Özgürlük Yürüyüşçüleri: Tecrit kalkmadıkça halk durmayacak

  • 09:01 26 Kasım 2023
  • Güncel
İSTANBUL – Gemlik’e gerçekleştirilen Özgürlük Yürüyüşü’ne katılan Barış Anneleri, “Önderlikten haber almak istiyoruz. Hiç kimse bizi yolumuzdan geri çeviremez. Talebimiz nettir, fiziki özgürlüğün sağlanması gerekiyor. Hem Kürt halkı hem de Türk halkı, tek çözümün İmralı olduğunu çok iyi biliyor. Tecrit kalkmadığı sürece bu halk durmayacak” mesajını verdi.
 
İmralı Adası’nda 33 aydır hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin son bulması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle 19 Kasım’da yüzlerce kişi İstanbul’dan Gemlik’e “Özgürlük Yürüyüşü” gerçekleştirdi. 39 ilçeden yüzlerce araç ile Gemlik’e ulaşan her kesimden halklar, yaptıkları açıklamalar, attıkları slogan ve zılgıtlarla PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünün sağlanması yönündeki taleplerini bir kez daha yineledi. Tüm engellemelere rağmen halkın yoğun ilgi ve katılım sağladığı “Özgürlük Yürüyüşü”nden, İmralı tecridi kırılana ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanana dek mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerinin vurgusu açığa çıktı.
 
Yürüyüşe katılan İstanbul Barış Anneleri İnsiyatifi üyeleri Fatma Yılmaz ile Güler Buğday, JINNEWS’e konuştu.
 
‘Kürt halkı Önderine sahip çıkmalı’
 
33 aydır PKK Lideri’nden hiçbir haber alınamamasına dikkat çekmek için Gemlik’e gittiklerini söyleyen Fatma Yılmaz, “Kürt halkının kendi Önderine sahip çıkması gerekiyor. Sahiplenmeleri lazım” dedi. Polislerin tüm engellemesi ve gözaltılara rağmen geri adım atmadıklarını vurgulayan Fatma, “Kürt halkı ne olursa olsun Gemlik’e gideceğiz dedi ve gitti. Biz sonuna kadar bunun takipçisi olacağız. Hangi hukukta yazıyor bu tecrit? Kürt halkı bu hukuksuzluğu kabul etmiyor, etmeyecek de. Biz bu davanın peşindeyiz. Önderlikten haber almak istiyoruz ve Kürt halkının en doğal hakkıdır bu” sözleriyle Abdullah Öcalan’ın aile ve avukat görüş haklarının ihlal edildiğini dile getirdi.
 
Talepleri net: Fiziki özgürlük sağlanmalı!
 
İktidarın tüm engelleme ve saldırılarına rağmen mücadele ağlarını büyüteceklerini vurgulayan Fatma, “Mücadele etmekten hiçbir zaman geri adım atmadık ve bu mücadele ile birlikte Önderimizin yanındayız. Hiç kimse bizi yolumuzdan geri çeviremez” mesajını verdi. PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünde ısrarcı olduklarının altını çizen Fatma, “Biz anneler ‘Özgürlük Yürüyüşü’ne gittik. Polisler bizi gözaltı yapmak ile tehdit ediyordu. Ama bizler de geri adım atmadık. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yürüyüşü gerçekleştireceğimizi belirttik onlara. Biz kararlıydık ve bu kararlılığımızı da gösterdik. Talebimiz nettir, fiziki özgürlüğün sağlanması gerekiyor. İmralı’dan ses almak istiyoruz. En temel hakkı olan aile ve avukat görüş hakkının olmasını istiyoruz” dedi.
 
