ÖHD: İmralı tecrit sistemine son verin
- 12:55 27 Eylül 2023
- Hukuk
HABER MERKEZİ - ÖHD, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit ve 30 aydır haber alınamama haline dair birçok kentte eş zamanlı yaptığı açıklamada, Türkiye’yi, BM İnsan Hakları Komitesi ve CPT gibi tarafı olduğu uluslararası hukuk kurumlarının kararlarının gereğini yerine getirmeye ve bir hukuk devleti olarak kendi Anayasası’na ve ilgili kanunlarına uyarak İmralı tecrit sistemine son vermeye çağırdı.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan haber alınamama halinin 30'uncu ayını geride bırakması ve ağırlaştırılmış tecride ilişkin, Amed, İstanbul, Wan ve daha birçok kentte eş zamanlı basın açıklaması düzenledi.
İstanbul
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Beyoğlu’ nda bulunan dernek binalarında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, Rezzan Sarıca ve İbrahim Bilmez ile Cumartesi Anneleri/ İnsanları, İnsan Hakları Derneği ( İHD), Toplum Hıkuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) Türkiye İnsan Hakları Derneği ( THİV) ve çok sayıda kişi orada bulundu. Açıklamayı ÖHD İstanbul Şubesi Genel Merkez üyesi Sezin Uçar okudu.
Amed
Amed’de ise ÖHD şube binasında yapılan açıklamaya İHD, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER), Tutuklu ve Hükümlü aileleri Dernekleri Federasyonu (TUHADFED) ve Amed Barosu katıldı. Ortak metnini ise ÖHD Amed Şube Eşbaşkanı Avukat Rıza Polat okudu.
Wan
ÖHD Wan Şubesi, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile kesintisiz 30 aydır hiçbir haber alınamamasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Şube binası önünde düzenlenen basın toplantısına avukatların yanı sıra, Halkların Demokratik Partisi(HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), TUHAY-DER Wan Şubesi de destek verdi. Ortak açıklamayı, ÖHD Wan Şube Eşbaşkanı Murat Özçicek okudu.
Ankara
ÖHD Ankara Şubesi de, tecride karşı dernek binasında açıklama yaptı. Açıklamaya birçok avukat katılırken İHD, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Asrın Hukuk Bürosu avukatları da katıldı. “Tecrit insanlık suçudur”, “Tecride son verin” yazılı pankartın asıldığı açıklamada ortak metni ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter okudu.
Mêrdîn
ÖHD Mêrdîn Şube, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecride ilişkin basın toplantısı düzenledi. İHD Mêrdîn Şubesi'nde gerçekleşen açıklamaya ÖHD'li avukatların yanı sıra İHD yöneticileri de katıldı. Açıklamayı, ÖHD Mêrdîn Şube üyesi Azad Kaya yaptı.
Eş zamanlı açıklama yapıldı
İmralı F Tipi Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım’dan, Ömer Hayri Konar’dan 30 hiçbir haber alınmadığına dikkat çekilen açıklamada, “7 Ağustos 2019 tarihinden beri yapılan tüm girişim ve başvurulara rağmen hiçbir avukat İmralı Cezaevi’ne gidememektedir. Avukatları, bu hapishanede tutulan mahpuslara taraf oldukları davalarda hukuki yardım sunamadıkları gibi, müvekkilleri ile telefon ya da mektuplaşma da dahil olmak üzere hiçbir şekilde haberleşemediklerinden, müvekkillerinin sağlık durumları hakkında da bir bilgiye sahip değillerdir. İmralı Cezaevi’nde tutulan mahpuslar Kürt olmaları ve politik kimlikleri nedeniyle bu denli insanlık dışı ve toplum vicdanı ile örtüşmeyen bir tecrit uygulamasına maruz kalmakta ve eşi benzeri olmayan bu hukuksuzluğa karşı özellikle Türkiye kamuoyunda yeterince ses çıkarılmamakta, bu durum adeta görmezden gelinmektedir” denildi.
