Ailelerle buluşmada ortak mesaj ‘mücadele’ oldu

  • 13:38 9 Eylül 2023
  • Güncel
İSTANBUL-TJA, Yeşil Sol Parti, MATUHAY-DER ve ANYAKAY-DER'in, “Ailelerimizle örgütlü ve özgür yaşamı inşa ediyoruz” şiarı ile ailelerle gerçekleştirdiği  buluşmada, ortak mesaj “mücadele” oldu. 
 
Tevgera Jinen Azad (TJA), Yeşil Sol ve Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Marmara Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (MATUHAY-DER) ve Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) , Avcılar ilçesinde bulunan Grand Life Garden Salonu'nda “Ailelerimizle örgütlü ve özgür yaşamı inşa ediyoruz” şiarı ile aileler buluşma gerçekleştirdi.
 
Çok sayıda kişinin katılımıyla buluşma gerçekleştiriliyor 
 
Buluşmaya çok sayıda demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin aileleri, tutsak yakınları, öz yönetim sürecinde yaşamını yitiren Cizîr Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un oğlu Adem Tunç, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Marmara Eşsözcüleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü ve Yeşil Sol Parti milletvekili Cengiz Çiçek, Halkların Demokratik Partisi( HDP) Gençlik Meclisi üyesi katıldı. Buluşmanın yapılacağı alana “Tecrîd sûcê mirovahîyê ye, em ê teqez tecrîdê bi dawî bikin”, “Mûcadelelerini başarıya ulaştırmak onlara sözümüzdür” yazılı pankartlar asıldı. 
 
Saygı duruşu
 
İlk olarak demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için zafer işaretleri ile bir dakikalık saygı duruşunda duruldu. Saygı duruşu “şehit namırın” sloganı ile son buldu. Saygı duruşunun ardından MATUHAY-DER Eşbaşkanı Dilek demir ve ANYAKAY-DER Eşbaşkanı Ayhan Yıldız sahneye çıkarak aileleri selamladı. 
 
‘Sorunlar çözülmeyene kadar kendimi özgür hissetmeyeceğim’
 
Ardından 30 yıl sonra cezaevinden çıkan Musa Şanak, “30 yıl az bir süre değil. Birçok arkadaşımız 30 yıldan fazla süredir cezaevinde. İmralı ve diğer cezaevlerinde tecrit uygulanıyor. Benim cezaevinden çıkmam beni bir yandan mutlu ettik ama diğer yandan buruğum bir parçam cezaevinde kaldı. Bugün ben kendimi hala özgür hissetmiyorum. Sorunlar çözülmeyene, arkadaşlarımız serbest bırakılmayana kadar kendimi özgür hissetmeyeceğim” diye konuştu. 
 
‘Toplumsal direniş içersen olmalıyız’
 
Devamında konuşan TJA aktivisti Felek Erdem, gerçekleşen saldırılara rağmen özgürlük mücadelesinin her geçen gün büyüdüğünü dile getirerek konuşmasına başladı. Felek, “su uyur düşman uyumaz” söyleminin mevcut siyasette de vücut bulduğunu vurgulayarak mücadelenin daha da büyütülmesi gerektiğini kaydetti. Felek, “Özel savaş politikası ile gençleri toplumdan uzaklaştırmak istiyorlar. Özel savaş politikası ile birlikte genç kadınları uyuşturucu, fuhuş ile benliklerinden kimliklerinde uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Ama biz biliyoruz ki aileler bu saldırıları boşa çıkarıyor. Kürt halkı Abdullah Öcalan şahsında uygulanan tecrit artık tüm halka ve zindanlara uygulanıyor. Bunu karşısında toplumsal direniş içersen olmalıyız.  Zindandaki arkadaşlar birçok devletin farklı politikaları ile karşı karşıya kalıyor ama büyük bir direniş yürütüyor. Herkesin kendine bu mücadele yeter mi değil mi? diye sorması gerekiyor. Mücadele sadece zindanların üstüne kalmamalı. Tecridin önünde aileler olarak halk olarak durmamız gerekiyor. 4 parça Kurdistan’da savaş var. Dilimize, doğamıza, kültürümüze saldırılar gerçekleştiriliyor. Kadına yönelik saldırılar, katliamlar büyüyor. Kadınların sorunu için çocuk istismarı için mücadele etmeliyiz. Bu sorunlar hepimizin sorundur. Reflekslerimizi büyütmeliyiz. Aileler ne kadar güçlü durursa gençlerde o kadar güçlü durur” diyerek çağrı yaptı.
 
 ‘Biz aslanların annesiyiz korkmayız’
 
Daha sonra Sêrt’te 2020’de hava saldırısında yaşamını yitiren ve 3 yılın ardından cenazesi ailesine teslim edilen Eyüp Çelik’in annesi Saliha Çelik söz aldı. Saliha, “Her şehit kendi kanına Kürdistan’ı suluyor. Bütün ailelerin, başkanın başı sağ olsun. Sağ olduğumuz sürece şehit annesi olarak kanımızın peşinde olacağız. Düşman çocuklarımızın kemiklerini bize kutularda göndererek bizi korkutacağını sanmasın. Biz aslanların annesiyiz kimseden korkmayız. Düşmandan kokmuyoruz şehitler ölmez” diye belirtti. 
 
‘Devlet ne kadar zulümkar ise bizde o kadar mücadeleciyiz’
 
Ardından Sêrt’te 2020 yılında hava saldırısında yaşamını yitiren ve kemikleri ailesine 3 yıl sonra kutu içinde teslim edilen Yılmaz Uzun’un babası İbrahim Yılmaz söz aldı. İbrahim, “Bana bir kutuyu verdiklerinde bir an düşündüm. Benim oğlum uzun boylu güçlü nasıl bir kutuya sığar? Yolda giderken merakıma yenik düştüm çocuğum nasıl kutuya sığar diye ve kutuya baktım. Köye gittiğimizde ise imam vermediler, camilerin kapısını kapatıp namaz kıldırmadılar. Dedim kim madem cami Allah’ın evi ise bu kapı bize nasıl kapanıyor? Düşman bunu bilsin onlar o kadar zulümkar ise bizler de o kadar mücadeleciyiz. Burada herkesin huzurunda söylüyorum. Elimizde şehitlerin elinde, gençlerin yolunda olacak. Hayalleri bizim hayallerimiz, yolları yolumuzdur, şehitler ölmez” dedi.
 
‘Abdullah Öcalan’ın paradigması bize rehberlik ediyor’
 
Son olarak söz alan Yeşil Sol Parti milletvekili Ömer Öcalan yaptığı konuşmada, “Kürt halkının lideri Abdullah Öcalan’dır. Abdullah Öcalan’dan hiçbir şekilde haber alınamıyor. Her gün 4 parça Kurdistan’da bir savaş yürütülüyor. Türkiye’de de Kürtlerin siyasetini tasfiye etmek istiyorlar. Biz birbirimize sahip çıkarsak ancak geleceğimizi kurarız. Moralimizin irademizin büyük olması gerekiyor. Bizim siyasetimiz halkımızın özgürlüğü içindir. Abdullah Öcalan’ın paradigması bize bu konuda rehberlik ediyor. Eğer bu yolu takip etmezsek sapmaların yaşanması kaçınılmazdır” dedi.