Gurbet Tekin: Varlığımız, her şeyimiz o kutularda…

  • 09:03 20 Aralık 2023
  • Güncel
 
Öznur Değer
 
MÊRDÎN - Cenazelere ve mezarlara yönelik saldırıları değerlendiren MEBYA-DER Mêrdîn Eşbaşkanı Gurbet Tekin, “Gönderdikleri o paketlerde kocaman bir dünya olduğunu bilmiyorlar. Bizim yaşamımız, annelerin gözyaşları, yüreğimiz, onurumuz, varlığımız, her şeyimiz o kutularda. Bu nedenle o kutulara sahip çıkmalıyız” dedi.
 
Siyasi iktidarın Kurdistan’da yürüttüğü özel savaş politikaları çoklu boyutlarda yaşanmaya devam ederken, iktidar halkın toplumsal değerlerini de hedef alıyor. Özellikle cenazeler üzerinden gerçekleştirilen saldırılar ile “gömülme hakkı” ve “ölüye saygı” yok sayılıyor. Cenazeleri kargo kutularında, karton kutularda ailelere teslim edilmesi, mezar taşlarının kırılarak mezarlıkların tahrip edilmesinin yanında diğer taraftan da DNA’ları eşleşen cenazeler kimsesizler mezarlığına gömülerek aylarca, hatta yıllarca ailelere verilmiyor. Aileler yürüttükleri mücadele ile cenazelerini kimsesizler mezarlığından çıkarabiliyorken, kutularda teslim edilen cenazeler ise tarihe fotoğraf kareleri ile not düşüyor. Bu uygulamanın son örneği ise 29 Kasım’da cenazesi İstanbul ATK tarafından ailesine karton kutuda teslim edilen YJA STAR'lı Menfiyat Elçiçek.
 
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Mêrdîn Eşbaşkanı Gurbet Tekin, cenazelere yönelik işkenceye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Cenazeler parçalanarak, kutularda gönderiliyor’
 
Aileler ve cenazeleri üzerinde yürütülen politikayı kınayan Gurbet, “Köyleri yakıldı, göçe zorlandılar, cezaevine girdiler, çocuklarının cenazelerine ulaşamıyorlar… Aileler bunun gibi çok şey yaşıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de ailelere çocuklarının cenazelerini parçalayarak, kutularda gönderiyorlar. Cenazesini alan ailelere ise başka politikalarla gidiyorlar. Çocuklarının mezarlarını, mezar taşlarını tahrip ediyorlar, kırıyorlar, zarar veriyorlar” ifadelerini kullandı.
 
‘Acı çekiyoruz ancak korkmuyoruz’
 
Aynı işkence uygulamalarının bir kısmını kendisinin de yaşadığını kaydeden Gurbet, oğlunun cenazesini uzun aradan sonra teslim alıp memleketinde gömdükten bir süre sonra oğlunun mezar taşının kırıldığını anlattı. Bu durumun aileleri cezalandırmak olduğunun altını çizen Gurbet, “Aileler zaten acı çekiyor ama onlara daha büyük bir acı yaşatmak, acılarına acı katmak istiyorlar. Yaptıkları işkence ve eziyetlerle biz aileleri korkutmaya çalışıyorlar. Evet, acı çekiyoruz, ancak korkmuyoruz. Çünkü yaşamadığımız şey kalmadı zaten” sözlerine yer verdi.
 
‘O paketlerde kocaman bir dünya var’
 
Mezarlıklara ve cenazelere yönelik saldırıları kabul etmeyeceklerine işaret eden Gurbet, bunların hukuk, adalet ve insanlık dışı uygulamalar olduğunun altını çizdi. Gurbet, saldırılarla intikam alınmaya çalışıldığını belirtirken, “Ama bu şekilde intikam alamayacaksınız. Bu bir onursuzluktur. Cenazelerimiz bizim değerlerimizdir. Son birkaç yıldır artık cenazeleri kargo ile teslim etmeye başladılar. Garzan’daki cenazeler Kilyos’ta kaldırıma gömüldü. ‘Kargo paketlerini ne kadar küçültürsek onlar da o kadar küçülürler’ diye düşünüyorlar. Oysa o paketlerde kocaman bir dünya olduğunu bilmiyorlar. Bizim yaşamımız o kutularda, annelerin gözyaşları o kutularda, yüreğimiz, onurumuz, varlığımız, her şeyimiz o kutularda. Onlar için küçük olabilir ama o kutuda dünya var. Bu nedenle o kutulara sahip çıkmalıyız ki hadlerini bilsinler ve bir daha çocuklarımızın cenazesini kutularda teslim etmesinler” şeklinde konuştu.
 
‘Ne Kürt’ün ne Türk’ün kanı dökülsün’
 
Halka seslenen Gurbet, yalnızca ailelerin değil tüm halkın cenazelere sahip çıkması gerektiğini ifade etti. Cenazelerin gelmediği bir dünya ve barış dilediklerini ekleyen Gurbet, ulusal birliğe vurgu yaptı. Gurbet sözlerini şöyle sürdürdü: “Birlik olursak, örgütlenirsek tecridi de kırabiliriz. Önderimizi de özgürleştiririz. İşte o zaman artık kan dökülmeyecektir. Ne Kürt’ün ne Türk’ün kanı dökülsün. Birliktelik sağlanmalı. Cenazelere sahip çıkarsak tahrip edemeyecekler, kimsesizler mezarlığına gömemeyecekler. Çünkü onlar kimsesiz değil.”