‘Türkiye kararın gereğini yerine getirmedi’
Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin bir organı olan İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), İmralı Cezaevi ile ilgili daha önce hazırlayıp kamuoyu ile paylaştığı raporlarda hukuksuzları tespit etmiş ve bunların giderilmesi için Türkiye’ye tavsiyelerde ve uyarılarda bulunuldu vurgulanan metinde, ‘Ne yazık ki Türkiye; bu tavsiyeleri yerine getirmek bir yana, İmralı’daki tecrit sistemini adeta meydan okurcasına daha da derinleştirmiş ve İmralı Hapishanesini erişilemez, haber alınamaz bir mekan haline getirmiştir. Sayın Öcalan ve diğer üç mahpusun avukatlarının tedbir talepli başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi 2022 yılının Eylül ayında tedbir talebini kabul ederek, başvurucuların derhal kendi istedikleri avukatlarla, herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmadan görüşmelerinin önünün açılmasına hükmetmiş; fakat Türkiye bu kararın da gereğini yerine getirmemiştir. Ocak 2023’te avukatların İnsan Hakları Komitesi’ne yaptıkları haber alamama durumunun devam ettiğine dair bilgilendirmeden sonra komite, tedbir kararını Türkiye’ye tekrar hatırlatmış olmasına rağmen maalesef Türkiye bu kararın gereğini yerine getirmekten kaçınmıştır” sözlerine dikkat çekildi.
Açıklamanın devamı şu şekilde:
“10 Haziran 2022 tarihinde avukat görüşmesinin gerçekleşmesi talebiyle 29 baroya bağlı 775 avukat yetki belgesi ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunmuş, yapılan başvuruya halen bir dönüş gerçekleşmemiştir. Yine Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 22 ülkeden 350 avukat 14 Eylül 2022 tarihinde, Ortadoğu’nun farklı ülkelerinden 756 avukat ise 19 Eylül 2022 tarihinde Adalet Bakanlığı’na başvuru yaparak İmralı Ada Hapishanesi’nde avukat görüşü gerçekleştirme talebini sunmuştur. Yapılan bu başvurulara da herhangi bir yanıt gelişmemiştir.
Hukuk rafa kaldırılmış
Bütün bu tablo şunu açıkça göstermektedir ki, İmralı’da hukuk kabul edilemez bir şekilde rafa kaldırılmıştır. İmralı’da yasalar değil politik tercihler ve kararlar yürürlüktedir. Sayın Öcalan ve İmralı’daki diğer üç mahpus, tecrit sistemi içerisinde kaybettirilmeye, unutturulmaya çalışılmaktadır. Oysa biliyoruz ki, bütün bu hukuksuzluklara rağmen Sayın Öcalan İmralı’ya getirildiği günden beri gerek İmralı’daki yargılamalarda olsun gerekse de daha sonraki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki başvurularına sunduğu savunmalarında olsun, Türkiye’nin en yapısal meselesi olan Kürt meselesinin çözümü için her zaman yapıcı davranmış ve samimi bir şekilde çaba sarf etmiştir. Devlet de çeşitli zamanlarda ve çeşitli şekillerde kendisiyle bu meselinin çözümü için masaya oturmuş, diyalog geliştirmiştir. Sayın Öcalan’ın çağrılarıyla ateşkes süreçleri yaşanmış, barış grupları Türkiye’ye gelmiştir” ifadelerine yer verildi.
Tecride ses çıkarma çağrısı!
Ne yazık ki İmralı’daki tecrit her anlamıyla tüm Türkiye’ye yayılmış, Kürt meselesinin çözümünde diyalog ve barış politikalarının yerini ‘güvenlikçi’ politikalar almış ve ekonomi başta olmak üzere Türkiye her alanda daha yakıcı ve karanlık bir döneme girmiştir. Tüm bu sebeplerle, hukuk dışı olduğu kadar etik dışı da olan ve 25 Eylül 2023 tarihi itibariyle 30. ayını dolduran tecrit ve haber alamama durumuna derhal son verilmelidir. Bizler demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesi veren hukukçular olarak Türkiye’yi, BM İnsan Hakları Komitesi ve CPT gibi tarafı olduğu uluslararası hukuk kurumlarının kararlarının gereğini yerine getirmeye ve bir hukuk devleti olarak kendi Anayasası’na ve ilgili kanunlarına uyarak İmralı tecrit sistemine son vermeye çağırıyoruz. Başta barolar ve hukuk örgütleri olmak üzere tüm hukukçuları ve demokratik kamuoyunu bu kabul edilemez tecrit politikasına karşı ses çıkarmaya davet ediyoruz.”