‘Halklar tek çözümün İmralı olduğunu biliyor’
 
Tecrit politikalarının hem Kürt halkı hem Kürt halkının dostlarına hem de Abdullah Öcalan üzerinde uygulandığını söyleyen Güler Buğday da, “Sayın Abdullah Öcalan şahsında tüm cezaevlerine yayılan bir sistem var” diyerek tecridin insanlık suçu olduğunu ifade etti. Tecrit politikalarının savaşa zemin hazırladığını vurgulayan Güler, “Kürt halk Önderinden yıllardır haber alınamıyor. Milyonlarca kişinin Önderliğini yapıyor. Bunu herkes çok iyi biliyor. Hem Kürt halkı hem de Türk halkı, tek çözümün İmralı olduğunu çok iyi biliyor. İmralı tecridi kalkmadığı sürece huzur ve refaha ulaşamayız. Özgür, eşit ve adaletli bir yaşam olmadığı sürece barış da sağlanmaz. Onun için tecridi kabul etmiyoruz. Kimse de bunu kabul etmiyor. Kürt halkı bunu kabul etmeyecek. Tecrit sadece cezaevlerinde değil yediden yetmişe tüm halkları etkiliyor” şeklinde konuştu.
 
Çözümün anahtarı Abdullah Öcalan!
 
İktidarın Kürt halkına yönelik özel savaş politikalarının hem Kurdistan hem de Türkiye halklarına yansıdığını dile getiren Güler, “Toplum da bunun farkında ve artık isyanda. Devletin şu an yürüttüğü politikaları hiçbir halk kabul etmiyor. Mesele sadece Kürt halkının meselesi değil, tüm halkların bu sorun için bir çözüm üretmesi gerekiyor” dedi. Devletin kadınlara, çocuklara, gençlere ve Kürt halkına dönük tüm uygulamalarının son bulması için tek yolun mücadeleden geçtiğinin altını çizen Güler, bunun da tek anahtarının Abdullah Öcalan olduğunu sözlerine ekledi. Güler, “Hem Kurdistan hem de Türkiye metropollerinde yaşan halklar, bu hukuksuzluğa bir son verilmesi gerektiğini bilsinler. Bunun için de İmralı’daki mutlak iletişimsizlik halinin son bulması için bir mücadele yürütmemiz gerekiyor” sözlerini kullandı.
 
Haksızlığın ve hukuksuzluğun adresi: İmralı tecridi
 
Tutsakların mücadelesini tüm halkların sahiplenmesi gerektiğini belirten Güler, “Hiçbir tarihte halkların katledilerek ve yok edilerek bitmediğini biliyoruz. Kürt halkı da hiçbir baskı karşısında boyun eğmedi ve eğemeyecek” diye konuştu. Güler, “Haksızlığın ve hukuksuzluğun adresi İmralı tecrididir. Bu tecrit de tüm halkın yaşamına yansıyor. Tecrit annelerin gözyaşıdır. Hiçbirimizin korkmaması gerekiyor. Devletin tüm baskılarına rağmen kendi mücadelemizin bilincinde olmamız ve yasaklara aldırış etmememiz gerekiyor. Ağzımızı açsak, ‘yasak’ diyorlar. Zaten devlete göre her şey yasak. Bizim bunlara aldırış etmememiz gerekiyor” ifadeleriyle iktidar saldırılarına mücadele ile yanıt verme çağrısı yaptı.
 
Mesajları net: Bu halk durmayacak
 
Gemlik’e büyük bir kararlılıkla yürüdüklerini aktaran Güler, “Polis ablukası her yerdeydi. Ama halkın talepleri de net ve bir o kadar da kesindi. Tecrit kalksın, hukuksuzluk son bulsun ve Kürt halk Önderinin fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini ifade ettik. Kürt halkı, Erdoğan’ın sistemini kabul etmediğini bir kez daha göstermiş oldu. Binlerce Kürt mücadele etti, direndi ve o gün orada bulundu. Demokratım diyen tüm insanların devletin kirli savaşına dur demesi gerekiyor. Sadece bugün değil, tecrit kalkmadığı sürece bu halk durmayacak” vurgusuyla mücadelelerini kesintisiz olarak sürdüreceklerinin mesajını verdi. Güler, barışın ve özgürlüğün sağlanabilmesi için de tüm halklara ortak mücadele çağrısı yaptı.