Leyla Zana’ya yönelik ırkçı saldırı protesto edildi

  • 17:24 18 Aralık 2025
  • Güncel
WAN - Wan Demokrasi Platformu bileşenleri, Leyla Zana'ya dönük ırkçı ve cinsiyetçi saldırıyı protesto ederek, “Bu hafızanın tribünlerde yeniden dolaşıma sokulması, açık bir provokasyon ve politik mesajdır” denildi.
 
Bursaspor-Somaspor karşılaşmasında Kürt siyasetçi Leyla Zana'ya cinsiyetçi ve ırkçı saldırıya karşı, Wan Demokrasi Platformu bileşenleri Wan Sanat Sokağı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, “Leyla Zana onurumuzdur”, “Leyla Zana Rumeta me ye” pankartı açılırken, sık sık, “Leyla zana onurumuzdur”, “jin jiyan azadi” sloganları atıldı.
 
‘Bursaspor taraftarlarının sicili bu açıdan yeni değil’
 
Basın metnini Emek ve Demokrasi Platformu adına Figen Çolakoğlu okudu. Figen Çolakoğlu, Bursaspor taraftarlarının sicilinin ırkçılıkta yeni olmadığını hatırlatarak, “Türkiye’de spor alanları, özellikle de futbol tribünleri, uzun süredir yalnızca sportif rekabetin yaşandığı mekânlar olmaktan çıkarılmış; ırkçı, şoven, cinsiyetçi ve ayrımcı ideolojilerin yeniden üretildiği siyasal alanlara dönüştürülmüştür. Bu dönüşüm kendiliğinden değil; yıllardır uygulanan inkâr politikalarının, cezasızlık pratiğinin ve toplumsal kutuplaştırmayı derinleştiren siyasal dilin doğrudan sonucudur. Bursaspor taraftarlarının sicili bu açıdan yenidir değildir. Daha önce Amedspor ile oynanan karşılaşmalarda 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetleri, zorla kaybetmeleri ve kontrgerilla pratiğini simgeleyen 'Yeşil' kod adlı figürlerin ve 'beyaz Toros' pankartlarının tribünlere taşınması, spor alanlarının nasıl bilinçli biçimde bir nefret ve tehdit zeminine dönüştürüldüğünü açıkça ortaya koymuştur. Bu semboller, binlerce insan için yalnızca bir görsel değil; kayıpların, acıların, adaletsizliğin ve hâlâ yüzleşilmemiş bir geçmişin simgesidir. Bu hafızanın tribünlerde yeniden dolaşıma sokulması, açık bir provokasyon ve politik mesajdır” dedi.
 
‘Yapılan münferit bir olay değil’
 
Leyla Zana’ya yapılan ırkçı saldırının münferit bir olay olmadığını sözlerine ekleyen Figen Çolakoğlu, “Bugün bu karanlık sicil, Bursaspor–Somaspor maçında Sayın Leyla Zana’ya yönelik cinsiyetçi ve ırkçı tezahüratlarla devam ettirilmiştir. Bu saldırı münferit değildir ve “bir grup taraftarın taşkınlığı” olarak geçiştirilemez. Leyla Zana şahsında hedef alınan; Kürt halkının siyasal temsili, kadınların kamusal alandaki varlığı, barış ve demokratik çözüm iradesidir. Bu yönüyle yaşananlar, doğrudan bir nefret suçu niteliği taşımaktadır” diye belirtti.
 
‘Bu saldırılar tesadüf değildir’
 
Toplumsal barışın, demokratik çözüm tartışmalarının yaşandığı bu süreçte bu tür saldırıların tesadüf olmadığının altını çizen Figen Çolakoğlu, “Toplumsal barışın, demokratik çözüm tartışmalarının ve eşit yurttaşlık taleplerinin yeniden gündemde olduğu bir dönemde, bu tür saldırıların artması tesadüf değildir. Aksine, barış ihtimalinden rahatsız olan, halkların bir arada yaşama iradesini tehdit olarak gören şoven ve ırkçı aklın bilinçli sabotaj girişimleridir. Tribünlerden yükselen bu dil, yalnızca Kürt halkını ve kadınları hedef almamakta; aynı zamanda emekçilerin ortak mücadelesini, demokratik toplumu ve toplumsal dayanışmayı da hedef almaktadır. Cinsiyetçi küfür ile ırkçı saldırı aynı politik zeminden beslenmektedir. Kadınların kamusal alanda söz kurmasına tahammül edemeyen erkek egemen zihniyet ile Kürtlerin eşit yurttaşlık ve özgürlük taleplerini bastırmaya çalışan inkârcı anlayış, aynı baskı rejiminin parçalarıdır. Bu nedenle Leyla Zana’ya yönelen saldırı, hem kadın düşmanlığının hem de Kürt karşıtlığının açık bir tezahürüdür” diye konuştu.