Şişhane’deki nöbet eylemi 64’üncü gününde
- 21:42 17 Ağustos 2024
- Güncel
İSTANBUL – İstanbul'da, Şişhane Meydanı'nda 64 gündür devam eden kayyıma karşı nöbette, 25 yıl önce meydana gelen Marmara Depremi’nde yaşamını yitirenler anıldı.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı Beyoğlu ilçesi Şişhane Meydanı’nda başlattıkları nöbet eylemini 64’üncü gününde de sürdürdü. Eyleme birçok siyasi parti, sendika, kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı. "Kayyım defol" tişörtleri giyilen eylemde, Kürtçe, Türkçe, İngilizce ve Arapça yazılı "Colemêrg ya me ye" ve "Diren Hakkari, İstanbul seninle" pankartları açıldı. Ayrıca “Bijî berxwedana Colemêrg”, “Her yer Hakkari, her yer direniş”, “Kayyım gidecek biz kalacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Bijî berxwedana zindanan” sloganları atıldı.
Eylem, 17 Ağustos 1999'da Gölcük merkezli meydana gelen Marmara Depremi’nin yıldönümü nedeniyle depremde hayatını kaybedenlerin anılmasıyla başladı. Depremde yaşanan kayıplara ilişkin verilerin yer aldığı bir rapor okundu.
‘Belediyelerimize el koyan zihniyete karşı direniyoruz’
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz, Marmara Depremi’nde yaşamını yitirenleri anarak, o dönemde İstanbul’da bulunduğunu ve tanıklıklarını aktardı. Gonca, "Bu ülkenin tarihi yaslar ve katliamlarla dolu. Depremin üzerinden 25 yıl geçti. Devlet ve iktidar Marmara Depremi’nde yoktu, biz kendi dayanışmalarımızla o süreci yürüttük. 6 Şubat depreminde de aynı şekilde dayanışmayla bu süreci yürütmeye çalıştık, ancak yardım tırlarımıza el konulup bölgeye alınmadık. Bugün de iktidarın ayrımcı ve tek taraflı tutumu nedeniyle aynı şeyleri tekrar yaşıyoruz. Bu yüzden burada sadece Hakkari için değil, belediyelerimize el koyan zihniyete karşı da direniyoruz" dedi.
‘Savaşa ve zulme karşıyız’
Barış Annesi Rewşan Döner ise depremlerde meydana gelen ölümlerin iktidarların ihmali sonucu yaşandığını belirtti. Kayyım ve savaş politikalarının Orta Doğu coğrafyasında da ölümlere neden olduğunu vurgulayan Rewşan, "Bir barış annesi olarak, hiçbir halktan annenin yüreğinin yanmasını istemiyoruz. Biz savaş ve zulme karşıyız. Bu ülkede Kürt sorunu olduğunu kimse inkar etmesin. Bu nedenle Kürt halkı olarak herkesin demokrasi ve adaletin bu ülkede inşası için sorumluluk alması gerektiğini söylüyoruz" dedi.
Eylem, katılımcıların alkışları ve telefonlarının ışıkları eşliğinde Kürtçe ve Türkçe şarkıların çalınmasıyla sona erdi.