Tutsak aileleri: Tecridin son bulması için herkes sesini çıkarsın
- 09:01 9 Aralık 2023
- Güncel
Rabia Önver
COLEMÊRG - Cezaevlerinde 13’üncü gününe giren süreli dönüşümlü açlık grevinde olan tutsakların direnişini selamlayan tutsak anneleri, bir an önce görüşmelerin sağlanması ve tecridin sonlandırılmasını istedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, yaklaşık 3 yıldır avukatları ve ailesiyle görüşmesi engelleniyor. En son kardeşi Mehmet Öcalan iel 25 Mart 2021’de kesintili bir telefon görüşmesi yapan Abdullah Öcalan’ın yanı sıra İmralı’da bulunan tutsaklar Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar ile de hiçbir iletişim sağlanamıyor. Yapılan tüm başvurular ise “disiplin cezaları” gerekçesi ile engelleniyor. Tüm bu yaşananlar karşısında, Kurdistan, Türkiye ve Kuzey Doğu Suriye’nin yanı sıra Avrupa’da da Abdullah Öcalan için çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlenirken, peş peşe çağrılar da yapılmaya devam ediyor.
Son olarak cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebiyle 15 Şubat’a kadar süreli dönüşümlü açlık grevine başladı. 13’üncü gününe giren tutsakların eylemine destek ve aynı taleplerle Amed, Wan, Mersin ve Adana’da ailelerin katılımıyla başlayan “Adalet Nöbeti” sürüyor.
Tutsakların direnişini selamladı
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde olan Remziye Yaşar ve Trabzon Beşikdüzü Cezaevi’nde tutulan Dilges Yaşar’ın annesi Mehsima Yaşar, sözlerine cezaevlerinde açlık grevinde olan tutsakların direnişini selamlayarak başladı. Mehsima, sonuna kadar tutsakların yanında olacaklarını belirterek, “25 yıldır Kürt halkının önderi cezaevinde bulunuyor. Ailesinin, avukatların görüşmeye hakkı var ama aylardır görüş sağlanmıyor. Bu tecrit, Kürt halk önderi üzerinde olmazsa cezaevlerinde de, Kürt halkı üzerinde de olmaz” dedi.
‘Tecride karşı ses çıkarın’
Tutsakların sesi olmak için Kürt halkına dayanışma çağrısında bulunan Mehsima, “Vicdanım var diyen her insan dört duvar arasında bedenlerini ölüme yatıran tutsakları yalnız bırakmasın. Kuvvetli bir irade var cezaevlerinde ama bizler o kuvvetle mücadele eden çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Tecrit sadece zindanlarda yok, dışarıda ailelere de tecrit uygulanıyor. Kimin elinden ne geliyorsa yapsın. Bu zulme ve tecride karşı ses çıkarsın” sözlerini kullandı.
‘Görüşmeler sağlanmalı’
Silivri Cezaevi’nde bulunan tutsak Mehdi Mıhçı’nın annesi Gülbeyaz Mıhçı ise, tecridin cezaevlerine ve tüm Kurdistan’a sirayet ettiğini söyledi. Gülbeyaz, “Bu tecridin büyümesine sebep olan herkesi kınıyoruz. Bizle barış olsun dedikçe, onlar bize zulüm ediyor. Herkes bu tecride karşı kulağını ve gözünü kapatmış sessiz bir şekilde izliyor. Önderlikle görüşmelerin sağlanmasını ve tecridin kırılmasını istiyoruz. Yeter artık ne zamana kadar bu tecrit, önderlik üzerinde devam edecek?” diye sordu.
'Cezaevlerinde cenazelerin çıkmasını istemiyoruz'
Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmadan barışın sağlanamayacağını altını çizen Gülbeyaz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tecrit öncelikle Önderlikle başladı, cezaevlerine, Kürt halkına, kadınlara, biz annelere kadar geldi. Şu an cezaevlerinde açlık grevleri başlamış. Benim de oğlum açlık grevinde. Bütün tutsaklar tecrit için açlık grevinde. Bizler tutsaklara ses olmalıyız. Bir an önce tecridin kırılmasını ve önderlikle görüşmelerin sağlanmasını istiyoruz.”
Gülbeyaz son olarak Abdullah Öcalan ve cezaevlerindeki tutsaklara yönelik tecride karşı bir kılam seslendirdi.