençlerine yönelik artan saldırılara dair basın açıklaması yaptı. Peyas (Kayapınar) ilçesinde bulunan Roboski Parkı’nda yapılan açıklamada “Ez bi Kurdî dijîm/ Ben Kürtçe yaşıyorum” dövizleri taşındı. Açıklamaya DEM Parti ve DBP il, ilçe yöneticileri katıldı. Açıklamada “Zimanê me hebûna me ye /Dilimiz varlığımızdır” “Bê ziman jiyan nabe/dilsiz yaşam olmaz”, “Zimanê me rûmeta me ye/ dilimiz onurumuzdur” sloganları atıldı. 
 
Açıklamayı MED-DER Eşbaşkanı Şükran Yakut, yaptı. Şükran, anadilin bir toplumun duygu, düşünce birleşimi olduğunu kaydetti. Dillerin gelişiminin toplumun gelişimi anlamına geldiğini ifade eden Şükran, “Dil meşrudur, ahlakidir, vicdanidir. Her hakkın önünde yaşam hakkı gelir ve toplumsal yaşam kültür, sanat ve dile dayanır. Halk için demokrasi her şeyden önce farklı haklara saygı gösterilmesi ve bunların korunmasıdır. Bunun için evrensel yasalar öncelikle bu hakları alır. 21. yüzyılda insanların haklarına karşı gösterilen hoşgörüsüzlük, faşizmin göstergesidir. En tehlikeli faşizmin dil ve kültür üzerinde olandır. Kimse Kürt diline saldırmayı meşrulaştırmasın. Çünkü her halkın kendi dilinde eğitim ve hizmet alma hakkı vardır. Bunu engellemek isteyenler insanlık suçu işliyorlar” dedi. 
 
‘Kültürümüze saldırıları asla kabul etmeyeceğiz’
 
Kürt halkının hiçbir zaman anadiline yönelik saldırılara karşı boyun eğmediğini hatırlatan Şükran, “Halkımızın her koşulda Kürt yaşamında ısrarcı olması ve yaşamın her alanını Kürtleştirmesi gerekiyor. Kültürümüze, dilimize saldırıları asla kabul etmeyeceğiz. Bu saldırılara karşı halkımızın hoşnutsuzluğunu her yerde dile getirmesi, her yerde ve her zaman dilini korumak, zulme izin vermemek için mücadele etmesi, direnmesi gerekmektedir” diye konuştu. 
 
Açıklama yapılan oturma eylemi ardından son buldu.